-20-

4015 Words

Güneş batmış, tan yeri ateşten bir parça misali kızıllığını karanlığa bırakmıştı. Kan ağlıyordu Atabey konağı. Soyu yerlerde, canı burnundaydı. Ölüm getiren karanlık konağın üzerine tüm kasvetiyle çökerken her bir taşından kan fışkırıyor, adım adım çığlıklar kopuyordu. O gece taştan duvarları bir kez daha feryatlarla dövüldü. Zılgıtlar yerini hıçkırıklara bıraktı. Bir koşturma sürüp gidiyordu ya, kimse nereye, hangi birine yetişmesi gerektiğinin farkında değildi. Buram buram çaresizlik kokuyordu konağın her bir köşesinde. İlk çığlık hanım ağanınki değildi, son da olmamıştı. Kollarına yığılan sevdiği adamın cansız bedenini sarsa sarsa bağırıyordu hanım ağa. Kendi sızlanmaları konağın diğer ahalisininkiyle karışırken içerinin feryadı dışarıya bedeldi. Nereye baksa ölüm görüyor

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD