Saate baktım. Artık gitmem lazımdı. Kapıyı açtığım anda çiftlik evinin kapısının önünde polisler vardı. Kaçmaya çalışınca silah doğrulttular. “Okan Karaca, tutuklusunuz!” Ne olduğunu anlamadan polisler beni tutup kelepçeledi. “Ne yaptığınızı sanıyorsunuz!” O anda karşımda Ahmet Uygur’u gördüm. Bana zafer dolu parıltılarla bakarken “Manevi kızıma yaptığın her şey için çok pişman olacaksın Okan!” dedi. “Bırakın beni!” diye bağırsamda polis aracına bindirildim. “Ahmet Uygur! Ben yanarsam hepinizi yakarım! Zelal’in görüntüleri elimde! Yeliz’i öldürdüğünü ihbar ederim!” Alayla güldü. “Yeliz’i mi öldürdü? Yeliz şu anda bu evde, Zelal bu durumda nasıl katil olabilir?” “Cihangir, babamı öldürdü!” diye bağırdım. “Kanıtla,” dedi. Kanıtım yoktu. Zaten ona silahı doğrultan o olsa da kur