Ertesi gün saat on birde uyandık aşağı inip kahvaltı yapalım dedik çocuklarımı aldım ben önce indim... Ekrem'in o ara telefonu çaldı telefonla görüşüyordu kahvaltı istiyoruz dediğim de otel restorantının müdürü kahvaltının kapandığını söyledi bir saat sonra da öğlen yemeğine geçilecek bu saate mi kalınır deyince sinirlendim bende pardon ama size mi soracağız ne zaman kahvaltı yapacağımızı dedim adam böyle bir lakayt bir yılışık nasıl restoran müdürü yapmışlar anlamadım sinirle çocukları da aldım restoranı terk ettim... Ekrem kapıda karşıma geldi nereye gülüm kahvaltı yapacaktık dedi... Dışarıda yaparız burda ne kahvaltı yapılır ne de yemek yenilir dedim sinirli bir şekilde... O ara abimle Ebrum da geldiler... Kahvaltıyı kapatmışlar dedim... Abim ne demek kapatmışlar açmak zorundalar dedi... Valla müdür bu saate mi kalınır diye hesap sordu birden benden dedim... Amına korum ben onun o nasıl bir konuşmaymış öyle dedi abim sinirli sinirli restorana girdi, Ekrem de peşinden girdi sinirle... Aynı ukalalığı Ekrem ve abime de yaptı Abimler sinirlendiler iyice kocamla en son birbirlerinin üzerine yürüdüler ortalık karışmıştı güvenlikler filan geldi otelin müdürü indi koşuyor sürekli birileri restorana Parti'nin üst düzey isimleri de geldi özür diliyorlar abimden ve Ekrem'den öğlen yemek saati olduğu için kahvaltı saatini kapandığını söylediler... Bunu düzgünce söylesin ukala ukala konuşmasın dedi abimde... Biz ona göre mi hareket edeceğiz bu saate mi kalınır demek ne demek dedi Ekrem'de... Çok haklısınız özür dileriz bilmem ne tutuştular illa öğlen yemeğine kalın bizim ikramımız olsun filan dedi otelin müdürü... Ama abim tehditini savurmuştu bile bir daha benim beldemden buraya bir Allah'ın kulunu göndermeyeceğim diye bağırdı otelin itibarı gitmek üzereydi ne yapacaklarını abimi nasıl ikna edeceklerini bilemediler... Sonra abim partinin genel sekreterine döndü Melih bey toplantı daha ne zaman olacak milletin keyfi gelmedi mi daha dedi... Daha çok kişi gelmedi bugün geleceklerini söylediler dedi Melih bey'de ama Melih bey'de korkuyordu abimden... İyi biz dışarı gidiyoruz o zaman gelince haber verirsiniz toplantıya katılırız bizde dedi abim bir şans daha vermişti normalde abim en fazla iki şans verirdi üç çok nadir olurdu... Sonra abimle Ekrem bizim yanımıza geldiler... Dışarı çıkalım güzeller sizin gibi şöyle güzel bir kahvaltı yapalım amına koyum gelemediler bir türlü bu bilmem ne yaptığımın başkanları dedi abim sinirle Ebru'nun elinden tuttu... Ekrem'de geldi benim yanıma hadi gülüm deyip sarıldı bana Ekremimde... Çocukları da aldık çıktık abim boğazda çok güzel bir mekana götürdü kapıda karşıladı restoran müdürüne sahibine kadar bir hörmet bir rağbet enfes bir kahvaltı yaptık orda hem deniz havası aldık hemde kahvaltımızı yaptık... Abi sen İstanbul'u çok iyi biliyorsun sabahtan beri bizi bu salaklarla niye muhatap edip duruyorsun bak ne güzel oldu buraya geldik gözümüz gönlümüz karnımızı doydu dedim... Ebrumda beni onayladı hemen... O ara çocuk oyun alanına gitmek istedi çocuklar Çağan'la Serdar ama beni istemediler anne Ekrem amca gelsin dedi Serdar bende mutlu oldum kocama iyice alıştı