Daha birkaç adım atmamışlardı, Emir Ali’nin yanına gelen bir adam saygıyla eğildi. “Ali Bey, şeref verdiniz!” diyerek onları karşıladı. “Ömer Bey bu masayı uygun gördüler, başka bir yer isterseniz değiştirelim?” Ömer ve kızların oturduğu yeri işaret ediyordu. Eylem gülümsedi. “Şu masa da güzel, değil mi?” diyerek Burçin’in birkaç kişiyle birlikte takıldığı masayı işaret etti. Adam, “Efendim, o masada Burçin Cevahiroğlu var!” dedi. “Sezgin Bey’e ne derim!” Emir Ali, adama öldürecek gibi baktı. “Ben varken Sezgin kim lan?” dedi. “Bu neyin cesareti?” Bir an için Eylem’e döndü. “Onun kirlettiği yere oturmak istiyor musun?” Eylem, ürpermiş gibi yaptı. “Ne münasebet. Korumalara oturacak yer lazım, orası da bize en yakın yer diye söyledim ben kocacım!” “İyi düşündün,” dedi Emir Ali, Eylem