bc

Aşk takvimi

book_age18+
382
FOLLOW
4.6K
READ
one-night stand
HE
powerful
gangster
drama
werewolves
childhood crush
musclebear
like
intro-logo
Blurb

1 yıl önce Yine 22 mart doğum günü için hazırlanmışdım. Üniversitede okuduğum için ailemden uzakda yaşıyordum. Okul çıkışı akşama doğru arkadaşlarımla doğum günümü kutlayacaktım. Güzelce hazırlanıb okula hazırlandım. Zamanında üniversiteye yetişdim. Derslerim bitdikden sonra arkadaşlarla sözleşdiyimiz yerdə buluşmak için kafeye gidicekdim. Fakat çıkışda birden karşımda biri durub gitmeme izin vermedi.Ne olduğunu anlamadan başımı yukarı kaldırdım ve uzun boylu, esmer tenli, küçük kıvırcık saçlı, yüzünde gülücükle bana bakan yakışıklı bir erkek elinde de bir buket çiçek gördüm.

chap-preview
Free preview
1 Bölüm "İlk karşılaşma"
Bahar her zamanki gibi sabah erken uyanmış camdan dışarı bakıyordu. Fakat bu gün her şey farklıydı. Onun doğum günü idi. Bir yıl önce onunla karşılaşdığı anı hatırladı. Bir yıl içinde ne kadar anı biriktirmişti. Güzel anılarmı fazlaydı, yoksa kötü anılarmı? Bu soruların artık zamanı değildi. Geç kalınmıştı bu denli sorulara. Güzel ilerleyen bir aşk hayatı dağılmış, ama yine de mutluydu. Sevdiği adamdan karnında bir hediye- bebek taşıyordu. Ne kadar sevdiği adamla yolları ayrılmış olsa da ona yine aşıktı. Onu hayatından söküp atmışdı, ama ona aşkını silememişti. Böyledir zaten. Kimi sever kavuşur, kimi sever hasret çeker. Ama karnında taşıdığı o mucize onun hayata, geleceye dair umutlarını yeşertiyordu. ***** 1 yıl önce Bahar Yine 22 mart doğum günü için hazırlanmışdım. Üniversitede okuduğum için ailemden uzakta yaşıyordum. Okul çıkışı akşama doğru arkadaşlarımla doğum günümü kutlayacaktım. Güzelce hazırlanıp okula gitdim. Daha erken olduğu için otobüse binmiştim. Zamanında üniversiteye yetişdim. Derslerim bitdikden sonra arkadaşlarla sözleşdiyimiz yerde buluşmak için kafeye gidecektim. Fakat çıkışta birden karşımda birinin arabasına yaslanarak bana baktığını fark etdim. Önemsemedim, ama birden yaslandığı yerden kalkıp bana doğru geldi.Tabi elindeki çiçekle birlikte. Tam karşıma geçtiğinde hiç bir şey anlamayan bir halde olan biteni anlamaya çalışıyordum. Yüzüne bakmamak için başımı aşağı eydim, ayakkabılarını gördüğümde yeni gibi göründüyünü fark etdim. Gitmeyeceyini anladığımda ona ayakdan ta başına kadar bakarak yüzünde durdum. Bu adamın galiba üstündeki her şey yeniydi. Uzun boylu, esmer tenli, hafif dağınık saçlı, yüzü tıraş olunmuş ve yüzünde tebessüm ederek bana bakan yakışıklı bir erkek elinde de bir buket çiçek gördüm. Bahar "Ne istiyorsunuz?" diye somuştum ki "Doğum gününüz kutlu olsun" Bahar hanım deyip buketi kucağıma verdi." Ben sizi kafeye götürmek için geldim. Sevda hanım beni sizin için gönderdi." Şaştım kaldım. Sevdanın abuk-subuk davranışlarını ve sürprizler sevdiyini biliyordum. Hatta dün sana bir sürprizim var demesi aklıma geldi. Fakat ben bu adamı hiç görmemişdim. "Teşekkür ederim. Ama ben kendim giderim" diye oma cevap verdim. Yabancı birinin arabasında gitmek istemedim, bana arabasını gösterdi. BMW M3 model bir arabaydı. "Nerden biliyorum diye sorsanız ben bu arabayı çok seviyordum. Geleceyine çalışıp bu modelden alacaktım" diye kendime söz vermişliyim vardır. Gelelim bana. "Ama Bahar hanım. Sevda sizsiz gelmememi tenbihledi. " "Kendim giderim, gerek yok" dedim. "Sizin götürmenize ihtiyacım yok. Teşekkür ederim" deyip kenara çekildim. Fakat bu çocuk gitmek istemiyordu. Sonrasında binmeyeceğimi görüp bana kendiyle ilgili bilgiler vermeye