Tüm yemek boyunca bunu düşündüm.Kendime sürekli, hayır Kasel aynı bileklik değil; Herkesin taktığı metal aksesuarlı bir bilekliği mutlaka vardır, telkinleri veriyordum.
Beni iyice delirmiş olarak görmesinden korktuğum için bu konudan Sedaya bahsedemedim.Öylece içimde tuttum.
Yemeklerimiz bittikten sonra masadan kalktık,dışarısı soğuk olduğu için okulun içinde ki kafeteryaya yürümeye başladık.Sedaya, kafamın içindeki savaşı belli etmemek için olağanüstü bir çaba sarf ediyordum.
Yolda giderken önümüzdeki iki çocuğun konuşmalarına kulak misafiri olduk;
"Bugün,okul çıkışında ki antrenmana geliyorsun değil mi?Kartallar da orada olacak." dedi uzun olan.
"Geleceğim elbette,kapalı spor salonundaydı değil mi?" dedi nispeten daha kısa olan.
"Evet." dedi öbürü.
Bugün Kartalların basketbol antrenmanları vardı.Her Cuma bu antrenman olurdu.Bu yüzden sırf onu daha fazla görebilmek için, Sedayı da peşimden sürükleyerek, Cuma günkü derslerden sonra olan okul kurslarından birine gider, antrenmanın bittiği saatte kurstan çıkar ve Kartal motoruna binip gaza basana kadar onu izlerdim.Beni yadırgamayın aşk ve delilik arasında ince bir çizgi vardır.
Kafeteryaya girdiğimizde yanımızdan geçen iki kızdan birinin Sedaya bilerek omuz attığını, sonrada, "Önüne bak" diye çemkirdiğini gördüm.
"Omuz atan sensin..." diye karşılık vermeye çalıştığım anda Seda beni tutup, susturmaya çalıştı.Kız omuz silkip giderken, "Ne oluyor Seda, sana bilerek omuz attı görmedin mi?" dedim öfkeyle.
"Biliyorum ama etrafına bir baksana." dedi kısık bir sesle.
Etrafıma baktığımda olayı az çok anlamaya başladım.Kafeteryada ki herkes bize ezici bakışlar atıyor, her an saldıracak gibi duruyorlardı.Kollarını önünde bağlayıp ayağını ritmik şekilde yere vuranlar, suratımıza baka baka sakız patlatanlar...Hepsinin ilgisi bizdeydi.Bizimle bir dertleri olduğu belliydi, resmen saldırmak için an kolluyorlardı.
Aralarına dalıp dayak yeme pahasına da olsa ağızlarının payını vermek istedim ama Seda beni kolumdan tuttuğu gibi kafeteryanın dışına sürükledi.
Okulun merdivenlerine geldiğimizde, "Ne oluyor?" dedim Sedaya, anlamayan gözlerle.
"Ne olacak," dedi, "Hepsi Kartal yüzünden,ona hakaret ettiğin için herkes bize gard aldı."
"Ney bu herif, Mesih falan mı?" dedim inanamayarak."Çok saçma, Kartal ile aramda olan bir mevzu nasıl tüm okulun derdi olabilir?"
"Çünkü hepsi popülaritenin kölesi," dedi Seda, "Koyun sürüsü gibiler." diye de ekledi gözlerini devirerek.
"Aman ne güzel!Mükemmel(!) giden hayatımda bir bu eksikti." dedim.Resmen adım attığım yerde düşman kazanıyordum."Ne yaptım Allahım ben?Yetim mi üzdüm, tuvalette ekmek mi yedim, ne yaptım?"
Ben o kadar önemli değildim ama aynı şey Sedaya da yapılıyordu.O kız bana değil Sedaya omuz atmıştı.Yakın arkadaş olduğumuz için o da benimle beraber yanıyordu, işte bunu kaldıramazdım.
Kızlar tuvaletine geldiğimizde konuşmaya devam ettik, "Ben neyse ama sana da bulaşıyorlar." dedim Sedaya.
Tuvalette bizden başka kimse yoktu.İkimizde aynaya bakıyorduk."Önemli değil Kasel, bazen olur böyle şeyler, birkaç güne unuturlar." dedi.
"Ya unutmazlarsa?" dedim ona dönerek, "Hadi diyelim unuttular, unutacakları güne kadar kendimizi onların vicdanına mı bırakacağız?Seni böyle bir şeye atamam." dedim ciddiyetle, artık ağlamak üzereydim.Dizlerimde, kollarımda derman kalmamış gibi hissediyordum."Suçlu olan benim, senin dışlanmana katlanamam."
Seda kollarımı tuttu,"Kasel, saçmalıyorsun," dedi, "Benim için bir sorun yok, biz dostuz ve ben seninle her şeye varım.Hem ne yapabiliriz ki?"
Gözlerim dolmuştu, Sedanın içten dostluğu daha da kötü hissetmeme sebep oluyordu.Artık ne olacağı umrumda değildi, "Kartalla konuşacağım, ondan özür dileyeceğim." dedim kendimden emin bir şekilde.
Seda kollarımı bıraktı, inanamayan gözlerle baktı, "Ciddi olamazsın," dedi."O çocuğu tanımıyor musun, yüzüne bile bakmayacaktır."
"O zaman ben de not yazarım, özür dilerim notta, sonrada gizlice çantasına bırakırım.Sadist ya da cani değil ya kabul eder özürümü." dedim.
"Hiç sanmam.Hem bu tehlikeli olabilir, çantasına gizlice dokunduğun için daha da sinirlenebilir." dedi Seda.
"Başka çarem yok, yapacağım.Hem bir katil ile hem de Kartal Karahanlıyla savaşamam." dedim.
