When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Eve geldiğimizde mutluydum çünkü evimi özlemiştim. Hani derler ya evim evim güzel evim benimki de o hesaptı. “Bu akşam hep beraber buradayız.” Dedi Melek itiraz istemeyen bir tonda. Omuz silktim Melek zaten benimle yaşıyordu ama Ensar’ı da bugün işin içine katması görülür şey değildi. “Bak sen Melek Hanım’a, başına taş mı düştü? Beni görmeye tahammül edemezdin hani.” Ensar’ın dalga geçer ses tonun karlı Melek kollarını göğsünde birleştirdi. “Bugün, kendimin ve arkadaşımın kaybıyla burun buruna geldim. Artık kavga istemiyorum, vaktimiz varken bunu iyi değerlendirmek istiyorum. Çok mu şey istiyorum?” diyerek sitem etti Melek. Haklıydı, bugün enteresan bir gündü ve aynı gün içinde yaşadığımız olaylar sıradan değildi. Ensar dalgacı tavırları bıraktı ve bize yaklaşıp üçümüze bir sarıldı. Bö