When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Sevim Hanım, salondaydı. Kapıdan içeri giren Eylem’e “Kızım!” diye seslendi. Eylem, kapıya yaslanıp nefeslenirken yere düşüğü kutu alıp salona yöneldi. Hala eli titriyordu. Adımları ürkekçe, tereddütlüydü. Salona girdiğinde tüm gözler üzerine çevrildi. İlgi odağı olmaya alışık olmadığı için rahatsız hissediyordu. Az önce olanlara şahit oldukları için de ayrıca utanç duyuyordu. “Gel de şu aldıklarına bir bakalım,” dedi Sevim Hanım. Eylem ikiletmeden kadının yanına gidip kucağındakileri koltuğa döktü. Sevim Hanım, iki parmağı ile zarifçe silahı işaret etti. “Şunu bir kenara çek kızım. Patlar matlar, dikkat etmek lazım.” Eylem, emniyetini kapattığı silahı arkasına götürüp özür diler gibi beceriksizce gülümsedi. “Dikkat ederim,” diye mırıldandı. Sevim Hanım, “Aç bakalım şu kutuları,” dedi