YANLIŞ ANLAMA

1314 Words
Ödemeyi yine şoför yaptı. Maaşımdan bile fazla tutmuştu. Hepsine gerek olmadığını söylesem de şoför beni dinlememiş ve listedeki her şeyi almıştı. Birikmiş paramla teşekkür amaçlı Atlas Bey' e hediye almayı düşündüm ama o kadar zengin birine ne alınırdı? Maneviyata çok önem veren biri gibi de görünmüyordu. Benim bütçem asla yetmezdi. Aliye Hanım' a hediye almaya karar verdim ve şoförden hediyelik eşya almak için uygun bir yere götürmesini rica ettim. Odasına güzel bir biblo alırdım. Severdi Aliye Hanım böyle şeyleri ama şoför; ' Planan güzergahımızda böyle bir durum yok. ' dedi. Bu ne garip bir cümleydi. Gerçekten bu insanlar her şeyi planlı programlı mı yaşıyordu? ' Fazla vaktimizi almaz. Aliye Hanım' a bir hediye almak istiyorum. Aslında biblo tarzı eşyalar satan yol üzerindeki herhangi bir yer bile olabilir. ' ' Böyle bir isteğiniz olduğunda önce Atlas Bey' e bildirmeniz gerekir. O uygun bir sistem ayarlayacaktır. Ona uygun bir güzergah çizeriz birlikte. ' Sabır duası öğrensem iyi olacaktı. ' Atlas Bey' e her şeyi bildirmek zorunda mıyız?' diye sordum. Midemdeki kelebekler ile ne alıp veremediği vardı bu adamın? ' Atlas Bey kontrolü dışındaki durumlardan hoşlanmaz. İzninizde ne isterseniz yapabilirsiniz ancak mesai saatleri içinde bu mümkün değil. ' ' Bu şekilde çalışmak zor olmuyor mu? Yani sizden istediğim işten kaytarmak değil ama beş dakika bir başka iş yapmak ve bunu sonradan bildirmek büyük bir soruna yol açıyor olamaz. ' ' İnsan alışıyor. Zamanla sizde alışırsınız. Bir çok insanla çalıştım Atlas Bey' le çalışmaya başlayıncaya kadar. İlk zamanlar bana da ilginç gelmişti özellikle trafik tıkalı olduğunda yeni güzergahı haber vermek zorunda olmak. Zaten araçlarda takip sistemi varken bir de bunu neden bildirmem gerektiğini anlamamıştım ancak Atlas Bey' le çalışmak çoğu yönden iyidir. Asla hakkını yemez. Kurallarına uyulduğu sürece hiçbir sorun yaşamazsın. ' Talimli maymun gibi davranırsa kimse kimseyle sorun yaşamazdı zaten. Koruma buz gibi biri olduğu için onunla konuşmaya çalışmadım. Açıkçası ondan biraz ürküyordum. Eve döndük. Arabadan indiğimde sert ama ılık bir rüzgar saçlarımı havalandırdı. Tersten estiği için saçlarım yüzüme gelmişti. Saçlarımı yüzümden çekmeye çalışırken birden onu gördüm. Hala saçlarımla savaşıyordum. Bileğimdeki toka ile toplamaya uğraşırken otoriter sesini duydum. ' Yüzünü rüzgara dönmeyi akıl edemeyen birinin üniversite sınavını kazanacağına dair ciddi şüphelerim oluştu. Zayıf olduğun dersleri söyle öğretmen tutalım. ' Bunu başka bir ses tonuyla söylese espri olarak bile algılayabilirdim ama Atlas Karabeyoğlu öyle bir söylemişti ki ettiği hakaret insanın içine işliyordu. Bana alenen salak demişti. ' Kızla uğraşma Atlas. Herkes senin esprilerini anlayamaz. ' dedi Doğan Bey. ' Espri yapmadığımı biliyorsun bence o da biliyor. ' O olmuştum bu seferde. Atlas Bey Doğan' a döndü. Sinirli görünüyordu. Eşyaları