Bölüm 7- Soğuk Metal

651 Words
...birden o kokuyu aldım.Okyanus kokusunu...Başımı arkaya çevirdim ve onu gördüm. Kartal. Belime sarılan kol onundu! Yüzlerimiz çok yakındı.Gözleri, gözlerimle buluştu ve yine dünya durdu.Nefes aldım ama veremedim.Kulaklarım uğulduyordu, etraf bulanıktı, sanki sadece o ve ben vardık.Yine aynı şey oluyordu, bakışlarımız birbirine kilitleniyordu.Saniyelerce durup sadece gözlerimizin içine bakıyorduk, aynı şey ayıcık olayında da olmuştu.Böyle olduğu zamanlarda sanki bütün algılarım kapanıyor, bal rengi gözlerinin ortasında ki siyahlık bir karadelik gibi beni içine çekiyor, hipnoz oluyordum.Kolu hala belimde ve benim elim onun bileğindeydi. Bu okyanus kokusu neden bu kadar güzeldi, büyüleniyordum.Gözlerimi kapattım ve kokusunu derince içime çektim.Öyle bir histi ki şuan yaşadığım; Sanki masmavi gökyüzünün altında çiçekli bir bahçedeydim...Ama birden geriye savruldum.Kartal aniden kolunu belimden çekti."Dikkat etsene biraz,ahmak gibi ortalıkta dolanıyorsun.Böcek gibi ezilip gideceksin." dedi, umursamaz bir tavrı vardı,o kadar soğuk bakıyordu ki kalbim üşümüştü.Neyse ki artık nasıl biri olduğunu bildiğim için eskisi kadar parçalanmıyordum sadece kırılıyordum.(Bunada şükür) Çiçekli bahçede heidi gibi zıplarken, Kartalın bu ikazıyla kıçıma bir tekme yemiş ve sert kayalıklara yuvarlanmıştım.Kendime gelmem uzun sürmedi.Zaten hali hazırda içimde duran, öfkenin külleri yeniden alevlendi ve oklarını Kartala çevirdi,kelimenin tam anlamıyla o an zihnimden ne geçiyorsa onu söyledim; "Her seferinde dondan fırlayan lastik gibi karşıma çıkıp duran sensin gerizekalı!" diye bağırdım. O an bir sessizlik oldu, insanların durup bize baktığını gördüm.Kartalın kaşları havalandı,anlayamayan gözlerle bana baktı.Arkadaşları da donup kalmış öylece bakıyorlardı. Ne?Gerçekten yapmış mıydım?Kartal Karahanlıya bağırıp üstüne bir de hakaret mi etmiştim?Şaşkın gözlerle bakakaldım.Kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek şeyi şuan burada yapmıştım. Bu zorba ne yapacaktı şimdi bana?Kesin ipe asardı! "Şimdi sıçtın işte Kasel" dedim içimden. Kartalın kaşları çatıldı, burnundan solumaya başladığını görebiliyordum.Ben durmuş olacakları beklerken, Polat arkadan geldi ve Kartalı itekleyerek, "Hadi çocuklar sıra bizde,alalım yemeklerimizi.İnsanlar bekliyor." dedi.Polat, Kartalı tutmuş götürüyorken o aralıkta yerdeki kaşığı aldım ve olabildiğince hızlı bir şekilde oradan ayrıldım.Bulaşıkhaneye gelip,yere düşen kaşığı oraya bıraktım.Ardından iki bölümlü yemekhanenin diğer bölümüne geçip(Kartalın olmadığı bölümüne!) Sedayı aradım ve bulunduğum yere gelmesini söyledim. Seda ikimize de yemek alıp yanıma geldi. Gelir gelmez de, "Kasel, sen ne yaptın ?" dedi. "Bu sefer hiçbir suçum yok!" dedim, öfkeyle kollarımı önümde bağladım.Bir suçum yoktu ama korkumdan artık yemekhaneye adım atamayacaktım."Ne yapsam acaba,okulumu mu değiştirsem," diye düşündüm. "İyi misin peki,siz nasıl karşı karşıya geldiniz?Arkama bir baktım burun burunaydınız!" dedi Seda. "Öyle miydik?" dedim, çatık kaşlarım havalanmıştı. "Evet" dedi. Suratıma hafiften gülücük yerleşmeye ve burnuma çiçekli bahçenin kokusu dolmaya başlamıştı ki, başımı hızla iki yana çevirip kendime gelmeye çalıştım. "Kaşığım yere düşmüştü, bende eğilip almaya çalışırken dengem bozuldu ve düşecek gibi oldum tam o sırada Kartal belimden tuttu." diyerek olayı anlattım. "Ne!" diye bağırdı Seda, hemen ardından elleriyle ağzını kapattı, "İnanamıyorum!" "Bende" dedim, şaşkın,inanamayan gözlerle bakarak. "Yanlış anlamıyorum değil mi?" dedi Seda heyecanla, "Kartal Karahanlı seni belinden tuttu ve kurtardı." Sesli bir şekilde tekrarlayınca birden bana da inanılamaz bir olay gibi geldi, yaşadığım şeyin etkisi sanki vücuduma yeni vurmuş gibi birden heyecanlandım, ellerimi Sedanın ellerine uzatarak neşeli bir sesle, "Evett,inanamıyorum, evet!" dedim. Seda da aynı neşeyle karşılık verdi.Böylesi bir olay, sıradan iki öğrenci olan ben ve Seda için sindirmesi zor, hayali imkansız ve üzerimizde şok etkisi yaratacak bir olaydı. "Peki, sonra ne oldu?" diye sordu Seda. "Sonra bana hakaret etti." dedim yüzüm düşerek ve sinirle."Ben de ona hakaret ettim." "Sen ne dedin?" "Yırtık dondan fırlayan lastik ve gerizekalı dedim." Seda bir kahkaha patlattı, "Yırtık don mu?," dedi gülmesinin arasından,"Alemsin Kasel." O gülmeye devam ederken bende güldüm.Artık yaşadıklarımızın şokundan mıydı yoksa sinirlerimiz mi bozulmuştu bilmiyordum, dakikalarca gülmeye devam ettik.Hatta bir ara etrafımızda oturan herkes bize bakmaya başlamıştı. "Kartal seni öldürecek!" dedi Seda gülmeye devam ederken. "Evet, öldürecek" dedim, gülmekten çıkmayan sesimle. "Sıçtın!" dedi. "Sıçtım!" dedim. Gülmemiz bitip biraz daha sakinleşince, yemeği yemek için masadaki kaşığa uzandım. Kaşığı avucumun içine alırken soğuk metali hissettim.Tanıdık bir his kapladı tüm bedenimi, çok geçmişe değil dakikalar öncesine ait bir histi bu.Sonra bir ok gibi zihnimi vuran o şeyi fark ettim.Kartalın bileğini tutarken, avucumun içinde bilekliğinde ki metali hissetmiştim tıpkı o gece o katilin bileğini tutarken hissettiğim gibi.Tüm neşem birden kayboldu,suratım buz gibi oldu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD