1.8.

1152 Words
Evleneli iki ay olmuştu, ama Çetin hala askere gitmemişti. Kafasına takmak istemese de gün geçtikçe canı sıkılıyordu. İyi ki babasının çalışma fikrine hayır dememişti. Yoksa günleri zor geçireceği ortadaydı. Yakup tanıdığı bir arkadaşıyla konuşurken 'gelsin benimle çalışsın' teklifi almıştı. Oğlum askere gidecek dese de arkadaşı sıkıntı değil demişti. Yakup bu teklife sevinip oğluna çalış istersen demişti. Çetin de teklife sıcak bakıp askere gidene kadar çalışmak iyi olur düşüncesiyle başlamıştı. Bu arada Berrak da kurslara bakmıştı. Şu anlık yapabilecekleri başka bir şey olmadığı için bu düzene alışmaya çalışıyorlardı. Karı koca aslında belirsizlikten sıkılsa da birbirine yansıtmamaya çalışıyorlardı. ~~~ Berrak alarm sesi ile gözlerini açtı. Eline telefonu alıp kapattı. Çetin işe gitmeden önce birlikte kahvaltı yapıyorlardı. Bunun için kalkıp hazırlık yapması lazımdı. Yataktan kaltığında Çetin gözlerini açmaya çalıştı. -Saat kaç hayatım? Berrak kocasının yanağını öpüp "Biraz daha uyu istersen. Kahvaltı hazır olunca uyandırırım."dedi. Çetin hayır anlamında kafasını sallayıp kalkmaya çalıştı. Berrak aslında kabul etmeyeceğini biliyordu, ama yine de teklif etmişti. Kocası sabahları mutfağa birlikte girmek istiyorum dediği için erkenden kalkıyordu. Aslında bu durum Berrak'ın da hoşuna gidiyordu. Gündüz göremediği kocası ile sabah ve akşam geçirdiği vakitler onun için değerliydi. -Eli yüzümü yıkayıp hemen üstümü değiştiriyorum. Berrak gitmek için adım atan kocasını tutup sıkıca sarıldı. Çetin beklenmedik hakaret karşısında şaşırsa da kollarını sardı.Berrak kafasını kaldırıp kocasına baktı. -Her geçen gün ayrılık düşüncesi daha zor gelmeye başladı. Sen gidince ben ne yapacağım? Berrak günlerdir içinde tuttuğu kelimeleri sonunda dökmüştü. Evlenmeden önce gider gelirsin demek kolaydı,ama şimdi hiçte öyle değildi. Kocası olmuştu ve gün içinde bile çok özlüyordu. Altı ayı düşündükçe atık gözünde büyüyordu. Çetin içinde durum aynı olduğu için sıkıntıya nefes aldı. Hiç kolay olmayacaktı karısını bırakıp gitmek. Cevap vereceği anda annesinim telaşlı sesini duydu. -Berrak... Çetin...!! Karı ,koca kapıya baktığında annelerinin sesi bir kere daha gelmişti. Çetin geri çekilip kapıya yöneldi. Berrak da onu takip etti. Kapıyı açtığında annesi karşısındaydı. Yüzünde korku ,telaş ve panik vardı. -Babanız ses vermiyor... Çetin devamını dinlemeden odalarına doğru koşturdu. Bu sırada "Berrak ambulans çağır."dedi. Bu normal değildi. Babası çoktan kalkınmış olmalıydı. Ses vermiyorsa bir şey olmuş olmalıydı. Berrak panikten bir an ne yapacağını bilmese de dikkatini zorla toplayıp eline telefonunu almıştı. Çetin odaya girdiğinde hemen babasının yanına yürüdü. Yakakta öylece yatan adam onu korkutmuştu. Yanına oturup "Baba.."dedi ama cevap yoktu. Binnur telaşla oğlunun arkasından geldiğinde korkuyla eşine baktı. Elleri titremeye başlamıştı bile. Kocasını böyle