Mardin Midyat ilçesinde vakit öğlene doğru geliyordu ve biz hâlâ dağ başında olan ıssız evdeydik. Buradan gitmek istiyordum artık. Altımda iç çamaşırları olmadığı için hiç rahat değildim. Onun kıyafetleri ile şapşal şapşal evin içinde dolanıp duruyordum.
Salondaki büyük pencerenin önünde durmuş vaziyette ormanlık alana dalıp gitmişken, birinin aniden arkadan bana sarılması ile irkilerek kendime geldim. Arkadan bana sarılan kişi tabii ki de oydu. Kolları ile bedenime sıkıca sarılmış vaziyette, boynumdan derince kokumu içine çekiyordu. Onu kendimden uzaklaştırmak istiyordum ama öfkelenmesin diye sesimi çıkarmıyordum.
"İzlerim sana çok yakışmış Maria," diye boğuk bir şekilde konuşmuştu. İzler mi? Ne izleri? Onun ne demek istediğini anlamadığım için, "Anlamadım," diyerek meraklı bir şekilde