~
Okul çıkışı geldiğinde, Seda ile spor salonunun önüne geldik.Seda;
"Kasel, yapmak zorunda değilsin,başka bir yol illa ki bulunur." dedi ama onu dinlemedim.
Ona spor salonunun önünde beklemesini, notu Kartalın çantasına bırakıp hemen geleceğimi söyledim.İyi bir özür notu yazdığıma inanıyordum.Notta, hata yaptığımı, pişman olduğumu, onunla boy ölçüşmek istemediğimi anlatan bir sürü cümle vardı.
Antrenmana başlamışlardı,çantası kesin soyunma odasında ki dolaplardan birindeydi.Senelerdir onu izliyordum,kıyafetlerini, çantasını, hatta antrenmanda giydiği ayakkabıları bile biliyordum.Çantasını bulmak zor olmayacaktı.
Spor salonuna girer girmez, gizlice soyunma odasına doğru yürümeye başladım.Zaten ortalıkta pek kimse yoktu,herkes basketbol sahasındaydı.
Kalbim ağzımda atıyordu, ya biri herhangi bir şeyini geri almak için soyunma odasına uğrarsa?Soyunma odasının önündeydim ama girmek için kendimde bir türlü cesaret bulamıyordum, yakalanmaktan ödüm kopuyordu.Hali hazırda karnıma kadar boka batmıştım ama yakalanırsam kesin olarak çeneme kadar boka batardım!O zaman beni Afad bile gelse kurtaramazdı.
En sonunda, bekledikçe zamanı kendi aleyhime işlettiğimi farkettim çünkü ortalıkta gelen giden yoktu üstelik dakikalar önce soyunma odasına girseydim çoktan çıkmış ve işimi halletmiş olacaktım.
En sonunda o odaya girdim.Nefesimi tuttum, tüm dolapları teker teker açmaya ve içlerine bakmaya başladım, hızlı olmaya çalışıyordum ama ellerim birbirine dolaşıyordu.Her dolabın içinde Kartalın siyah, üstünde küçük metal bir Kartal amblemi olan çantasını arıyordum.
Dolaplarda kilit yoktu, bu erkeklerin hiçbir şeyi sağlama almama huyları işime yaramıştı.Hangi dolaba baksam Kartalın çantasını bulamıyordum.İçimde ki panik iyice artmaya başlamıştı hatta pes edip gitmeyi düşünüyordum ki, açtığım bir dolapta burnuma çarpan okyanus kokusuyla, olduğum yerde kaldım.
İşte oradaydı!
KARTALIN SİYAH ÇANTASI.
Sanki zaman yavaşlamıştı, ellerimi çantanın üzerinde gezdirdim, Kartal amblemine dokundum.O kadar garip bir histi ki sanki dünyanın bir ucunda hiç göremeyeceğim bir yere ulaşmış gibiydim.Ağlamak istedim.Çantasının bu kadar yakınımda olması onun bana ne kadar uzak olduğu ve bana olan nefretini hatırlatıyordu.Toparlanmaya çalıştım ve çantanın fermuarını açtım.Fermuar sesi bile tüylerimi diken diken ediyordu, kendimi büyük bir suç işliyor gibi hissediyordum.Çantasından okyanus tınılı parfümünün kokusu geliyordu.Bu kadar zorba bir insan nasıl böyle güzel kokabilirdi, aklım almıyordu...Bu koku her seferinde beni mest ediyordu.
Normal planıma göre notu koyup fermuarı kapatacaktım, ama merakım beni o kadar çok dürtüklüyordu ki kendime hakim olamayıp notu koyduktan sonra çantasını karıştırmaya başladım.Ve içinden kristal görünümlü bir şişe çıktı, buz mavisi rengindeydi.Şişenin kapağını açıp burnuma götürdüm, bu o okyanus kokulu parfümdü, kokunun güzelliğinden başım döndü.Biraz daha karıştırdım çantayı, elime yumuşak bir şey geldi.Çıkarıp baktığımda, o şeyin siyah bir kar maskesi olduğunu gördüm.
"Siyah kar maskesi mi?" diye söylendim.Acaba motora bindiğinden dolayı rüzgârdan korunmak için mi kullanıyordu?Bir elimde kar maskesi diğer elimde parfüm öylece durdum.Sonra aklıma bir şey geldi, parfümün markasını her zaman merak etmiştim,etiketine baktım, okuduğum şeyle boğazıma bir yumru oturdu.Etiketin üstünde kocaman bir yazıyla şu yazıyordu;
Kartal Karahanlıya özel olarak üretilmiştir
Kalp atışlarım hızlandı, göğsümün ortası alev alev yanıyordu.Siyah kar maskesine baktım, iyice, dikkatle baktım.Şakaklara denk gelen bölümde kurumuş bir leke vardı.
KAN LEKESİ!
Gördüğüm bu şeyler karşısında tüm vücudum titremeye başladı,yüzüm dolaba dönüktü, olduğum yerde kalakalmış, kıpırdayamıyordum.
"Hayır, bu olamaz," dedim fısıltıyla, gözlerim dolmuştu.Titreyen ellerimde ki iki kanıta baktım.Kartal...Kartal...O katilin ta kendisiydi.
"Sevdiğim çocuk bir katil olacak değil ya..."
Sevdiğim çocuk bir katil!
Hem de kendi gözlerimle şahit olduğum bir cinayetin katili...
Birden arkamdan sert bir şekilde dolap kapatma sesi duydum.Yavaşca önüme döndüm ve onu gördüm.
Kartal tüm öfkesiyle karşımda duruyordu.