gördükçe kalbi hızla atıyordu ve tansiyonu yükseliyordu. Berrak odaya girdiğinde babasını öylece yattığını görünce hızla kocasının yanına oturdu. Babasının elini tuttuğunda cansız gibi olması korkusunu daha da büyüttü. Daha önce geçirdiği kalp krizi aklına geldikçe kötü oldu. Dakikalar sonra ambulans gelmişti. Üçü telaşla yapılanları izlerken Yakup sedye ile evden çıkarılmıştı. Ambulans önden gittiğinde Çetin, eşini ve annesini arabaya bindirip arkasından takip etti. Arabada ki tek ses sessiz ağlayışlarıydı. İçlerinde ki korku büyürken hastahaneye vardılar. Yakup bu sırada bir odaya alınmıştı. Çetin önce annesini otutturup ayakta zor duran karısına baktı. Hala giden babasının arkasından bakıyordu. Çetin ise ne yapacağını bilmiyordu. Hayatının en zor anını yaşadığını hissediyordu. Daha önce olanları karısından dinlediğinde bile çok etkilenmişti. -Canım gel annenin yanına otur. Berrak babasının arkasından bakmaya devam etti. Lütfen gitme... aynı şeyi kaç kere tekrarladığını bilmiyordu. Daha önce nasıl bizi bırakmadıysan yine bırakma diye devam etti. İçinde adını koyamadığı bir korku büyürken başının döndüğünü hissetti. Dengesini kaybettiği anda Çetin kolunda girdi. -Berrak!! Çetin korkuyla karısını tuttu. Yüzü bembeyaz olmuştu ve hiç gücü yok gibiydi. Boş gözlere baktıkça korkuyor ama bir şey yapamıyordu. -Birini çağırayım. Çetin hem annesi hem eşi için korkuyordu. İkisi de iyi değildi ve her an bir şey olacak korkusu yaşıyordu. Berrak  kötü olsa da "Oturayım iyi gelir."dedi. Çetin emin olmasa da Berrak'ı annesinin yanına otutturdu. Anmesi kızının elini tutup destek olmaya çalıştı. Çetin kapının önünde bir sağa bir sola gittikçe geriliyordu. Gözü annesi ve karısının üstünde içeriden çıkacak doktoru bekliyordu. Telefon çalınca çıkarıp baktı. Patronu arıyordu. -Günaydın Çetin. Mustafa, geç kalmıştır gelir dediği Çetin gelmedikçe merak etmişti. Kontrol etmek için aramıştı. -Günaydın. -İyi misin? Bir sıkıntı mı var merak ettim. Çetin kapıya bakıp "Babam rahatsızlandı."dedi. Musyafa hızla ayağa kalkarken "Yakup iyi mi?"dedi. Cevabı beklemeden "Hangi hastahane?"dedi. Çetin sadece hastanenin adını verip telefonu kapattı. Mustafa dostunun yanına gelmek için çıktığında kapıdan doktor göründü.Çetin doktora doğru telaşla yürüdüğünde Berrak ve Binnur da gelmişti. Anne kız biririne tutularak güç alıyordu. -Babam nasıl doktor? Doktor vereceği habere hazırlandı. Karşısında duran hasta yakınlarına bakıp "Elimizden geleni yaptık ama maalesef hastamızı kaybettik."dedi. Derin bir sessizlik oluşmuştu. Doktorun söylediği 'kaybettik' kelimesi her birini yıkmıştı. Binnur eşini kaybetmenin verdiği acı ile yere yığılmıştı. Berrak şok içinde olduğu için annesinin düşmesine bile engel olamamıştı. Çetin kendine geldiğinde annesinin yanına çömeldi. Doktor hemşirelere seslenip yardım istedi. Berrak yerde yatan annesine ve etrafında ki telaşa baktığında bir kabusun içinde olduğunu