"Civan!" Diye bağırdı avazı çıktığınca. Yarası ha bire kanıyor, yeni değiştirilmiş sargı bezi kırmızılığını asla kaybetmiyordu. Sağ göğsündeki yaradan hissettiği sızı önce omzuna, sonra tüm kolu ve akabinde bedenine yayılıyor, hareket özgürlüğünü kısıtlıyordu. Tabii öfkeli hanım ağa bu durumu pek de önemsememekteydi. Değil göğsündeki kanı durmayan yara, sinirden gözlerinden süzülen yaşların bile farkında olmayarak sürekli kalkmaya çalışıyor, oradan oraya koşturan kızlar, kendisini durdurmaya çalışan halası ve analığının kulaklarını çınlatacak kadar bağırıyordu. "Civan!" Diye bağırdı bir kez daha. Ağlaması da sürüyordu lakin yüzündeki ifade daha çok öfke barındırmaktaydı. "Yaktın beni Civan." Diye bağırdı sanki kardeşi önündeymişçesine. Göğsündeki sızı yalnızca fiziksel değildi. Artık iy