6.

1146 Words
-Güneş hadi kalksana. -Özlem git başımdan. Hafta sonu kalkıp ne yapacağım? Bu günü o kadar beklemişim kız beni zorla yataktan kaldırıyor. -Güneş canım saat on bir oldu. -Olsun canım istediği her şey olabilir. Özgür sonuçta. -Bak kalkmazsan bir bardak su getirir o kıvırcık saçlarına dökerim. Sonra parti saatine kadar.... -Neee? Bu gün parti var Murat beni almaya gelecek ve ben hala yatıyorum. Hızla yataktan kalkarken bir yandan söyleniyordum. -Özlem neden uyandırmıyorsun? Ben nasıl hazırlanacağım? Aksam için ne giymeliyim? -Güneş bitti mi canım? Motoru bir soğut istersen. Şimdi mutfağa gel ve kahvaltı yapalım. Özlem beni odada bırakıp giderken kendime kızdım. İnsan bu kadar nasıl uyur kardeşim? Tamam sakin oluyoruz ve önce kahvaltı yapılıyor, sonra parti işine bakacağız. Mutfağa girdiğimde Özlem kahvaltı masasına oturmuştu bile. Bende çayımı alıp karşısına geçtim. -Güneş bu aksam Murat ile gelme konusunda emin misin? -Evet. Tabi ki de onunla gideceğim. O kadar uğraştım sonuçta değil mi? Tamam biraz da o yardımcı olmuş olabilir. -Yani o zaman benim isteğimi gerçekleştirmiş oluyorsun. Bu kadarını yapacağını hiç düşünmemiştim. -Tamam olay senin isteğin ile başladı, ama gerçekten onunla gitmek istemesem bunu yapmazdım. Beni biliyorsun. -Evet ve bu beni daha da şaşırtıyor. Bu çocuğa karşı ne hissediyorsun? Elimde ki çayı koyup düşündüm. Ne hissediyorum? -İyi biri, kavga etmesi bile hoş oluyor. Yani diğer erkekler gibi beni tavlayıp yatağa atmayı düşünmüyor. Ya da bak ben bu kızı tavladım demek için beklemiyor. -Bu kadar mı? -Daha ne olabilir ki? -Seni iki senedir tanıyorum Güneş. Sen erkekleri yanına bile yaklaştırmazdın. Bu çocuğun peşinde koşturdun bir de üstüne partiye gidiyorsun. Bu geceden sonra gelecek tepkilere hazır mısın? Çayımı bitirip ayağa kalktım. -Kimin ne söylediğine aldırmayan biri olduğumu bilirsin. Bu benim isteğim ve kiminle istersem giderim. Hadi bu konuşmaları bırakalım da işimize bakalım. -Sen öyle diyorsan sorun yok. Özlem ile anlaşmamızın bir sebebi de bu işte. Kız deli dolu olsa da sıkmıyor arkadaş. Masayı kaldırıp mutfağı temizledikten sonra salona geçtik. -Şimdi elbise ile başlayalım mı? -Başlayalım bakalım Özlem hanım. Önce Özlem'in odasına geçtik. Dolabını açtı ve kıyafetlerine bakmaya başladık. -Bu nasıl? Elinde ki tuttuğu elbise mavi renkti. Güzel olsa da bu gece için olmazdı. Sinan bey beğensin değil mi kızımızı. Dolaba dönüp başka bir şeyi var mı diye baktım. Kırmızı hoş bir kıyafet bulup çıkardım. -Onu bir akrabamın düğünü için almıştım. Elbise belinde kendinden kemer var gibiydi. Arkadan kemerin iki tarafı güzel bir şekilde dökülmüş. Göğüs kısmı fazla açık olmayacak şekilde çapraz geliyordu ve etek kısmı uzundu. -Bunu giy bir bakalım. Giydiğinde gayet güzel olmuştu. Bedenine tam oturuyordu ve güzelliği ben buradayım diyordu. O aynada kendine bakarken ben onu izledim. -Bence bu olmalı. -Bu elbiseyi çok severek almıştım. Bunu giymek güzel olacak. -O zaman seninki tamam. Hadi bakalım sıra bende. -Sen odana geç ben çıkarıp geliyorum. -Tamam canım. Odama geçip dolabıma baktım. Bu durumlar için bir iki kıyafet vardı. Bilirsiniz işte nişan, düğünde alınan kıyafetler. Sonuçta bir tek bu gün için para harcayamam.. -Baktım mı canım. -Sen bak bakalım. Özlem bakarken ben bekledim. Yazın aldığım bir elbiseyi eline aldı. Sevgili abimin düğününde giymiştim. -Bence bu olsun. Zaten ilk gösterdiğinde bayılmıştım. -Olur. -Kıyafetler tamam olduğuna göre şimdi ne yapıyoruz? -Ben duş alacağım. Sırayla aldığımız duştan sonra yemek yapma molası verdik. Sonuçta aç gidemezdik. İkimi de yemek konusunda iyiydik. Yemekten sonra saçlarımızı yapıp makyaj olayı ile bitirdik. Saat sekize geliyordu ve biz hazırdık. Evet millet eğlenmeye hazır mıyız? Ben size bir sır vereyim çok heyecanlıydım. Murat beni beğenecek mi? O ne giyecek ? Yani bu kadar merak ve heyecan normal mi? -Canım Sinan gelmiş ben gidiyorum. -Tamam sen çık canım. -Orada görüşürüz. Özlem güzelliği ile evden çıkarken