DESTAN’DAN… “Smirnov benden şüphelendi” dedim içki masasında sanki şarap alırmış gibi iki metre uzağımda duran Eren’e. Bakışlarında görümüştüm. Seyidi Beşir olayını nereden bildiğimi sorgulamış İblis’e yaptığım canhıraş Türk savunmasına dikkat kesilmişti. “Farkındayım” dedi o da kadehini ağzına götürürken. Akşamüzeri karşılaşmamızdan yaklaşık üç saat sonra kokteyl için bir araya gelmiştik. Eren bu arada sözde Rus tanıdığı Sonya’yı içeri sokmuş Smirnov’un da olduğu bir görüşmede bizi tanıştırmıştı. İtiraf etmeliyim ilk başta Songül’ü ben bile Rus zannettim. Sapsarı saçlar masmavi gözler. Su gibi akıcı Rusça. Uzunca bir süre sonra ilk defa dört ayak üstüne düştüğümü hissediyordum. Tabi O da en az benim kadar Smirnov’un radarına takılacak soruşturmadan geçecekti. Eren’e göre iyi bir MİT