başladı. İsminin Murat olduğunu belirtdi. Sevdanın üvey kuzeni olduğunu söyledi.Evet, Sevdanın üvey erkek kuzeni vardı, ama onu hiç görmemiştim. Bazı bilgiler Sevdanı tanıdığım kadarıyla üst üstü düşüyordu. Hava kararmaya başlıyordu, amma bu çocuk yolumu kapatıb gitmeme izin vermiyordu. Uzun uğraşlardan sonra gitmeye karar verdim. Benim için kapıyı açdı. Teşekkür edip arabaya bindim. Sessiz geçen yolculukdan sonra arabanı kafenin önünde durdurdu. Teşekkürümü iletip çiçeklerimle birlikte arabadan indim, arkadaşlarımı beni kafede beklerken gördüm. Sevdanı anında yakalayıp bunun ne olduğunu sorduğumda "sürprizim" diyerek geçiştirdi. Ama reetoranda dana güzel bir parti hazırladıkları için Sevdanı başka zaman da azarlaya bilirdim. Eğlenceli geçen geceni tamamladıkdan sonra arkadaşlarım evlere dağıldı. Ben de bir taksi çağırıp evime gitdim. Yeni güne başlarken telefonuma tanımadığım bir numaradan mesaj geldiğini gördüm. Numarayı tanımasam da fotoğraf tanıdık bir yüzde aitdi. Evet bu Sevdanın kuzeniydi. "Merhaba, ben Murat. Bu gün görüşe bilirmiyiz?"diye bir mesaj göndermişti. Amma neden böyle bir mesaj? Dün arabada olarken hiç yüzüme bakmamışdı. Hatta arabada bana soğuk bile davranmışdı. İtiraf ediyorum ki, yakışıklı bir erkekdi. Etkilenmemek elde değildi. Bir çok kızın hayalini süsleye bilirdi. Tanımasam da ilk gördüğümde ben de hoşlanmıştım, ama bu kadar. Sonrası diye bir şey düşünmemiştim. Önemlisi ise benim hayatıma şimdiye kadar kimse girmemişti. O yüzden mesajı okuyup cevaplamadım. Okula gitdiğimde Sevdanı bulup neler olduğunu öğrendiyimde şaşırdım. Meğersem çiçek getirmek onun sürprizi imiş. Beni bir kaç kere Sevdayla görmüş, hoşlanmış. Bu yolla da kendini bana göstermek istemiş. Başka bir derse girdiğim için daha sonra Sevdanı görmedim. Okul çıkışı yine onu gördüm. Arabanın karşısında durmuş beni bekliyordu. Görmezden gelmek istedim, fakat gözlerimiz bir-birini bulmuşdu. Gece gibi siyah gözleri benim ela gözlerimi sanki kendine hapis etmişdi. Bakışlarımı ondan ayıramıyordum. Bir az böyle zaman geçirdikden sonra "Bahar",- diye seslenişi beni uykudan uyandırdı. O gözler beni hem mutlu, hem de tedirgin ediyordu. Anlamakta zorluk çekiyordum. "Evet " deyip sustum. "İznin olursa seninle konuşmak istiyorum" dedi. "Müsaitsen bir yerde oturup konuşalım." Kendimde olmadan "evet " demiş ve arabasına binmiştim. Yol boyu yine sakin olarak kimse konuşmadı. Ve bu sessizlik beni geldiğim için pişman hale getiriyordu. "Ben senden hoşlanıyorum, izin ver kendimi sana tanıtayım" deyip elimi tutdu. Şaşırmışdım. Bu sakinliyin bir anda böyle bir hale döneceyini beklemiyordum. Utandığımdan yanaklarım kızardı. Yanaklarımın kızartısını arabanın sağ tarafındakı camdan görmek mümkündü. Ne de olsa ona bakmamak için yüzümü yana eğmiştim. Ama yüzünde dün gördüğüm o güzel tebessümün olduğunu hissediyordum. Elimi çekmek istedim, izin vermedi. "Bana bir şey söylemedin, Neden? İznin olmadan elini tutdum özür dilerim" söyleyip elimi bırakdı. "Sen konuşmadığında ben tedirgin oluyorum. Bir şeyleri yanlış yaptığımı düşünüyorum. Az önceki davranışım için özür dilerim" sözleri kalbimi yumuşatmıştı. Ama ne söyleye bilirdim ki ben ona. Ben neden bu arabadaydım ki? Ne akla hizmet ona uyup onunla yola çıkdım ki? Artık bu konuşmalar yetersizdi. Peki ondan hoşlanıyormuyum? Uzun boyu, spor yaptığını belli eden kasları ve gömleyinden kaslarının gözükmesi beni etkiliyordumu? Bilmiyorum. Amma onunla aynı yerde olmak beni rahatlatmışdı.

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook