TEHDİT

1601 Words
Poyraz işleri büyütmek için görüşmeler yapıyordu epeydir. O koltuğu istiyordu. Yıllar önce ruhunu satmıştı bu koltuk için. Arabasına bindi. Torpido gözünden silahını aldı. Beline koydu. Adamlara takip etmemelerini söyledi. Nehir' i kendi adamlarıyla bulacaktı. Babasının duymasını göze alamazdı. Babasının ölmesini istemiyordu. Kötü bir baba değildi. Her zaman ailesine değer vermişti. Koltuğu ele geçirmek için tek yolu devralmaktı. Babası iyiydi hoştu ama eski İstanbul kabadayılarına özeniyordu. İşlerini gizli yapıyor, bazı işlere asla bulaşmıyor, rakiplerine hak tanıyordu. Bunlar Poyraz' a pek uymuyordu. O çok daha fazlasını istiyordu. Yaptığı işlerle tanınmış bir mafya babası olmak. Adıyla korku salmak. Adamlarını aradı. Güvendiği fazla isim yoktu zaten. Nehir uçaktan yeni inmişti ve ailesinin yanına ulaşmak üzereydi. Öncesinde yetişmesi mümkün değildi. İsviçre 'de olmasını umut etmişti ama olmamıştı. Şans her zaman yaver gidecek değildi. Neyse bir şekilde kızın ailesine karşı durumu toparlarlardı. Açıkçası umrumda da değildi. Tek umursamadığı kendi ailesiydi. ... Nehir' in anlatımı... Şoförümüz yine sessizdi. Konuşmadan konuşmayan biriydi. Biraz evden dedikodu verse ne olurdu sanki. Son derece sessiz bir şekilde eve ulaştık. Valizlerimi şimdilik arabada bıraktım. Ben gelip alırım sonra sakın çıkarmayın dedim. Önce ifademi vermek iyi olurdu. Eve girdiğimde normal bir şekilde ' Hoş geldin. ' dediler. Annem tabi ki hemen duş almamı söyledi. Ona göre dışarı çıktığımızda özellikle yolculukta insanlar elimize yüzümüze tükürüyordu. Yani başka nedeni olamazdı değil mi, sürekli olarak ' Yoldan geldin. Git bir duş al. ' demesinin. Anneme göre on yıl sonra kutuplardan gelsem önce duş almalıydım. Ondan sonra sarılıyordu ancak. Sinir etmemek için duşumu alıp saçlarımı kuruttum. Güzelce topladım. Sırf bunu yapmam bile suçluyum diye bağırıyordu. Aşağıya indiğimde annem sarıldı. Ablam ve babamda. Sonra el yıkama ve yemek faslı. Yemekte beklediğimden sessiz geçti. Tatlılarımızı yedik. ' Anneciğim babacığım. Ben okulu bırakmaya karar verdim. ' İşte şimdi kıyamet kopacak derken babam sakince elindeki çatalı bıraktı. Yardımcımızdan kahve istedi. Bana döndü. ' Anlıyorum. Burada ister bölümüne devam edersin, istersen başka bir bölüm denersin. Ama üniversite okumadan olmaz güzel kızım. Benim tavsiyem üç yılın gitti üç yılın kaldı. Ben doktorluğu bitirmeni tercih ederim. Sevdiklerinden uzakta okumak zor gelmiş olabilir ancak onların yanında daha kolay olacağına inanıyorum. ' Bir şey olmuştu. Hayır şu an ailemi anlattığım biri şu sakinliği görse adım yalancıya çıkardı. Babam sakinleştirici ilaç kullanıyor olabilir miydi? Babam kullanıyorsa annemde mi kullanıyordu? Bu evde gaz sızıntısı mı vardı? Herkes kafayı bulmuştu. Annem bana gülümsedi. ' Aşk güzel şey kızım. Bir aile olmak çok özel bir şey. Ama kadınlarımız ayakları üzerinde durmalı. Eşe ya da aileden gelen mirasa güven olmaz. Her zaman her kadının bir mesleği ayrıca bir becerisi olmalı. ' ' Anlıyorum anne. Şey. Ben doydum. Sen haklısın tabi. Çok haklısın. Hayrünnisa Teyze. Pardon. Hayrünnisa hanım teyze burada mı? Onu da görmek isterim. İzniniz olursa. ' ' Kahvelerimiz gelecekti. ' ' Uçakta içmiştim anneciğim. Fazlası zararlı bilirsiniz. ' ' Peki müsade senin. Hayrünnisa Hanım bugün sen geleceğin için mutfaktan çıkmadı. Hala aşağıda olmalı. ' Sandalyemi usulca ittirdim ve kalktım. Ablam yine masada var ile yok arasındaydı. Kesin aklı bir derse ya da soruya takılmıştı. Yavaşca merdivenlere kadar yürüdüm. Annemin radarından çıkınca koşarak indim merdivenleri. ' Dadı. Dadı. Artık o bir dadı. Benim güzeller güzeli dadım neredeymiş? Niye beni karşılamaya gelmemiş? Yoksa beni hiç özlememiş mi? ' derken sarılıp yanağından şap diye öptüm. ' Dur deli kız. Dur. Sen hiç büyümeyecek misin?' Boynumu büküp dudağımı sarkıttım. ' Büyümek istemiyorum. Büyümesem olmaz mı?' Gülümsedi. ' Olmaz diyeceğim ama sen bir şekilde olduruyorsun işte. Yine ne karın ağrın var bakalım. ' ' Valizlerimi arabada bıraktım. Onları buradan içeri alabilir miyim? Lütfen. Annem uyuyunca da yukarı çıkarırım. Görmemesi lazım. ' ' O kolay. Ben söylerim. Getirirler. Gece de yukarı çıkarılır. Bu arada sen oralarda ne halt karıştırdın bakayım. ' Omuz silktim. ' Hiç. Ne yapabilirim ki. ' ' Bu sabah babanda annende deliye dönmüştü. Biriyle fotografların mı basılmış ne olmuş. ' ' İnan o işte benim hiçbir suçum yok dadı. ' Çarpılmazdım umarım. Koskoca kadına yalan söylüyordum. Üzerimde herkesten fazla emeği vardı. Ama ben hırsızlık yaptım desem düşer kalırdı. ' Oğlanın babası babanın arkadaşı mıymış neymiş. Sabah aradı. Baban ondan sonra sakinleşti biraz. Annenle çalışma odasında bir şeyler konuştular. ' Demek ki camiadan tanışıyorduk. Bana o nedenle yardım etmişti. Gerçi hatırlamıyordum ama anlaşılan iyi biriydi. Babasına babamı aratmıştı bana kızmamaları için. Gerçi öküz gibi davranmıştı ama o an sinirli olmalıydı. Belki sevgilisi vardı. O an kameraları görünce o yüzden panik yapmış kız yanlış anlayacak diye gerilmişti. Her neyse. Beni babamın ve annemin hışmından kurtarmıştı. Bir teşekkürü hak ediyordu. Dadımı bir daha öptüm ve odama çıktım. Kendimi yatağa attım. Telefonumu aldım. Hattımı değiştirdim. Türkiye numaram Amanda ve Javier dışında İsviçre' de tanıdığım kimsede yoktu. Olmasınada gerek yoktu. Haberlere girdim. Ve fotoğrafları karşımda gördüm. Adı Poyraz Doğanay' dı. Hata tam olarak tanıdık gelmiyordu ki babasının adını okudum. Doğan Doğanay. Babamın arkadaşıydı. Karısı da annemin. Bize çok gidip gelmişlerdi. Ama Poyraz' ı hatırlamıyordum. Rüzgar adında bir oğlu vardı. Yakışıklı çocuktu. Gerçi ilgimi çekme nedeni onunda en az benim kadar o ortamda zorla bulunuyor olmasıydı. Çekeni çeken anlıyordu. Fazla bir sohbetimiz samimiyetimiz yoktu. Davetlerde terasta karşılaşmışlığımız vardı bir kaç kez. Onlarda baş selamı ile geçmişti. Doğan Doğanay' dan nedense çekinirdim. Ailemle dostlukları epey eskiye dayanıyordu aslında. Ama iş güç çocuklar derken çok sık bir araya gelememekten yakınırlardı hep. Bu bana sahte gelirdi. Birini görmek istersen görürdün. Sanki ucu ucuna geçiniyor ya da işi aksatırsa patron işten atacak gibi davranmalarına gerek yoktu. Neyse. Artık Poyraz Doğanay' ı bulabilir teşekkür edebilir ve bilekliği iade edebilirdim. Ama niyeyse hiç acelem yoktu. Annem odaya gelirse diye üzerimi değiştirdim. Saçlarımı açtım. Taradım. Aynada kendimi gördüm. Eve geldiğim gibi yatıp uyumayı özleyeceğimi biliyordum ama bu kadar erken olmamalıydı. Ben bu saten geceliklerin kızı değildim. Telefonuma mesaj geldi. Daha kimseye geldiğimi haber vermemiştim. İçimden gelmedi. Çünkü lise arkadaşlarım ile görüşemiyordum. Yasaktı. Bütün arkadaş listem ailemin arkadaşlarının çocuklarıydı. Bir iki kafa dengi olsa da en fazla yatta parti veriyorlardı haber olmamak için. Artık bir yerden sonra o da sıkıcı geliyordu. Ama biliyordum ki bir iki aya ona bile razı olacaktım. Mesaj olsa olsa benim dersten kafasını kaldırmaya üşenen ablamdan olabilirdi. Ama bilmediğim bir numaradandı. ' Seninle konuşmamız lazım. ' ' Kimsin. ' ' Poyraz. ' ' Numaramı nereden buldun demeyeceğim büyük ihtimalle babandan aldın. Babana babamı aratıp konuşturduğun için teşekkür ederim. Sayende bir sorun çıkmadı. Kusura bakma seni orada çıkaramadım. ' ' Bende seni. Daha önce birbirimizi gördüğümüzü hatırlamıyorum. ' ' Sende