düşünü. Gözleri bulanıklaşırken etraf dönüyor gibi gelmişti. Çetin annesinin başında telaşla bakarken ikinci panikle kafasını kaldırdı. Karısı da bayılmıştı ve bir hemşire tutuyordu. Çaresiz şekilde ikisinde baktığında ne yapacağını bilemedi. Binnur ve Berrak hızla bir odaya alındı. Çetin telaşla ikisine baktığında etrafında dönen doktorlar ve hemşireler vardı. İkisinin tansiyonunu bakılırken doktor yanına gelip "Siz iyi misimiz?"sorusunu zor duydu. Nasıl iyi olabilirdi? Babasını kaybetmişti. Üstüne karısı ve annesi fenalaşmıştı. -Eşim ve annem iyi mi? Lütfen her şeyine bakın. Annem yaşlı, bu durum ağır gelebilir. Doktor karşısında ki adamın telaşını anladığı için "Merak etmeyin bakarız. Sizi biraz dışarı alacağım."dedi. Çetin mecburen dışarı çıktığında telefonu bir kere daha çaldı. Ekrana baktığında yine patronunun aradığını gördü. Açtığı gibi "Çetin neredesin?"sorusu ile karşılaştı. Aklını toplayıp etrafa baktığında patronu ile göz göze geldi. Mustafa telefonu kapatıp Çetin'in yanına yürüdü. -Yakup nasıl, var mı bir haber? Çetin merakla kendine bakan adama ne diyeceğini düşündü.Mustafa, Çetin'in yüzünü görünce bir şey olduğunu anladı. Çetin zorlanarak "Babamı kaybettik."dedi. Mustafa anında çökerken Çetin koluna girip adamı otutturdu. Onunda yaşı az değildi ve Çetin korkmuştu. -İyi misiniz? Mustafa zorla kafasını salladığında gözleri doldu. Dostunu kaybetmişti. Aslında hiçte iyi değildi. Çetin patronunun oğlunu çağırıp zorla yolladıktan sonra odaya alınmıştı. Annesine sakinleştirici verildiğini ve uyutulduğunu öğrenmişti. Eşinin de iyi olduğunu söylemişlerdi. Doktor birazdan gelip tekrar bilgi verecek dedikten sonra odada yalnız kalmıştı. Karısını izlerken saatler içinde yaşadıkları gözlerinin önünden geçti. Babası yoktu ve bundan sonra bu iki can ona emanetti. -Çetin... Karısının üzgün sesini duyunca kafasını kaldırıp baktı. Berrak gözü yaşlı kocasına bakıyordu. Çetin elini tutup "Buradayım canım."dedi. Berrak daha çok ağlarken "Babam.."dedi ama devamını getiremedi. Çetin diyecek bir şey bulamadığı için yaklaşıp karısına sarıldı. -Biliyorum zor ama ben yanındayım. Hem annen için güçlü olmamız lazım. Çetin geri çekildiğinde Berrak "Annem nerede?"dedi. Çetin diğer yatakta yatan annesini gösterip "Burada canım."dedi.  Berrak yan yatakta annesini görünce doğruldu. -İyi mi? -Sakinleştirici verdiler, iyi şu an. Ağlayarak annesine bakmaya devam etti. İçinde ki acı o kadar çok büyüktü ki anlatacak kelime yoktu. Babasını kaybetmişti ve buna inanmak istemiyordu. Açılan kapı ile gelene baktı. Doktoru görünce toparlandı. -İyi misiniz? -Daha iyiyim. Doktor ikisine bakıp "Biliyorum zor bir gün geçirdiniz, ama size bu bilgiyi vermem lazım."dedi. Çetin merakla doktora bakıp "Ne oluyor doktor?"dedi. -Eşiniz hamile... Çetin ve Berrak birbirine baktığında aldıkları habere bile sevinemeyecek kadar dağılmışlardı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD