Marin İnsanoğlu yasattığını yaşar,yaşamadan da ölmezmiş. Mazlumun ahı,çıkar aheste,aheste diye boşuna söylememiş büyükler. En ufacık bir öfke nelere sebep oluyordu. Şahit olduğun en iğrenç anılar,gördüğün gerçekler hepsi bir,bir bogazına diziliyordu,yutkunuyordun,ama o boğazına oturan küçücük yumru dağ gibi büyüyüp nefes dahi aldırmıyordu. Yıkılmasına sebep olduğum yuva,her ne kadar abim dediğim adamın yuvası olsada, yalanlar ve ihanet üzerine kurulmuş,iğrenç bir küf kokusu gibi her yanı sarmış,ihaneti ilmel ilmek işlenilen bir evcilik oyunuydu benim nezdimde. Bu güne kadar yaşadığım,içime bastırdığım acıların çığlıkları olsaydı bütün evreni sağır ederdi belkide. Kanaya,kanaya kabuk bağlayan yaralarım,unutmak istediklerim,en umulmadık bir zamanda bütün kalkanlarını kuşanmış adeta ya