Ölüm, bir soluk kadar yakınımızda ve dağlar kadar uzağımızda olabilirdi. Eğer son anda reflekslerimi dinleyip geri çekilmeseydim şu an ölü bedenimi taşıyor olabilirlerdi. Daha önce sayısız kez ölümden dönmüştüm fakat bu kadar basit bir şey için ölmek istemezdim. En azından bir boğuşma ya da büyük bir kargaşa esnasında ölsem pek de gözüm açık gitmezdim. Savaşsız bir ölüm bana göre değildi. Normal bir kadın vurulduğunda ne yapardı? Ya korkudan bayılırdı ya da inim inim inlerdi. Ben inleme faslını geçmiştim çünkü vurulurken bağırmam gerekiyordu. Ama en azından bayılma numarası yapabilirdim. Hareketsizce yere yığıldığımda Melek’in ağlama seslerini duymak içimi acıtmadı desem yalan olur. En azından onun hala sağlam olması benim için iyi bir teselliydi. Biri yanıma koşturdu. “Yasemin?” Ensar