When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Eylem, adamı kovalamıştı da mutfaktan kovalamıştı. “Ben sana evden çık git mi dedim adam!” diye söylenerek bir ağrı kesici daha aldı. Defne ve ailesi kendi evine gittiğinde, diğerleri de odalarına çekildiğinde saat epeyce ilerlemişti. Emir Ali’nin gittiğini öğrenene kadar hasretini çektiği sıcak aile ortamına adapte olmaya çalışıyor, hep yaptığı gibi kendini sevdirmek için elinden ne gelirse ardına koymuyordu. Sevilmek güzel şeydi. Sevilmek istiyordu. Sevilecekti. Kararlıydı! Yalnız canı bu kadar yanmıyor olsa daha iyi olurdu. Kaburgası da onu ağlatmaya kararlıydı! Emir Ali’ye ait kıyafetleri yeniden üzerine geçirip yatakta bir süre uzandı. Önce ağrıları yüzünden rahat edemediğinden yatamıyordu, ağrıları geçince de aklı Emir Ali’de olduğundan uyuyamamıştı. Bir yandan onun nereye gitt