ailelerin tanıştığını sonradan öğrendin yani. Neyse teşekkür ederim. Sen babana ne dedin? Çok farklı şeyler söylemeyelim. Aslında en iyisi davette karşılaştığımız için birbirimizi anımsadığımızı sohbet etmek bir kahve içmek için çıkarken kameraların çektiğini söylemek. ' ' Bir durur musun? Ne kadar hızlı yazıyorsun. Yarın görüşmemiz lazım. ' Elimi alnıma vurdum. Tabi ya adam bilekliği isteyecekti. Gerçi o sinirle istemez demişti ama yine de ayıp olurdu. Belki özür dileyecekti tekrar. ' Tabii. Nerede ne zaman?' ' Ben seni aldırsam olur mu? ' ' Aslında bir yer ve saat versen daha iyi olur. ' ' Tamam. Saat 12 de Polenezköy' de girişte Doğanay çiftliği var. Bulabilir misin? ' ' Bulurum. Yarın görüşürüz. İyi geceler. ' ' İyi geceler. ' Bu aralar şanslıydım. Hatta şans paçamdan akıyordu. Fotoğraf işi kendi kendine çözülmüş ailem okulu bırakmama bir şey dememişti. Yeni üniversite konusunu düşünürdüm. Hiç acelem yoktu. .... Poyraz' ın bahsettiği çiftliği bulmam hiç zor olmadı çünkü daha önce gelmiştim. Hemen kapılar açıldı. İçeri alındım. Burayı seviyordum. Doğayı seviyordum çünkü. Poyraz' ın yanına kadar eşlik ettiler. Sonra herkes gitti. ' Geç otur. Nehir' di değil mi?' Ebenin şeyiydi deme fikrinin aklımın uzak bir köşesine attım ve kibarca olumlu anlamda başımı salladım. Geçip karşısına oturdum. ' Bir şey içer misin?' ' Bir su lütfen. ' dediğimde kalkıp suyu kendinin doldurmasını beklemiyordum. Ailesinin aksine mütevazı biriydi galiba. Bardağı elinden aldım. Elim eline değince elektrik falan çarpmadı. Zaten öyle bir şey yoktu. Onların hepsi yalandı. Poyraz tekrar karşıma oturdu. Sudan bir yudum aldım. ' Bir süre benim sevgilim olacaksın. Hatta sözlüm. ' Ama ben klişelere inanmayan biriydim. Bu laf böyle bir anda söylenirse mutlaka bir klişe başa gelirdi. Bende doğal olarak suyu ağzımdan püskürttüm. Poyraz tiksinir gibi baktı. ' Bak şakaysa komik değil. Gerçekse seni buraya gömerim. Sen kendini ne sanıyorsun? Bir de olacaksın diyor. ' ' Çünkü olacaksın Nehir. Başka çaren yok. ' ' Hadi ya. Çok beklersin. ' derken ayağa kalktım. Ama Poyraz konuşmaya devam etti. ' Elimde hırsızlık yaparken kayıtların var. Ayrıca iki ay öncesine ait bir otel odası kayıtları. İkimiz başbaşa. ' Öfkeyle ona döndüm. ' Sen ne diyorsun? Senden ve boş tehditlerinden korkacak biri miyim sence? Git kendine başka oyuncak bul. ' ' Şu an bana lazım olan tek oyuncak sensin. Gitmek istiyorsan gidebilirsin. Bende elimdeki her şeyi basına servis ederim. Acaba ailen hırsızlık yapmana ne der? Ya benimle başbaşa geçirdiğin geceye?' ' Öyle bir şey olmadı. ' ' Kayıtlar öyle demiyor. Ailene de bu kara lekeni temizlemek için evlenmeye hazır olduğumu söylerim. ' ' Kara leke mi? Sen nasıl bir kafaya sahipsin. Bir erkek bir kadın aynı odada kalamaz mı? Hemen namus mu lekelenir? Ayrıca sen nasıl eminsin bundan. Peki ben seninle aramızda öyle bir şey geçmediğini ispat edersem ne olacak?' ' Öncelikle annen bir milletvekili. Bir çok rakibi var. Ayağını kaydırmak için bunu büyütecek senin için bir kara lekeye döndüreceklerdir. Buna uygun bir imajımda var. Çapkın olarak bilinirim. Bakireysen ve buna güveniyorsan da hiç güvenme. Çünkü başka ilişki yolları da var. ' ' Sen iğrenç bir adamsın. ' ' Müstakbel sözlünle düzgün konuş. Babanın saygın iş adamı kimliği üzerindende bir konuşma gerçekleştirmeyelim. Teklifimi kabul ettiğine inanıyorum. Son bir detay var. Babam büyük aşk yaşıyoruz, görür görmez aşık olduk diye biliyor. Aileni de niyetimizin ciddi olduğunu bildirmek için aramış. Bozuntuya vermezsen senin için iyi olur. Artık gidebilirsin. Araşırız bebeğim. ' dedi alayla. İşte şimdi fena halde batmıştım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD