DEVRAN Beni durduran Şahin'in tehdidi değil, Hatice'nin korku içinde ‘dur artık,’ demesi olmuştu. Bir karar vermeliydim. Ya bu gece kana boyanacak ya da yanımdaki adamı abisine vererek ettiğim yeminleri bir bardak su eşliğinde gargara yaparak yutacaktım. Bunu kabul etmek benim için o kadar zordu ki ellerim kaşınıyordu. Şurada kafasına sıkmak anlık bir olaydı. Havada yankılanan bir kurşun sesi ve sonu yere yığılmış bir ceset… Öldürmek kolaydı. Hele de ölümü yakından tanıdığınız zaman. Fakat karım hemen Şahin'in yanında bana korku dolu gözlerle bakarken bırak silahı çıkarmayı, elim belime bile gidemiyordu. “Pekala,” dedim Şahin'e. “Önce Hatice'yi bana gönder.” Hatice'nin sonunda rahatlayarak bir nefes aldığını, düşüp kalkan omuzlarından buradan bile görmüştüm. Onun gözlerine korku hiç