8
Ayşegül elindeki tepsiye dizdiği çay bardaklarını tezgahın arkasına götürüp lavaboya koydu. Aklı dünden beri gece Ali’nin söylediklerindeydi. Hatta sabaha kadar bunun yüzünden uyumamış düşünüp durmuştu. Sabah kalktıklarında ise Ali hiç bir şey olamamış gibi kahvaltı hazırlamış ve beraber kahvaltı yapıp dükkana geçmişlerdi. Adamın hareketlerin de pek değişiklik yoktu. Belki de hepsi Ayşegülün kuruntusuydu. Ama bir kaç kere Ali’nin kendisine bakışlarını yakalamıştı ve o bakışlar gerçekten de tuhaftı. Ayşegül dalgın bir şekilde boş bardakları sudan geçirirken “ Aklın nerede senin “ diye kulağının dibinde duyduğu sesle irkildi . Ani hareketi ile elinde ki bardağı lavabonun içine düşürdüğün de etrafa köpüklü su sıçradı. Tam arkasında duran Ali onun bu şaşkın hareketlerine gülerken başını ilki yana salladı.
Sabahtan beri kızın dalgınlığının farkındaydı. Nedenini de tahmin ediyordu. Kız dün gece konuştuklarını düşünüyordu ve belli ki işin içinden çıkamamıştı. Dün söylediği ismin nedense gerçek ismi olduğuna emindi. Bu yüzden onu aklından geçirirken artık Özgür değil Ayşegül olarak düşünüyordu .
“ Özür dilerim . Biraz uykusuzum . “
Ayşegül bulaşıklarına devam ederken Ali onun tam arkasında duruyor ama temas etmiyordu . Yine de yakınlığı kızın kokusunun burnuna dolmasına yetecek kadar vardı. Ali dün öğrendiklerinden sonra kendisini tutmamaya karar vermişti ve düşüncelerini de hareketlerini de özgür bırakmıştı. O yüzden gözlerini kapattı ve burnunu kızın saçlarına dayayıp doya doya kokusunu içine çekti. Onun bu hareketi ile Ayşegül bu Sefer de donup kaldı.
Kekeleyerek “ Ne - ne yapıyorsun ?” dediğinde Ali sadece “ Çok güzel kokuyorsun “ diye cevap verdi. Başka bir şey konuşamadan masalarda ki adamlardan biri “ Ali bize iki çay versene abicim “ diye seslendiğin de Ali sessizce kızdan uzaklaştı . Dönüp adamlara çayını götürürken heyecandan kalbi dört nala atan Ayşegül adamın arkasından baktı.
“ Biliyor mu bu ya ?”
&&
Akşama doğru İrfan ve Bilal kahveye gelmişler bi masa da oturup sohbet etmeye koyulmuşlardı. Ali de onlarla oturuyordu . Serhat ise işe geç kaldığı için mesaiye kalmıştı ve direkt eve gidecekti. Sonrasında onlara katılacağını söylemiş ama halen gelmemişti. Ayşegül arada yanlarına gidiyor bazen de müşterilerin istekleri için yanlarından ayrılıyorlardı. Kahveyi kapatma saati geldiğin de kalan müşterileri de yollayıp içerideyken kepenkleri yarıya indirdiler. Eve gitmek yerine iddiaya tutuştukları için okeye oturmuşlardı. Ali ıstakasında ki taşlar da gözlerini gezdirip bi tanesini yanında ki Bilal’e attı. Bilal atılan taşa bakıp “ Senin atacağın taşa sokayım “ diyerek ortada ki taşa uzandı. Yanında oturan İrfan ise onun küfürlene alışmış bir şekilde başını iki yana sallayıp adamın atacağı taşı bekledi. Henüz kimse açmamıştı ve oyun bayağı çekişmeli gidiyordu. Ayşegül İrfanın attığı taşa bakıp burun kıvırdı. Eli güzeldi ama henüz açmayacaktı. Ortadan taş çekerken gözleri İrfana kaydı yine. Bu akşam geldiğinden beri oğlan biraz durgundu. Dışarıdan bakan bu durumu anlamazdı ama Ayşegül onu iyi tanıyordu ve arkadaşının durgunluğunun farkındaydı. İlk geldiklerin de gece ne olduğunu sormuştu. İrfan ise Bilal ile biraz sohbet edip uyuduklarını söylemişti. Ayşegül şaşkın ve merak için de Bilalin evinde kalan arkadaşına bakıp onu soru yağmuruna tutmuştu. Evi nasıl ? Neler var ? Neden kimseyi evine almıyor ? Seni nasıl davet etti ? Daha bir sürü soru sormuştu . İrfan ise hepsine tel tek cevap vermişti sakince . Gayet doğal ve sade bir evi bardı Bilalin . Herkesin evi gibiydi . Her hangi değişik bir şey yoktu. Bir iki saat sohbet edip onun için hazırladığı koltukta uyumuştu İrfan .
Ayşegül aldığı cevapların sadeliği ile dedikodu çıkmadığı için pek memnun olmayarak bırakmıştı adamın yakasını .
Kız başını sallayarak elinde ki taşı attığın da Ali aynı anda kızın attığı taşı almak için uzandı ve elleri birbirine değdi. Ayşegül elini yavaşça geri çekerken bir an Ali’nin parmaklarının kendi parmaklarına sürtündüğünü hissetti. Hızla Aliye baktığında adamın gözlerinin önünde olduğunu gördü. Kız anlamayarak “ Allah Allah “ diye söylenerek oyuna devam etti. Ali ise hiç yere açmadan okeyi ortaya atarak oyunu bitirdiğinde Bilal den uzun bir küfür kazandı. Onun bitmesi ile Ayşegül yüzünü asarak “ Benim elim açıyordu ya of “ diye söylenince Ali gülümseyerek ona baktı.
“ Bazen beklememek gerekir. Bazı şeyleri saklarsan her şey için geç olur .”
Ayşegül adamın gözlerine bakarak kaşlarını çattığında Ali hızla ona göz kırpıp önüne döndü.
“ Hadi lan toplasanıza siz de amına koyayım . Enayimiyiz biz .”
Bilal söylene söylene taşları toplarken Aliye baktı.
“ Bu Akasya konusunu ne yapacaksın kardeşim sen . Hiç anlatmadın .”
Bilalin sorusu ile keyfi kaçan Ali derin Bşr nefes aldı . Elbette onun hakkında bir şeyler düşünmüştü . Serhatı üzmeden kardeşinden kurtulmaya çalışacaktı.
“ Şeytanınız bol olsun gençler .”
Yarım kapanmış kepengin altından giren Serhat ile tüm kafalar ona döndüğün de oğlan sırıtarak yanlarına geldi.
“ Nerdesin lan sen ?”
“ Oğlum sorma ya . Sabah beni uyandırmadan gitmiş bu Ali şerefsizi . İşe geç kaldım. Patron da mesai yazdı. Yemin ederim götüm çıktı bütün gün .”
Ali sırıtırken Serhat ona ayıplar gibi bakıp konuştu.
“ Hiç sırıtma lan . Evinde banyo yaptım ve banyoyu da temizlemedim . Sana ceza olsun .”
Ali birden gülmeyi kesip “ Ne pis herifsin ya sen “ derken bu sefer de diğerleri ona güldü. Serhat elini sallayıp “ Senin yüzünden ağzıma sıçıldı bu gün . Allahtan Akasya kıyafetlerimi getirdi senin eve de direkt işe geçtim. Yoksa patron sabaha kadar salmazdı beni.” dediğinde dörtlü birden susup birbirlerine baktılar. Akasya Ali’nin evine gelmişti. Hepsi aynı an da ayağa kalktığın da Serhat ani hareket yüzünden bir adım geriledi.
“ Ne oluyor lan ?”
Ali sakin kalmaya çalışarak “ Çıkarken kapıyı kilitleseydiniz iyice kardeşim . Bu civar da hırsızlık olayları artmış diyorlar “ dediğin de Serhat şüpheyle ona bakarak “ Ben önden çıktım . Akasya da bulaşıkları yıkayıp evi temizleyecekti sana sürpriz için. İşi bitince kilitleyip çıkmıştır merak etme .” dedi. Bilal kısık sesle “ Ha siktir “ dediğin de İrfan onun kolunu sıkıp bıraktı. Az daha sesli söylese Serhat duyacaktı. Ayşegül yanağının içini kemirirken Ali arkadaşına belli etmemeye çalışarak “ Öyle mi ? Sağolsun . Neyse gençler ayıp olmazsa ben eve geçerim artık öok yoruldum .” dedi.
Hepsi birden onu onaylayınca Serhat “ Ben daha yeni geldim lan “ diye isyan etse de onlarla beraber kahvehaneden çıktı. Yolda Yanyana yürüyüp Serhat evine ayrılan sokaktan yanlarından ayrıldığın da dördü de hiç konuşmadan anlaşmış gibi Ali’nin evine koşturdu .
İki sokak sonunda ki evine vardığında aralık kapı ile Ali Ayşegül’e baktı. Kız da endişeli ve tedirgin bir şekil de ona bakıyordu.
Bilal “ Siktiğimin orospusu ne karıştırdı kim bilir “ diyerek aralık kapıyı tamamen açarak içeri girdi. Diğerleri de arkasından girdiklerinde daha koridorda başlayan dağınıklık ile oldukları yerde kaldılar . Evin altı üstüne getirilmişti. Her yer de dağınıklık vardı. Bakmadıkları yer kalmamış olmalıydı. Ali salon da ki cam kırıklarının üzerine basmadan annesinden kalan vitrinin önünde durdu. Yere düşmüş ters çerçeveyi alıp kırıkların içinden bir fotoğraf çıkardı. Anne ve babasının fotoğrafıydı . Kızın gözünü nasıl bir hırs bürüdüyse hiç bir hatıraya acımamıştı.
“ Amına koduğumun kahpesi azıcık abisine çekmemiş. Aile de bütün şerefi Serhat almış diğerlerine bir şey kalmamış. Bu nasıl vicdansızlık lan .”
Bilal küfürleri ile etrafa bakınırken İrfan derin bir nefes çekti içine . Gerçekten ev çok kötü durumdaydı.
“ Yazık olmuş . Burada kalınmaz ama. Bu gece Ayşegü- Özgür . Özgürün evin de kal. Yarın hep beraber toparlarız buraları. “
İrfan dilini ısırarak kıza baktığın da Ayşegül onun kırdığı pot yüzünden kötü kötü baktı arkadaşına . Sonra da kendini toparlayıp “ Evet Ali. Bu gece ben de kal. Yarın hallederiz buraları . “ Dedi .
Bilal sıkıntı ile “ Senin miras gitti mi şimdi ?” dediğin de Ali başını iki yana salladı.
“ Dün öğrendiklerim den sonra yerini değiştirdim hepsinin . Ev de değillerdi .”
Hepsi Aliye baktığın da oğlan sıkıntı ile mahvolmuş evini izlemeye devam etti.
&&
Ayşegül açtığı koltuğa çarşaf sererken Ali hemen karşıda ki koltukta oturuyordu. Düşünceliydi. Evinin hali canını çok sıkmıştı. Bunu yapanın arkadaşının kardeşi olması ise daha da can sıkıcıydı.
“ Hemen uyumak ister misin ? Bir kahve yapayım mı ?”
Ali kızın sesini duyduğun da başını kaldırıp ona baktı.
“ Olur .”
Kız onu mutfağa çağırarak kendisi önden gitti. Hemen cezveye kahveleri koyup fincanları ayarladı. Beş dakika içinde olan kahveleri alıp küçük masaya oturdu. Ali önüne koyulan kahveye bakıp “ Tuzlu mu ?” diye sorunca Ayşegül gözlerini açarak ona bakakaldı. Onun bu haline bakan Ali ise gülerek başını iki yana sallayarak “ Şaka . Şaka .” dedi ve kahvesinden içti. Canı sıkkındı ama kızın yanında hep kendini mutlu hissediyordu .
Ayşegül mavi gözlerini adamın üzerinden çekip kahvesine baktı. Korktuğu gerçekti . Adam onun sırrını biliyordu . Son zamanlarda ki imaları , bakışları her şeyi bildiğini gösteriyordu. Ama o zaman neden söylemiyordu . Neden hesap sormuyordu kızdan . Sadece oyununa ayak uyduruyordu. Bu tavırları Ayşegülü daha çok geriyordu.
“ İstanbul nasıldı ?”
Ayşegül birden gelen soru ile ona baktı. Önce adamın ne demek istediğini anlamadı. Sonrasında ona merakla bakan adamın yakışıklı suratından gözlerini çekip konuştu.
“ Güzeldi. “
Ali başını hafif yana yatırdı.
“ Güzeldi. Artık değil mi ?”
Ayşegül başını iki yana salladı.
“ Değil . “
“ Neden ?”
Ayşegül uzun bir nefes alıp verdi. Anlatmak istiyordu . Sırlardan yorulmuştu . Ama yüzü yoktu. Adamın onu şu an yanından kovabilir ya da bir daha onunla görüşmek istemeyebilirdi . Ama yine de gerçekleri saklamaktan sıkılmıştı.
“ Ailem yakın zaman da öldü. “
Ali gözlerini masaya dikmiş konuşan kızı dikkatle dinledi.
“ Daha ölümlerini atlatamadan mafya dayandı kapıma . Babamın borcu varmış . Bi senet attılar önüme . Bir de ödemedikçe binen faiz .”
Ali kaşlarını çatarak sustu. Eğer ses çıkarırsa kız anlatmaktan vazgeçer diye korktu.
“ Kabul etmedim. Ertesi gün evini kurşunladılar .”
Ali şaşkınlıkla kıza baktı. Ne demek evini kurşunlamak .
“ Ben özel hastane de çalışan bir hemşireydim sadece . İstedikleri parayı hayatta ödeyemezdim . Polise de gidemedim . Çünkü yine olan bana olacaktı. İrfan sağolsun yardım etti elinden geldiğince . Ama yetmedi işte. İki yıl uğraştım ödemek için . Ama sürekli keyiflerine göre yaptıkları faizler derken borç çoğaldı. En son ölümün yaklaştığını anlayınca kaçtım . Kendimden bir iz bırakmadan kaçtım . “
Ali kızın anlattıklarını sessizce dinleyip biten kahvesine baktı. En azından kızın neden buraya geldiğini neden kılık değiştirdiğini anlamıştı. Canı sıkkın bir şekilde yavaşça ayağa kalktı. Önünde ki sıkıntılardan kurtulur kurtulmaz bu soruna da el atacaktı. Kız ömür boyu kaçamazdı. Üstelik te bu kılıkta olmadığı biri gibi davranarak uzun süre yaşayamazdı. Mutfaktan çıkmadan önce kızın arkasında durdu. Düşünmeyi bırakıp yavaşça eğildi ve kızın kısa saçlarına bir öpücük kondurdu. Çekilmeden önce fısıltı ile “ İyi geceler Ayşegül “‘diyerek doğruldu ve mutfaktan çıktı. Sandalyede oturan kız ise gözlerindeki yaşları tutamayarak öylece karşıya baktı.
&&