Serdar diye Çağan zaten çok seviyordu Serdar'da seviyor artık kocamı diye çok mutlu olmuştum ama amaçları farklıymış yavrularımın... Serdar yine eskisi gibi değil ama tabularını kırmıştı artık Ekrem'ime karşı ama bu sefer tamamen annelerini düşündükleri için Ekrem'i istemişlerdi... Oyun alanına gittiklerinde Serdar ve Çağan kumbaralarındaki bütün kağıt paraları ceplerinden çıkartıp Ekrem'e uzatmışlar annemize bizde doğum günü sürprizi yapmak istiyoruz Ekrem amca annem çok mutlu oluyor bizde çok mutlu olduk annemizi böyle mutlu görünce diyor Serdar'ım Çağan'ım da abisine destek veriyor... Ekrem'in de hoşuna gidiyor sırf gönülleri olsun diye uzattıkları parayı alıyor eve gider gitmez kumbaralarına geri attı fazlasıyla... Peki nasıl birşey olsun isterseniz aklınızda birşey var mı çocuklar yoksa ben kafama göre mi yapıyım diye sormuş Ekrem sen yap demiş ikisi birden o zaman alt katta buranın pastane bölümüne var oraya gidelim beraber pastamızı seçelim doğum günü şarkısı ile kutlayalım olur mu ne dersiniz demiş tamam demiş ikisi birden... Ekrem'in elinden tutup aşağıdaki pastanenin yolunu tutuyorlar... Serdar bakmış Ekrem amca fiyatları çok pahalı bizim verdiğimiz para yetmez demiş üzerini ben tamamlarım demiş kocam... Serdar önce kabul etmek istememiş biz kendi paramızla yapmak istiyoruz Ekrem amca demiş oğlum... Kocamda oğlum bizim aramızda paranın lafı mı olur diye ısrar edince Serdar şart koşmuş o zaman eve gidince biriktirip sana geri vereceğiz biz borç olarak kabul edebiliriz anca Ekrem amca demiş Serdar'ım Çağan'da tabi paradır borçtur ne bilsin çocuğum abisinden yana oluyor abim ne derse o Ekyem baba diyor... Tamam desede Ekrem almaz kocam biliyorum ama sırf çocuklarımı üzmemek kırmamak için kabul etti gibi görünmüş... Birden müzik sustu doğum günün kutlu olsun Evrim müziği çalmaya başladı şoklar içinde ne oluyor diye sağa sola bakmaya başladım heyecanla... Pastayı Serdar almış eline Ekrem Çağan'ın elinden tutmuş hem gülüyorlar hemde iyi ki doğdun anneciğim diyorlar garsonlar gelip masanın yanında konfeti patlattılar... Ayy çok mutlu oldum çok teşekkür ederim kimin fikriydi bu dedim gülümsemeyerek... Bizim dedi Çağan'la Serdar tabi Ekrem amcanın da dedi Serdar'ım... Sende demek dedim kocama gözlerimi kırparak aşkla bakıyordum o ara... Abim mumları eridi iyice dileğini tut hadi ballı lokmam dedi abim... Tamam dedim... Çağan'la Serdar gelin sizde yanıma beraber üfleyelim mumları diye yanıma çağırdım... Derin bir nefes aldım dileğimi tuttum bir iki üç deyip üfledik çocuklarımla beraber... Çok teşekkür ederim beni çok mutlu ettiniz benim aşklarım benim sevgililerim diye çocuklarıma sarıldım öpücük yağmuruna tuttum onlarda beni öpücük yağmuruna tuttular aynı şekilde... Sonra pastamızı kestik yedik Çağan anne parka gidebilir miyiz dedi... Aklı orda kalmış oğlumun belli deyip tam kalkacaktım Fatih sen otur yenge biz Ketty le beraber ilgileniriz dedi... Ekrem'e baktım göz kırptı bırak gitsinler der gibi... İyi peki madem tamam teşekkür ederim dedim onlar gittiler... Serdar'ımı ve Çağan'ımı alıp... Hemen yerime oturup kocamı sıkıştırmaya başladım... Anlat çabuk nerden çıktı bu kutlama işi dedim kocama... Abimle Ebrum gülüyorlar Ekrem de güldü aynı Çağan demi dedi Ekrem abimle Ebru'ma dönerek... İkisi birden evet aynı dediler yine güldüler... Çocuklarımız diye başladı gözlerinin içi gülüyor kocamın... Çocuklarımız düşünmüş kumbaralarındaki kağıt paralarını elime tutuşturdular Serdar konuştu Çağan'ın aklı pek ermez biliyorsun karım dedi kocam... Evet aşkım dedim... Ekrem amca annemiz iki gündür çok mutlu pasta kesmek, kutlama yapmak çok hoşuna gitti bizde kumbaramızdaki paraları aldıydık çıkmadan birşey olursa kendi paramızla alalım diye annem için kullanmaya karar verdik, bizde annemizi mutlu etmek istiyoruz dedi dedi... Ebrumun gözler dolmuştu bile bu çocuk sert filan görünüyor ama içi yufka yürekli benim Serdar'ımın dedi Ebrumda... Aşağıdaki pastaneye gittik Serdar üzüldü paramız yetmiyor dedi... Ben üzerini tamamlarım dediğim halde kabul etmek istemediler dedi Ekrem... Neden dedi abimde... Kendileri yapmak istemişler sadece başkasının katkısı olmadan sadece iki kardeş yapmak istemişler dedi Ekrem'de... Abim tühh keşke ben gitseydim dedi... Kocam da sonunda anlaştık ama biz borç kabul ettiler eve gidince biriktirip tamamlayıp bana borçlarını ödeyecekler dedi Ekrem de gülerek... Sırf üzülmesinler diye kabul ettim eve gidince kumbaralarına çaktırmadan atarım ben gülüm sırf gönülleri kırılmasın hevesleri kursaklarında kalmasın diye kabul etmiş gibi göründüm karıcığım dedi Ekremim... Sen ne kadar güzel bir baba oldun böyle sana her geçen gün tekrar tekrar aşık oluyorum iyi ki evlenmişim seninle diyerek öpücük yağmuruna tuttum kocamı... Afferin lan it oldun sen iyice senden oldu tam aile reisi oldu senden dedi abimde gülerek... O ara abim eline telefonu alarak Melih bey'i aradı ne oldu tamamlandı mı kadro dedi... Beş altı belediye başkanları ve yardımcıları geldi daha gelecek on, on beş belediye var dedi iyi o zaman biz daha fazla bekleyemeceğiz bizimde kendimize göre işlerimiz var kimsenin keyfini bekleyecek zamanımız yok kalmadı kimse kusura bakmasın dedi sinirle telefonu kapattı... Kalkalım hadi dedi abim otele sinir olmuştu birde çok büyük bir organizasyonsuzluk vardı bir dakika bile kalmak istemezdi abim... Öyle de oldu abim bavulları toplayalım dedi ve otelin yolunu tuttuk... Melih bey o kadar dil döktü kü abime başkanım ne olur kalın Genel başkanımız da gelecek gitmeyin desede abim için bitti beldemize gider gitmezde ilk işi partiden istifa etmek oldu abim edince bizde ettik abim yoksa bizimde durmamızın hiç bir mantığı yoktu çünkü...
Abim İstanbul uzun bir dönem Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı için çok çevresi vardı mekanların çoğunu bilir ve gittiğimiz her mekanda kapıda karşıladılar bizi... Bir gece daha başka bir otelde kalarak ertesi gün beldemize gitmek için yola çıktık... Evde ve belediyede doğum günü kutlamalarım devam etti ama en çok çocuklarımın sürprizi çok hoşuma gitmişti ilk kez böyle birşey yapmışlardı ve beni ziyadesiyle mutlu etmiş ve duygulandırmıştı... Ve bu yaşıma kadar kutlamış olduğum en güzel doğum günü oldu... Biricik canım ailem herkes birbiriyle yarıştı resmen beni mutlu etmek için iyi ki varsın benim kocaman canım ailem...