Büyük pencerenin önünde ayakta dikilmiş vaziyette uçsuz bucaksız gökyüzünü seyrederken, benimle neden ve hangi maksatla evlendiğini düşünüp duruyordum. Benimle neden evlenmişti? Sevgisinden mi yoksa sadece kendi bencil arzuları için mi? Bunu bir türlü anlayamıyordum. Onu anlamak istiyordum ama anlamkta zorluk çekiyordum. Tüm çabalarıma rağmen bana karşı davranışlarını anlayamıyordum. Onun etrafında o kadar kız varken, neden benimle evlendi? Eğer zevk için olsaydı, kolayca başka bir kadını seçebilirdi. Onun hâl ve hareketlerinden hiçbir şey anlayamıyordum, çünkü sürekli huysuz ve öfkeli idi. Nasıl anlayacaktım? Huysuzluğu ve öfkesi sadece kafa karışıklığımı ve hayal kırıklığımı artırıyordu. Onun can yakıcı öfkesinden deli gibi korkuyordum. Kendi öfkesine hâkim olamaz ise gözü kimseyi görmez