7.
853 Words
Heyecanla kapıdan girerken müzik her yeri sallıyordu. Güzel bir mekan seçmişlerdi. İçeri girerken geçtiğimiz koridor renkli ışıklarla süslenmişti.
Murat'a baktığımda gergin olan bakışlarla etrafa izliyordu.Bana bakınca rahatlaması için gülümsedim. Onun bu gece eğlenmesini istiyorum. Yanımda gerilmesi en son isteyeceğim şeydi.
Koridorun sonunda aşağı doğru merdivenler vardı. Hukuk bölümü doldurmuştu her yeri. Ben etrafa bakarken birer birer kafalar bize dönmeye başladı. Yani gören yanındakini dürtüyor desem yeridir.
Adım attığımda Murat da attı. Merdivenden inerken bizimkileri bulmak için masalara baktım. Özlem elini kaldırınca ona doğru yürüdüm. Gözler bizi izlerken hayretle bakan masaya yaklaştım.
-Güneş geç kaldınız canım.
-Anca gelebildik.
Mert sinirle bakarken Ömer ve Sinan hala şaşkındı. Pelin bu arada Mert'in kolundaydı ve susmayı tercih eder gibi bir hali vardı. Ömer'in yanında Su vardı. Bu arada bu kız güzelmiş.
-Su bizi tanıştıran olmayacak sanırım. Ben Güneş ve arkadaşım Murat.
-Seni tanıyorum aslında, sadece hiç konuşmamıştık, ama Murat'ı tanımıyorum.
Murat'a uzattığı eli nedense beni rahatsız etti. Biliyorum çocuk tapulu malım değil. Murat sadece tebessümle elini uzattı.
-Bizi çok şaşırttınız.
-Değil mi Ömer? Murat ve Güneş ne alaka acaba?
Mert konuşurken sanki Murat'ı dövecek gibi bakıyordu. Yanımda ki erkeğe kimse laf edemez buradan duyurulur.
-İlla bir alaka mı olması lazım? Murat beni kırmadı ve eşlik etti.
Mert inanmayan gözlerle bizi izleyip çalan şarkı ile Pelin'i alıp dans etmek için masadan ayrıldı.
-Aslında seni tebrik etmeliyim. Adını tarihe yazdırdın.
-Benim adımı yazdırmak gibi bir derdim yok Ömer.
-Tamam kızma iyi anlamda söyledim. Bence yakışmışsınız.
Ömer'e gülümseyip Murat'a döndüm. Yüzünden memnun olmadığı gayet belli oluyordu..
-Özlem benimle dans eder misin?
-Vay kibar olabiliyormuşsun.
-Ne yapsam sana yaranamıyorum.
-Şikayet etme Sinan yürü.
Tatlı çiftin çekişmesini de izlemiştik. Ömer ile Su da dansa gidince baş başa kaldık. Murat etrafa bakarken ben onu izliyordum. En son kara gözler beni buldu.
-Güneş seni dansa davet edeceğim ,ama doğru karar mı bilemedim. Sence ne yapmalıyız?
Endişeli gözlerin sebebini sonunda öğrenmiştim. Dans etmek istiyor, ama cesaret edemiyordu.
-Bence bir erkek olarak buna senin karar vermen gerekiyor.
-O zaman benimle dans eder misin?
Güzel gülümsemesi ile sorduğu soruya elimi uzatarak cevap verdim. Daha içten bir gülümseme ile ince parmakları elimi buldu.
Dans edenlerin arasında yerimizi alırken, hiç bir bakış umurumda değildi. Şu anda ellerim bir çok kişi gibi boynunda birleştirmektense onun parmakları arasındaydı. Diğer elim omzunda. Sanki dokunduğum yer elimi yakıyor gibi hissettim. Bu sırada ceketini çıkarıp sadece gömlekle olduğunu yeni fark etmiştim.
Murat etrafa bakarken benim de onu yakından inceleme şansım olmuştu. Her gün tras olduğu belli olan bir yüz. Kara gözler ki kesinlikle gözlük takmadan muhteşem. Bir iki çil mi dedim, bence yakışmış. Gülümsediğinde ortaya çıkan gamzenin olduğu yere gözüm kaydı. Görmek için güldürmem lazımdı. Tabi önce daldığım yerden çıkmalıydım. Karşımda olan adam gergin olduğu her hali ile belliydi.
