Önümdeki şey ile uzun uzun bakıştım. Hiç sağlıklı gözükmüyor. Hem de hiç. Üzerindeki beyaz şeyler, iki garip yuvarlak ekmekciğin arasına sıkıştırılmış köfte ve sebzeler... Kenarından akıp giden şu sıvı da ne? Biraz kırmızı ve biraz da beyaz. Sanki şu yeşillikler ise güneşte beklemiş. Sağlık açısından berbat gözükmekle kalmadığı gibi tadının da pek güzel olacağını sanmıyorum.Yüzümü buruşturmamak için kendimi son derece sıktığım o esnada Emrah yüzüme baktı ve geri çekildi. Kendi ekmekciğini eline alıp uzaktan bir bakış attı.
"Hamburger sevmiyor musun?"
Asır da bu soru ile kafasını kaldırmış, dik dik suratıma bakmıştı. Hafifçe gülümsedim. Tedirginliğin getirdiği bir gülüştü bu. Yabancılığımı gizlemeye çalıştığım cinsten. "Severim. Severim tabii..." diyerek ellerinde nasıl tuttuklarına bakıp
