KARIŞIKLIK
1470 Words
Eve gelir gelmez ablamın yanına çıktım. Birbirimize çok bağlı olmasakta sonuçta kardeştik. Kapıyı çalmadan içeri girdim. Kafasını bile kaldırmadı kitaptan.
' Ne istiyorsun Nehir?'
' Ablamı özlemiş olamaz mıyım?'
Yüzüme bakmadan gülümsedi.
' Olamazsın. Sen bu odaya bir şey istemek haricinde hiç girmezsin. Ne diyordun boğularak ölmek gibi bu odada durmak mıydı?'
' Halt etmişim. Bence harika bir odan var. Birleşmiş Milletler kültür elçisi olabilecek ablam benim. '
' Ne istediğini söyle ya da çık Nehir. Hazırlamam gereken bir tez var. '
' Tez vakitte hazırlarsın inşallah. Eline aklına zeval gelmesin. Ben senin kıymetli vaktini fazla almayayım. Diyordum ki Doğan Doğanay...'
Ablan kitabı kapattı. Kalktı. Bana sandalyeyi işaret etti. Kendi de bir başka sandalyeye oturdu.
' Müstakbel kayınpederin hakkında mı konuşmaya geldin. '
Müstakbel kayınpederim mi? Neler oluyordu?
' Babamı aradığı doğru mu?'
' Evet. Yoksa neredeyse kapının önüne konacaktın. '
' Peki ne dedi biliyor musun?'
' Aşağı yukarı. Poyraz' la niyetinizin ciddi olduğunu kısa sürede hayırlı bir iş için geleceklerini söyledi. Sahi sen nasıl tanıştın Poyraz' la? Aman neyse... Çokta umrumda değil. Teşekkür ederim. Beni büyük bir sıkıntıdan kurtardın. '
Şaşırmıştım. Gerçekten neler oluyordu da ablam bana teşekkür ediyordu? Hayatında ilk kez. Genelde onun gözünde işe yaramaz haylaz kardeştim.
' Anlamadım. '
' Poyraz' la benim evlenmemi istiyorlardı. Açıkçası pek haz etmiyorum o heriften. Ama senin sevmene şaşmadım. Benziyorsunuz bence. '
' Biz mi benziyoruz?'
Ben o herife kesinlikle benzemiyordum. Bir kere herhangi bir insana benzemiyordu. Ben şimdi ablasının müstakbel eşini elinden alan kız mı olmuştum? Gerçi istemiyordum. Ablam tepe tepe kullanabilirdi.
' O da en az senin kadar gezmekten başka bir halta yaramayan ailenin şımarık çocuğu. Tencere kapak gibisiniz yani. Mutluluklar dilerim. '
' Şey aslında. Biz evlilik falan konuşmadık henüz. Her şey çok yeni zaten. '
Ablam ayağa kalktı.
' Bunu annemlere söylemezsen senin için iyi olur. Poyraz' dan uzak olmamak için okulu bıraktığını, burada devam edeceğini düşünüyorlar. Yoksa haberi bu kadar sakin karşılamazlardı. Sen yani siz ne halt ediyorsunuz bilmiyorum ama iki ailede aranızda gelip geçici bir şey olmasını kabul etmezler. Zaten dünür olmak istiyorlardı. '
' Yani onlar dünür olmak istiyorlar diye ben evlenmek zorunda mıyım?'
Masasına geçip kitabını geri açtı.
' Bunu bana mı soruyorsun Nehir? Ben uyardım. İstersen git babama, anneme sizin yıllardır arkadaşlık ettiğiniz, birlikte işler yaptığınız adamın oğluyla gönül eğlendiriyoruz de ve sonuçlarını gör. '
Bu iş benim düşündüğümden çok daha karışıktı. Ablam ailenin cici kızı olarak bu sohbeti onlara anlatır mıydı emin değildim. Farklı bir açıdan davranmayı denedim.
' Ama ablacığım sonuçta senin evleneceğin insana bilmeden göz koymuşum gibi olmuş. Bence bu hiç uygun değil. Ben en iyisi aradan çekileyim. '
Bana kınar gibi baktı.
' Allah Doğan amcaya sabır versin. Sen aklını mı kaçırdın? Böyle bir şey olabilir mi artık? İki ailenin de itibarını zedeler. Özellikle ailemizin. Aşkın ailesi Doğanay ailesiyle dünür olmak için sırayla kızlarını mı denetiyor dedirteceksin. Hiç anlamıyorsun bu işlerden gerçekten. Neyse artık bizden çok onları rezil edeceksin. Poyraz bir yandan sen bir yandan umarım Doğan amcanın kalbi sağlamdır. İndirmeyin adamın kalbine. '
Ailem bir tek o da aile ortamı içinde Doğan Bey' e amca dememize izin verirdi. Öz kardeş kadar samimiyiz izlenimi vermek içindi bu aslında.
' Kimin ne dediği umrumda değil abla eğer sen seviyorsan ben vazgeçerim. '
' Dalga geçme Nehir. Daha önce de dedim tekrar ediyorum hayatında ilk kez bana iyilik yaptın. '
Hiç sevmediğini bildiğim için yanağından ıslak ıslak öpüp odadan çıktım. Ardımdan ' Sana yapma şunu diyorum. ' diye bağırıyordu. Ben bu işe fena halde batmış görünüyordum.
...
Bir hafta sonra...
Hayatımın en berbat bir haftasını geçirmiştim. Bugün beni istemeye geliyorlardı ve ben hiçbir şey diyemiyordum. Gerçi bu yalandı. Diyordum. Çok mutlu olduğumu falan söylüyordum. Benim dünya tatlısı dadım ne kadar fark etse de dalgın olduğumu onu da heyecanın etkileri olduğuna inandırmıştım sonunda.
Aslında ne Poyraz' ın tehdidi ne de ablamın dedikleri beni pes ettirmişti. Hepsine direnmeyi düşünüyordum. Ama akşam yemeğinde önce annemin sonra babamın telefonları hatta ev telefonu üst üste çalmaya başladı. Babam yemeği yarım bırakıp kalktı ve laptopu eline aldı. Annem onun yanına gitti. İkisi de ekrana bakınca kıpkırmızı olmuştu. Birbirlerine baktılar.
' Telefonu kapatamayız. ' dedi annem.
' Kabul etmiş oluruz. ' diye devam etti babam annemin cümlesine.
Ablam kalktı. Yanlarına gitti. O da ekrana baktı.
' Bir basın açıklaması yapmamız lazım. Doğan amca ile görüşüp ortak bir açıklama yapmak en iyisi şu an dedikten sonra telefonuna baktı. O genelde telefonunu sessizde kullanırdı. Ders çalışırken dikkatinin dağılmaması önemliydi. Doğan amca dediği için kalkıp bende baktım. Neredeyse donup kalmış babamın elinden çektim laptopu. Gördüğümün doğru olduğuna inanmak istemiyordum ama gerçekti.
Ekranda benim Doğanay Çiftliği' ne girerken fotoğrafım vardı. Sonrada Poyraz' la kapının önünde fotoğrafımız. Bu normal karşılanabilirdi ama üzerindeki başlık öyle değildi.
' Baldız baldan tatlıdır. ' diye dev punto başlık atılmıştı.
' Camiada Irmak Aşkın ile evleneceği konuşulan iş adamı Poyraz Doğanay ikinci kez baldızı Nehir Aşkın ile görüşürken görüntülendi. Daha önce İsviçre' de görüntülenen ikili bu kezde sessiz sakin bir yer seçti. Aileden kimsenin olmadığı öğrenilen çiftlikten yasak aşk kokuları geliyor. Ünlü çapkın baldız baldan tatlıdır demiş görünüyor. '
Bunlar dalga mı geçiyordu? Daha önce ablamın adı geçmemişti haberlerde şimdi niye geçiyordu?
Ablam sosyal medyaya girmişti. Öfkeyle telefonu koltuğa fırlattı.
'Herkes bizi konuşuyor. İnsanların başka işi gücü yok sanki. Tt olmuşuz. Ben ayrıca olmuşum. Destek mesajları yağmış Poyraz' a gününü göster diyorlar. '
' Yarına kalmaz unutulur. ' dediğimde üçü de bana öfkeyle baktı. Annem babam telefonlarına bakıp duruyorlardı. Çoğu kayıtlı olmayan numaraydı. Ben yine de umutluydum unutulacaktı.
Öyle olmadı. Annem sabah erken saatte parti başkanından telefon aldı. Her şeyi düzeltmezse istifa etmesi isteniyordu. Annemin ayağını kaydırmak isteyenler konunun üzerine atlamıştı. Ahlak değerleri olmayan aile olmuştuk. Ailem ses çıkarmadıkça böyle çarpık bir ilişkiye onay veriyor gibi gösterilmeye çalışılıyordu.
Babamın durumu annem kadar zor olmasa da onun cephesindende hoşnutsuz tavırlar geliyordu. Şirket hisseleri düşüşe geçmişti bile. İnsanlar bayılıyordu dedikoduya. Ellerinden gelse linç yiyecektik. Dünyada ne kadar ahlaksızlık varsa bizim evden doğuyordu sanki.
...
Yazarın anlatımı...
Nehir' in ailesinde işler karışıkken Poyraz koltuğunda arkasına yaslanmış yaptırdığı haberin keyfini çıkarıyordu. Zaten her şeyi daha Nehir' i çağırırken planlanmıştı. Silah zoruylada ikna edebilirdi ancak babasının kulağına gitme riskini almadı. Bu kez kaçak dövüşmeyi seçmişti.
Haberden sonra sadece haberi yapanı dava edeceklerine dair bir yazı yayınladılar. Poyraz zaten haberi yapan muhabire ödeyeceği tazminattan çok daha fazlasını vermişti. Ertesi gün ise Nehir, Poyraz ve Irmak akşam yemeğine çıkmıştı. Yemekten sonra kısa bir süre sorulara cevap verdiler. Poyraz, sevgilisi Nehir ve baldızı Irmak. Nehir için bir kaçış yolu kalmamıştı. Ya ailesini reddedecekti, ailesinin yaşayacağı her olumsuz durumun sorumlusu olacak ya da kabul edecekti sözlenmeyi. Nehir' de kabul etti.
Poyraz her şey istediği gibi gitmesine rağmen boş durmuyordu. Nehir' in babasının şirketinin hisseleri düşmüştü ve Poyraz kendi adına kayıtlı olmayan bir şirket üzerinden hisseleri toplamıştı. Şu an için oldukça düşük bir hisse payıydı ama yine de bir yerden başlamış olmak hoşuna gidiyordu.
Nehir söz en fazla nişan olup her şeyin bir süre sonra unutulacağını düşünüyordu. Aslında Poyraz' ın da isteği bu yöndeydi. Nehir geçen bir haftada iki kez Poyraz ile görüşmüştü. Öfkeliydi. Ama Poyraz' ın sebep olduğunu bilmiyordu. Diğer günlerde isteme hazırlıkları ile geçmişti.
Poyraz' da tıpkı Nehir gibi her şeyin bitmesi için gün sayıyordu. Ama istemek için evden çıkmadan önce babası çalışma odasına çağırdı.
' Bu yoldan dönüş olmadığını biliyorsun değil mi Poyraz? Eğer bundan sonra yanlışlıkla bile bir kadınla haberin çıkarsa; beni, anneni kaç yıllık arkadaşlarımızın karşısında rezil eder ,başımızı öne eğersen seni evlatlıktan ret ederim.'
Poyraz bunu beklemiyordu. Ama babası Poyraz' ın tereddütünü anında fark etti.
' Bu çocuk oyuncağı değil Poyraz. İki aile hakkında çıkan haber hiç hoş değil. Üç gün sonra ayrılmanız bu haberlerin doğru olduğunu söylemekle aynı şey. Sırf haberi örtmek için olduğu düşünülür. Ayağını denk al. En kısa sürede evleneceksiniz. '
' Oldu olacak torunda verelim kucağına sırf birileri yalan haber yaptığı için. '
' Haber için dava açmak zorundayız diye açtık Poyraz. Sana daha önce de söyledim. Irmak' la evleneceğini konuşuyorduk biz zaten. Yani haber yüzde yüz yalan değil. Camia içinde birileri servis etmiş olmalı zaten haberi. Biz Irmak' la evlenmenizi düşünüyorduk ama siz Nehir' le büyük bir aşk yaşadınız. Yakın dostlarımız yani dost görünenlerimiz böyle bilecek. Sende zaten genelde yurt dışında olduğun için Irmak' la görüşmediğini biliyorlar, bizi temize çıkaran tek şey bu. İkincisi de sizin evliliğiniz ve senin sadakatin olacak. Toruna gelince hemen olmasa iyi olur. Hamile olduğu için evlendiğiniz düşünülür ama bir iki yıl sonra elbette torun isterim. '
Poyraz odadan çıkarken kendine sinirliydi. İşin bu kadar kendine uzaması sinirini bozmuştu. Irmak' la evleneceğini söyledikleri insanları öldürmeyi tercih ederdi Poyraz ama babasının buna yanaşmayacağı kesindi. Gözünün önüne Nehir' i getirdi. Güzel kızdı. Evde oturup onu beklemesinde bir sakınca yoktu. Hayatına karışmadığı sürece. Babasının ve annesinin gelmesiyle sekreterine aldırdığı çiçek ve çikolatayı aldı. Arabasına geçti. Nehir' in bu evlilik konusuna ne kadar sinir olacağını düşündü. Bu ona keyifli geldi. Nehir' e kabul etmeme şansı tanımıyordu. Tabii kendini öldürmeyi tercih ederse buna saygı duyardı.
- Writer