-Murat...
Dikkatini bana vermesini bekledim. Zar zor etrafa bakmayı bırakıp kara gözlerini gözlerime dikti.
-Efendim.
-Bana kendinden bahsetmeye devam etsene.
Önce şaşkın yüz sonra gülümseme.
-Dikkatimi dağıtmaya çalışıyorsun anlaşılan.
-Olabilir, ama seni tanımak istiyorum.
Beni izlemeye başladı, anladım ki ben bu çocuktan baya etkilenmişim. Eeee şimdi ne olacak? Bunu da biri açıklasın da bileyim. Bu günden sonra görüşmeyeceğiz.Tamam ben görüşmek istiyorum, ama bir yandan da oyun ile başlaması var ki canımı fazla sıkıyor.
-Güneş beni duyuyor musun?
Kendime gelip dikkatimi vermeye çalıştım. Adam böyle gülerek bakarsa zor tabi. Kendim ettim kendim buldum diyeyim. Ava giderken avlandım söyleyeyim.
-Efendim.
-Daldın. Diyorum ki neyi merak ediyorsun?
'Her şeyi' demek istesem de diyemedim.
-Mesela nereden geldin? Kaç kardeşin var? Ne bileyim anlat işte.
Murat cevap vermeden önce etrafa bakmak isteyince, "Bakma" diyerek durdurdum. Zaten gerginliği biraz gitmişti, yine aynı şeyin olmasını istemiyorum.O özeldi ve kimsenin onun yerinde olmazdı. Belki uzun zaman sonra doğru kişiye izin vermiştim.
-Bakmanı istemiyorum. Sadece bana bak ve sorularımı cevapla.
-Tamam, o zaman ben başlayayım.
Heyecanlandı, bu güzel bir şey sanırım.
-İzmir'den geldim. Karşıyaka da oturuyoruz. Babamın ayakkabı dükkanı var. İki tanede kız kardeşim var.
-Yarışmadakilere başarılarda dileseydin.
Bu sefer rahatlayan bir nefes verdiğinde bende güldüm.
-Peki kaç yaşındasın?
-Yirmi iki. İki sene aldığım puanları beğenmedim. Bu bölümü istediğim için üçüncü senemde geldim. Senin yaşın kaç?
Evet rahatladı ve bana soru sormaya başladı.
-Yirmi yaşındayım. Yarışmaya Aydın'dan katılıyorum.
Yine gamzeler gözüme ilişiğinde, göz göze geldik. Bu geceden sonra yeniden başlayalım mı demek istedim. Yalansız, oyunsuz ben seni yeniden tanısam desem güzel olmaz mı?
Şarkı değişmişti ve herkes hareketli şekilde dans etmeye başlamıştı. Biz hala aynı şekilde duruyorduk. Yani benim için hiç sakıncası yoktu. Onun elini bırakmak istemiyordum zaten.
-Masaya geçelim mi? Ben pek anlamam.
-Tabi.
Murat benden ayrılınca onu takip ettim. Oturunca sessiz şekilde etrafı izledik. Garson gelip içeceklerimizi sorduğunda Murat soda istemişti. Bende hafif bir şey istedim. Bu gece sonuna kadar ayık kalmam lazımdı.
-İçki içmiyor musun?
Çalan müzikten dolayı sesimi duyurmak için kulağına yaklaşarak konuştum. Kendine has kokusu burnuma gelince uzaklaşmak istemedim. Yakınında ona bakıp cevap bekledim. Kafasını biraz çevirip bana baktı. İşte şimdi daha da yakındık. Bir süre yüzümü izledi, sonra toparlanıp geri çekildi.
-Araba kullanacağım. İçmesem daha iyi olur.
Uzaklaşmak için başka bir yere bakınca bende uzaklaştım. Dans edenlere bakarken Özlem'in çağırdığını fark ettim.
-Ben dans etsem sıkılır mısın?
-Hayır, keyfine bak ben buradayım.
-Tamam o zaman.
Murat'ı arkamda bırakıp giderken, bir tek şeyi düşündüm.
Bu geceden sonra ne olacaktı?
- Writer