bende pencereye yanaştım. Sinan taksi ile gelmişti. Dışarı çıkmış Özlem'i bekliyordu. Evimiz ikinci kattı ve buradan gördüğüm kadarı ile baya heyecanlı görünüyordu. Sinan bir anda donup kalınca Özlem'in çıktığını anladım. Anlaşılan baya beğenmişti. Birbirlerini öptükten sonra taksiye binip gittiler. Bizim oğlan nerede acaba? Onun da taksi ile geleceğini düşünüp yanıma biraz para almak için odama geçtim. Sonuçta çocuk benim zorumla geliyordu. Bütün her şeyi ona yıkmak iyi bir davranış olmaz. El çantama parayı koyarken telefon titremeye başladı. Kim mi 'kara gözler'.... -Efendim. -Güneş ben geldim. -Tamam, geliyorum. Heyecanla telefonu kapatıp son kez üstüme baktım. Hazırız ve aşağı inme vakti gelmişti. Ayakkabılarımı giyip indim. Kapıdan çıktığımda durup Murat'ı izledim. Taksi değil arabayla gelmişti. Arabaya dayanmış telefonla bir şeyler yapıyordu. Onu ilk defa farklı giyinmiş olarak görüyorum. Millet bu çocuk bu gece bir başka geldi gözüme. Gözlük takamamıştı ve saçına azda olsa şekil vermişti. Kafasını kaldırıp hayran olduğum kara gözlerle bana baktı. Bu çocuk benim kalbimi neden bu kadar hızlı attırıyor?Biri bana açıklama yapsın, burada ne oluyor? Ben söyleyeyim sen bu çocuktan hoşlanıyorsun. İçerden gelen sese es geçip Murat'a doğru yürüdüm. O ise sadece beni izliyordu, biri bu çocuğun ne düşündüğünü söylese daha mutlu olacağım. -Güzel olmuşun Güneş. -Teşekkür ederim. Sende baya yakışıklı görünüyorsun. -Hadi, beni kırmamak için bunları söylemene gerek yok. İki dakika normal olamıyoruz adamla. -Bana kimse hissetmediğim bir şey söyletemez. Şurada seni övüyoruz, sonuç beyefendi yine hazır cevap. Gülümseyip o güzel gamzesi ile bana baktıktan sonra cevap vermek yerine kapıyı açtı. Bende uzatmamak için bindim. Bak kibarlığı hoşuma gitti. Murat da oturduktan sonra yolculuk başladı. Bu geceden sonra bu çocuğu rahatsız etmeyeceksem bu gece güzel olmalıydı. Bu görüşmeme konusu hoşuma gitmedi yalnız. -Araba kimin? -Benim. -Senin hakkında hiç bir şey bilmiyorum. İnce parmakları ile direksiyonu kavradı ve araba yol almaya başladı. Ben de konuşması için bekledim. -Nasılsa bu geceden sonra unutacaksın. Sinirle nefes verip önüme döndüm. Bir süre sustuktan sonra konuşmaya başladı. -Tamam kızma hemen. Bu gece seni sinir etmeyeceğim. Arabayı arada kullanıyorum. Arkadaşlarla evde kalıyorum. Başka merak ettiğin bir şey varsa sorabilirsin. Kim demiş bu çocuğa kızılır,işte o bende mümkün değil. -Ev arkadaşların kim? -Yusuf ve Mehmet. İkisi de öğretmenlik okuyorlar. -Yurtta mı tanıştınız? Bir an yoldan gözünü ayırıp bana baktı. Ben merakla onu izlerken o gülümsedi. -Yusuf daha önceden arkadaşım. Mehmet sonradan aramıza katıldı. -Anladım. Mekana geldiğimiz için güzel yolculuğumuz bitmişti. Arabayı park ettikten sonra indi. Ben kapıyı açacakken gelip açtı. -Teşekkür ederim. -Önemli değil güzel bayan. İkimiz gülerek birbirimizi izledik. Murat dönüp partinin olduğu yere baktı. Tekrar bana dönüp beni izledi. -Emin misin? -Ne için emin miyim? -Birazdan o kapıdan benimle girersen nelerin olacağını ikimiz de biliyoruz. Erkekler sana kızacak, teklif edenlerin hepsi 'ben bu çocuktan daha yakışıklıydım' diyecek. Kızlar desen vay be güzel kızımıza bak diyecekler. Adam resmen karşımda milletin ne düşüneceğini anlatıyor. Oğlum ben özgür ve güzel kızım. Kimi koluma taktığımdan onlara ne.. Hem sen niye kendini beğenmiyorsun? -Murat senin kimseden eksiğin yok. Kendine bu kadar haksızlık yapmanı  sevmiyorum. Hem... -Bak sana tamam dedim ama vazgeçebilirsin. -Beni burada bırakmayı filan mı düşünüyorsun. -Hayır tabi ki de. -O zaman geç kaldık. Şimdi eğlenmek için gidelim lütfen. Murat en son pes edip kolunu uzattı. Gülümseyerek koluna girdim. Bu çocuk ne kadar zayıf böyle. Yani etrafımda olan erkeklerin kollarını düşününce, bu kol baya ince geldi. Mekanın kapısında durup birbirimize baktık. Murat derim bir nefes aldı ve girmek için adım attı. Millet biz geliyoruz açılın.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD