11
Günün ilk ışıkları ile birlikte kapıyı açan Ali yorgun Bşr şekilde evine girdi. Yaşadıkları onca şeyden sonra halen ayakta durabilmesi bile mucizeydi. Olayların üzerinden 3 gün geçmişti ve o günden beri asla dinlenme imkanı olmamıştı.
Üzerinde ki ceketini çıkarıp portmantoya asıp mutfağa geçti. Kahvaltı yapmak zor geldi . Sadece bir bardak su doldurup içerek mutfaktan çıktı ve salona geçti. Kendini koltuğa attı.
“ Offf “
Ali bir kolunu alnına dayayıp tavana bakarken yine o geceyi düşündü. Bülent denen mafyanın adamlarından birinin polis çıkması ve ardından bir dolu polisin kahveye doluşması ile kurtulmuşlardı. O geceyi hepsi karakolda geçirmişti. Önce ilyas ve İrfan hastaneye kaldırılmıştı. İlyas Tedavisinin ardından da direkt karakola getirilmişti. Bilal ve Ali’nin ifadeleri alınıp bırakılırken Ayşegülün ifadesi ise daha uzun sürmüştü. Serhat ve Akasya ise polisler geldiğinde kahvehanede değillerdi ve onların ne ara gittiklerini kimse anlayamamıştı. Sonrasında ise Serhat kardeşini kolundan tutup karakola getirmişti. Ali ve Bilal ise kardeşini getiren Serhat’a şaşkın bir şekilde bakmışlardı. İfadelerini veren iki kardeş sonunda Serhat serbest bırakılırken Akasya nezarete atılmıştı. Serhat gelip arkadaşlarından özür dilediğin de ise onun bir suçunun olmadığını söyleyen Ali , kardeşi gibi gördüğü adama sarılıp yanında olmuştu. Karakolda sabahı eden adamlar Bülent ve adamlarının sorgularını da bekleyip akşama doğru hepsinin tutuklanıp mahkemeye gönderilmek üzere hazırlandıklarını duymaları ile rahatlamışlardı. Ali , Bilal , Serhat ve Ayşegül akşam olduğun da karakoldan çıkıp irfanın yanına hastaneye gitmişler ve ona son gelişmeleri anlatmışlardı . Hepsinde ufak tefek yaralanmalar vardı ancak en çok darbeyi irfan aldığı için bir süre hastane de kalması gerekmişti.
İkinci gece hastane de irfanın yanında Ayşegül kalırken bu gün sonun da İrfanın hastaneden çıkacağı için Bilal onlara yardıma girmişti. Ali ise mahvolan kahvesine gidip hasara bakmak için geri de kalmıştı. Bütün o hengâme de ise Ali’nin mirasının olduğu kutu da kaybolmuştu ve belki dükkanda bir yerlerdedir diye düşünen Ali hiç bri yerde kutuyu bulamamıştı. Kahveden çıkarken ise serhat yanına gelmiş ve ondan bir istekte bulunmuştu.
Kapının zili çaldığın da Ali hızla yattığı yerden kalktı ve kapıya koştu. Açtığın da ise bütün gücünü Bilal’e vermiş İrfanı gördüğün de gülümseyerek “ Hoş geldin yaralı Aslan “ diyerek onu içeri buyur etti. İrfanı artık daha fazla seviyordu çünkü adamın Ayşegülü ele vermemek için ölümü bile kabullendiğini görmüştü. Onun gibi arkadaş zor bulunurdu ve İrfanın değeri Ali’nin gözünde çok fazlaydı.
Bilal ve İrfan zor da olsa salona doğru yürürken üç günde çökmüş olan Ayşegül de arkalarından eve girdi. Ali hemen kıza sarılıp kendine çektiğin de Ayşegül de yorgun kollarını adama sardı. Kapı önün de biraz hasret giderdikten sonra Ali yavaşça geri çekilip kızın alnına dudaklarını dayadı. Kokusunu içine çekerek derin bir öpücük kondurup geri çekildi. Kapıyı kapatıp içeri girdiler.
Bilal yavaşça İrfanı koltuğa oturturken Ayşegül de kendini bir koltuğa attı. Bilal bir elin de tuttuğu poşeti Aliye uzatıp “ Bi çay koy da kahvaltı yapalım Alim “ dediğin de adam hemen başını sallayıp mutfağa geçti. Bir sürü şey yaşamışlardı ama halen aralarında konuşmamışlardı. Mesela artık Ayşegülğn kaçmak zorunda olduğu bir mafya yoktu. Artık Özgür kimliğine veda edebilirdi ve bundan sonra ne yapacağını bilmiyordu. Kendi şehrine evine geri mi dönecekti ? Eski işine geri mi başlayacaktı. İrfan zaten kendi şehrine gidecekti bir kaç güne ama Ayşegülün ne yapacağı tam bir muammaydı.
Bir süre sonra Ali masayı hazırlayıp hepsini çağırdığın da Bilal yine İrfana destek verip oturduğu yerden kaldırdı ve mutfağa taşıdı. Dördü masaya oturduğun da Ali ortamda ki gerginliğe dayanamayıp konuştu.
“ Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz ?”
Bilal ilk cevap veren oldu .
“ Valla Alim bir hafta işten izin aldım. Ev de yatacağım.”
Ali gözlerini devirip sorusunun asıl muhattabına , Ayşegül’e baktı ama kızın gözleri önün de ki tabaktaydı. O konuşmayınca İrfan konuştu.
“ Ben iki gün sonraya bilet aldım . Eve döneceğim artık . Zaten yıllık iznim de bitiyor “
Ayşegül ve Ali tepki vermezken Bilal rahatsızca yerinde kıpırdandı.
“ Daha iyileşmesin nasıl yolculuk yapacaksın ki ?”
“ Yaparım bir şekilde . İzin bitimi başlamazsam çıkarılırım .”
Bilal kaşlarını çatarak “ Ulan nasıl çalışacaksın bu halde . Bu sikik patronlar bu kadar vicdansız mı ?” diye söylendiğin de İrfan sadece gülümsemekle yetindi.
Ayşegül sonunda derin bir nefes alıp başını kaldırdığın da zaten kendisine bakan Ali ile göz göze geldi.
“ Ben -“
“ Burda kal . “
Ali kız sözünü tamamlamadan konuştuğun da Ayşegül şaşkın bir şekilde ona baktı. Diğerleri sessiz bir şekilde onları dinlerken Ayşegül bir şey diyemeden Ali tekrar konuştu.
“ Burda yaşa . Yine beraber çalışabiliriz .”
Ayşegül gülümserken İrfan dayanamayıp “ Sen bizimle İstanbul’a gel .” dediğin de Ali bu ihtimal ile bir an durup düşündü . Bilal ise bu mahabbet ile çatalını aniden Bıraktı.
“ Ulan ben orospu çocuğumuyum. Hepiniz nereye gidiyorsunuz lan . Hepiniz siktirip gidecek misiniz lan ?”
İrfan sadece gülerken Ali gözlerini devirmekle yetindi. Geleceğe dair planları halen yoktu ve ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Ali çayına uzandığı sıra da çalan zil ile ayaklandı. Biraz sonra Ali önde Serhat arkada mutfağa girdiklerin de hepsi dönüp ona baktı. Serhatın elin de Ali’nin kutusu vardı.
“ Merhaba”
Diğerleri ona bakarken serhat elinde ki kutuyu Aliye uzattı.
“ Akasya almıştı. “
Ali arkadaşının omzunu sıkarak gülümserken Bilal halen somurtuyordu.
&&
6 Ay sonra
Ayşegül telefonu kulağından çekerken hastane koridorunda ilerledi. Dinlenme odasına girdiğin de hemşire arkadaşları onu görünce ayağa kalktılar .
“ Getirdin mi ?”
“Evet .”
Ayşegül gülümseyerek çantasından davetiyeleri çıkarıp arkadaşlarına verirken heyecanla onları izledi.
“ Bu hafta sonu değil mi düğünün ?”
“ Evet “
“ Enişte beyle de bir türlü tanışamadık .”
Ayşegül yüzünden düşmeyen gülümsemesi ile “ Kocaeli de yaşıyor biliyorsunuz orada ki iş yeri evi falan ayarlamalar yapmak uzun sürdü . Ama bundan sonra bura da yaşayacağız . Bol bol göreceksiniz “diye açıklama yaptı.
Arkadaşları ile biraz daha sohbet ettikten sonra baş hemşire ile de görüşüp hastaneden ayrıldı. Altı ay önce Ali ile uzun uzun konuşup bir karara varmışlardı . Ayşegül doğup büyüdüğü şehre geri dönmek istemişti. Ali de ona Saygı duyup bu durumu kabullenmişti. Ayşegül eski işyerine tekrar kabul edilmiş ve kaldığı yerden devam etmişti. İrfan da izni bittiğin de çalışmaya geri dönmüştü. Tabi ki orada edindiği arkadaşları ile de arada görüşmeye devam etmişti. Özellikle Bilal ile neredeyse her gün konuşuyordu. Ayşegül ise uzakta da olsa Ali ile sürekli görüşmüş bazen o bazen de Ayşegül onun yanına giderek uzaktan ilişkilerini sürdürmüşlerdi. Sonun da ise Ali bir ay önce Ayşegül’e evlenme teklif etmiş ve Ayşegül de bu teklifi kabul etmişti.
Telefonu çaldığın da arayana bakıp hemen cevaplandırdı .
“ Efendim İrfan “
“ .. “
“ Aldın mı bizimkileri ?”
“..”
Ayşegül gözlerini devirirken gelen otobüse yetişmek için durağa doğru koşturdu .
Bilal ve Serhat düğün için İstanbul’a gelmişlerdi . Ali otel de kalıyordu . Bu yüzden ikili İrfan da kalacaklardı bir hafta . Ancak Bilal çok fazla küfür ettiği için İrfan annesini Ayşegül’e göndermişti.
“ Tamam . Tamam . Sıkıntı değil. Anahtar vermiştim ben Sevim teyzeye . Geçmiştir eve .”
“ Birazdan görüşürüz .”
Ayşegül telefonu kapatıp otobüse binerken derin bir nefes aldı. Üç ay önce Ali kendisine miras kalan yalıyı satmıştı. Ordan aldığı parayla İstanbul’da müstakil dubleks bir ev almış ve kendine bir iş kurmuştu. Kocaeli’deki evini ve dükkanını da elden çıkaran Ali’nin elinde epeyi bir sermaye geçmişti. Geçen hafta da tamamen orası ile bağlarını koparıp burada bir otel tutmuştu. Ancak onun İstanbul’a geldiğini duyan kuzeni bundan memnun olmayarak ona gitmesini söylemek için ziyarete geldiğin de Ali sinir olmuş ve dedesinin mirası haricinde babasının hakkı olan şirketten pay istemiş ve bunun için dava açmıştı. Büyük ihtimalle de kazanacaktı.
Ali , Ayşegül ile beraber aldığı evi zevklerine göre döşemiş ve sadece gidip oturması kalmıştı. O da bir hafta sonra düğünden sonra olacaktı.
Ayşegül mutlu bir şekilde ineceği durağa geldiğin de ayaklandı. Kendi dairesine uğramadan karşıda ki eve geçip irfanların zilini çaldı. Kapıyı Bilal açtığın da kocaman gülümsedi.
Bilal ise saçları uzamış çiçekli elbisesi içinde ki kızı görünce ağzı açılarak “ Ohaaa ne olmuşsun kız sen ?” diyerek Ayşegülü kucakladı. İkisi sarılıp içeri geçtiğin de bu sefer de Serhat Ayşegül ile kucaklaştı . İrfan mutfaktan çıkıp gelene baktığın da “ Hoşgeldin kuzum “ diyerek geri mutfağa girdi. Akşam yemeğini hazırlıyordu . Ayşegül hemen ona yardıma girdi ve Ali gelene kadar masayı kurdular . Sonunda Ali de geldiğin de hepsi masaya oturup sohbet eşliğin de yemeklerini yemeye koyuldular .
Serhat sırıtarak “ Ulan kim derdi bizim Ali gidecek Özgür ile evlenecek .” dediğinde sofra da bir kahkaha koptu. Ayşegül sahte bir sinirle “ Ya abi “ diye sitem ettiğin de Bilal arkadaşına destek çıkarak konuştu.
“ Sus kız . Ufacık aklınla planlar yapıp neler yapmışsın .”
Ayşegül utanarak yanında oturan Ali’nin omzuna kafasını gömdüğün de adam gülümseyerek kızın saçlarına bir öpücük kondurdu.
“ Gitmeyin sevdiğimin üzerine . Siz kendinize bakın . Evde kaldınız .”
Serhat bu söz üzerine “ O iş değişti kardeşim .” Dediğin de Ali merakla ona baktı. Serhat ise sırıtarak “ Fadik ile konuştum geçen gün .” dedi.
Bilal “ Lan açıldın mı sonun da kıza “ dediğin de Serhat mutlulukla kafasını salladı.
Ali “ Böyle sırıttığına göre kabul etmiş .” dediğinde “ Evet “ diye arkadaşını cevapladı. Hepsi “ Hayırlı olsun “ derken Ali diğer ikiliye döndü.
“ Darısı sizin başınıza o zaman “
Bilal “ İnşallah kardeşim . Beni çekecek bir insan evladı varsa tabi .” dediğin de Ali sadece gözlerini devirdi. İrfan ise ortada ki muhabbete tebessüm etmekle yetindi.
Yaklaşık 7 ay önce hayatlarına bomba gibi düşen Ayşegül hepsinin yaşantısında büyük bir rol oynamıştı. En büyük darbeyi yiyen Serhat olmuştu. Öz kardeşinin karakterini yıllar sonra öğrenmiş ve büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı. Kardeşinin yaptıklarını ailesi ile konuşmuştu. Ali den şikayetini geri çekmesini rica etmiş ve Akasya nezaretten çıkar çıkmaz da köyde ki ananelerinin yanına göndermişlerdi . 6 aydır da oradaydı.
İlyas ise suçu sabit bulunmuş ve hapse girmişti. Bülentin akıbeti ise daha vahimdi. Zaten gizli görevde ki polis mafyanın arasında oldukça vakit geçirmiş ve Bülentin bir sürü suçunu ispatlayıp bir daha dışarı çıkamayacağını garantilemişlerdi.
“ Gelinliğin hazır mı kız ?”
Bilalin sorusu ile Ayşegül kafasını heyecanla salladı.
“ Evet . Çok güzel Bilal abi. “
“ Senin zevkine pek güvenemiyorum Ayşegül. Malum aylar önce Özgür diye biliyorduk seni. Düğün de karşımıza damatlık giyip çıkma da “
Ayşegül suratını asarken masadakiler tekrar kahkaha atmışlardı.
“ Aşk olsun ya. Hem gelinliği ben seçmedim. Tamamen İrfana bıraktım. Ve sonuç muhteşem oldu . “
Bilal tek kaşını kaldırarak irfana baktığın da adam anında yanaklarının ısındığını hissetti. Neyse ki bu durumu diğerleri fark etmedi.
“ Bu gün kızlara davetiye verdim . Seni çok merak ediyorlar .”
Ali anlayışla kafasını salladı.
“ Tanışırız güzelim .”
Ayşegül gülümseyerek önüme döndüğünde sofra da muhabbet devam etti. Hepsi biliyordu ki önlerin de yaşanacak güzel günler vardı.
&&
Son
&&