arabadan alırken konuşmalarına kulak misafiri oluyordum çünkü benim yüzümden tartışmalarını istemiyordum. ' Biraz daha insani davranabilirsin Atlas. ' ' Neden? Bana dava mı açar? Hiç sanmıyorum. O benim çalışanım. ' ' Beni yoruyorsun Atlas. Sana bir süre göze batma dediğimi hatırlıyorum. ' ' Bende batmıyorum zaten. Sen şuna kızı güzel buldum desene. Çünkü o konuyla bu konu arasında bir fark yok. ' ' Atlas saçmalıyorsun! O kız benden 13 yaş küçük. Ben sadece sivri davranmayı bırakman için uğraşıyorum. ' ' Bıktım senden Doğan. Sevimli görünmek için istersen oyuncak ayıyla falan gezeyim ne dersin? ' ' Seni oyuncak ayıyla görseler baba olduğunu zannederler sevimli olduğunu değil. ' Atlas Bey Doğan Bey' in omzuna vurdu. Sonra da Doğan Bey Atlas Bey' i itti. Şu an kavga eden iki kardeş gibi görünüyorlardı. Atlas Bey birden kendini topladı ve öfkeyle bana baktı. ' Sen bizi mi dinliyorsun?' Az önceki adamdan eser kalmamıştı. Gözlerinden adeta şimşekler çıkıyordu. ' Şu poşetlerden birini alamadım da şoför arkadaşı bekliyordum. ' ' Şoför arkadaş değil İbrahim Bey. Seni bu evin kuralları konusunda uyarmıştım. ' derken Doğan Bey geldi. Uzanıp bagajda kalan iki poşeti aldı. ' Bunlar senin için fazla ağır zaten. Nereye gidecek?' ' Olur mu öyle şey Doğan Bey. Biz taşırız. ' ' Ne kadar çabuk söylersen o kadar rahat ederiz. Sen olur mu bende olur derken hala elimde duruyor poşetler. ' Atlas Bey yine araya girdi. ' Kış bahçesine gidecek. ' ' Kız orada mı çalışacak?' ' Tepemde mi çalışsın?' ' Nefret ediyorum senin kurallarından. ' dedikten sonra kış bahçesine yürümeye başladı. Atlas Bey' le çok tatlı bir çifttiler. Atlas Bey' e karşı midemde uçuşan kelebekler nedeniyle Doğan Bey' e karşı kendimi suçlu hissediyordum. İkisi de öyle kalıplıydı ki insan şaşırıyordu ama zaten bence gayler zaten çok yakışıklı oluyordu. Ne yazık ki! Atlas Bey sanırım benden kıskanıyordu bu nedenle aramızda mesafe bırakarak peşinden yürümeye devam ettim. Poşetleri masanın üzerine koymuştu. ' Eğer takıldığın bir konu olursa bana sorabilirsin. Tabii gerekli olduğuna inanıyorsan özel öğretmen konusunda Atlas yardımcı olacaktır. ' ' Teşekkür ederim bunlar yeterli. ' ' İstemediğin bir bölümü puanın için okuyarak mutsuz bir hayata kendini mahkum etmemelisin. Zaten çalışıyorsun, bir çok kişiden daha dezavantajlısın yani. Sakın çekinme matematiğim ve fiziğim iyidir. Atlas' ın bütün dersleri iyidir ancak sana yardımcı olacağını sanmıyorum. Sana numaramı vereyim çözemediğin soru olursa bu evde olmasam da atarsın. ' ' Teşekkür ederim ancak Atlas Bey' in yanlış anlamasını ve benim yüzümden aranızın bozulmasını istemem. ' ' Yanlış anlamaz ama anlarsa neden aramız bozulsun ki?' derken gerçekten şaşkın görünüyordu. Bu nasıl söylenirdi? Az önce daha kıskanmış gibi davranıyordu Atlas Bey. ' Şey. Çok yakışıyorsunuz. Ben şey açısından... Aslında yani...' Geveleyip duruyordum ama Doğan Bey birden kahkaha atmaya başladı. ' Ne? Ben ve Atlas mı? Alem kızsın. Allah iyiliğini versin. ' Büyük pot kırmıştım. Bu nasıl toparlanırdı? Eminim şu an kulaklarıma kadar kızarmıştım. Adama resmen şey demiştim. Eğer gerçekten yer yarılıp içine girilebiliyorsa bu şu an olmalıydı. ' Şey... Ben yanlış anladım sanırım. Özür dilerim. Çok özür dilerim. ' ' Önemli değil de bunu Atlas' a ima etmediğin iyi oldu. Atlas ve ben çok eski arkadaşız. Daha doğrusu ben onu ağabeyi sayılırım. Aramızda beş yaş var. Babalarımız arkadaştı. Annelerimiz de öyle. Hatta kız kardeşlerimiz de. Atlas' a çoğu şeyi ben öğrettim ama tabii o bunun aksini söyler. ' ' Şimdi anladım. ' ' Neyi?' ' Herkesin yanında olduğundan daha farklı sizin yanınızda. ' ' Sen onu birde dışarıda gör. Evdeki hali yumuşak bile sayılır. Hayatım Atlas' ın hakaret ve darp davaları ile uğraşmakla geçiyor. Atlas asla saygızlığa tahammül edemez. Burada çalışmaya devam etmek istiyorsan özellikle buna dikkat etmelisin. ' derken bana bu kadar şeyi neden anlattığını düşünüyordum. ' Sana neden bu kadar şey anlattığımı mı düşünüyorsun?' Boş bulunup; ' Nereden anladınız?' dedim. Telaşla da ellerimle dudaklarımı kapattım. Her şeyi dan dun söylemekten vazgeçsem iyi olacaktı. Pot kırmak, çam devirmek ne varsa hepsini birden yapıyordum. ' Avukatım. Analiz yapmakta ve insanların bazı düşüncelerini anlamakta iyiyim. Sana anlatıyorum çünkü seni araştırdım. ' Beni neden araştırmıştı ki? Bu konuşma gittikçe daha garip bir hal alıyordu. ' Dur endişe etme. Atlas' la çalışacak herkesi ben araştırırım. Bu işe ihtiyacın olduğunu biliyorum. ' Bu durum beni utandırmıştı. Ailemle ilgili bir şey öğrenmiş miydi acaba? ' Hakkımda ne biliyorsunuz?' ' Büyük ihtimalle senin bildiğinden bile fazlasını Vera. Hatta belki üvey babanın bildiğinden bile fazlasını. ' Ne demek istediğini anlamaya çalışıyordum. Tam soracağım sırada Atlas Bey içeri geldi. ' Sana çalışanlarım ile aranda bir şey olamayacağını söylemiştim. ' dedi benden nefret ediyor gibi bir ses tonuyla. ' Biz sadece...' dedim. Şu an o kadar şaşkındım ki; kendimi savunmaya bile geçemedim. Atlas Bey Doğan Bey' e bakıp konuşmaya devam etti. ' Buna Doğan' ı da eklemem gerekiyor herhalde. ' ' Birden beni de çalışan sayıyorsun diye dövecektim seni. ' dedi Doğan esprili bir şekilde ama Atlas ona da ters ters baktı. Sonra bana döndü. ' Mesai saatleri içerisinde olduğunu unuttun sanırım. O eşyaları yerleştirmen gerektiğini almakla işinin bitmediğini ben mi öğreteceğim sana. ' ' Özür dilerim Atlas Bey. Hemen gidiyorum. ' Ben kış bahçesinden çıkarken Doğan Bey' in sesini duydum. ' Kızı korkutma. Biraz zaman tanıyabilirsin. Ayrıca onu ben lafa tuttum. ' ' Kimseye acıyacak bir zamanda değiliz biliyorsun. Zayıf karakterli bir kız. En ufak bir tavizde hata yapabilir. ' ' O kız seni satmaz Atlas. Satamaz zaten. Üstelik hiçbir şey bilmiyor. ' ' Elbet öğrenecek. ' Ne bilmiyordum? Neyi öğrenecektim?
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD