1.2.

1092 Words
Berrak avluya çıktığında bağrışların olduğun tarafa yürüdü. Kızlar ile Çetin'i daha rahat görebilmek için çardağa geçip oturdu. Onları izlerken yüzünde bir gülümseme oluştu. Kızların her biri ayrı güzeldi. En büyükleri Ayça'ydı. Cevat'ın kızıydı ve on bir yaşındaydı. Siyah saçları ve gözleri ile sanki parlıyor gibiydi. Kardeşi Ayla da ablasına çok benziyordu. Dokuz yaşında olmasına rağmen neredeyse her şeyleri aynıydı. -Amca ama hep beni ıslatıyorsun. Zeynep'in isyan dolu sesi gelince Çetin güldü. Bu sırada Elif ablasının yanına geçip "Sıra bizde. Sen hiç ıslanmadın."dedi. Çetin isyanlarını sevmişti. Demek ki haklarını savunuyorlardı. Ayla ve Ayça'ya bakıp "Siz ne düşünüyorsunuz?"dedi. İkisinden de ses gelmeyince çeşmeyi kapatıp yanlarına çömeldi. -Ayça bir şey demiyecek misin? Çetin hepsinden en büyük olan Ayça'dan bir tepki bekliyordu. Celal abisinin iki kızı biraz daha konuşkandı, ama Ayça ve Ayla çok sessizdi. Ayça amcasına baktıkça ne demesi gerektiğini düşündü. Kardeşi ile göz göze geldiğinde ise yanlış bir şey dememek için sessiz kaldı. -Oğlum çocuklar hasta olacak. Gidip üstünü değiştirsinler. Fatma avluya girdiğinde gelinin yanına doğru yürüdü. Diğer üç gelini de arkasındaydı. Emine ve Cemile kızlarına bakınca hepsi üstünü değiştirmek için gitti. Bir bakış onlar için yetmişti. Çetin giden yeğenlerinin arkasından baktı. Onlar için daha çok şey yapmak istiyordu. Daha sorduğu sorunun cevabını bile zor alıyordu. Yerinden doğrulup karısına döndüğünde gülümsemesi ona iyi geldi. Yanına gidip oturduğu ve elini tuttu. -Sende üstünü değiştir istersen oğlum. Bizde gelin kızım ile kahve içelim. Çetin bunun anlamını biliyordu. Berrak ile annesini yalnız bırakmayı düşünmediği için "Ben çok ıslanmadım anne. İyiyim böyle."dedi. Berrak ise kocasının eli, elinde olduğu için bir şeye gerildiğini anladı. Yüzünden belli etmese de bir şey var gibiydi. Fatma oğlunun inadını görse de gelinine baktı. "Kızım bir kahve içelim mi?" Bu elinden içeyim demekti,ama Berrak anlamamıştı. Eşine baktığında Çetin yaklaşıp "Senin elinden içmek istiyor."dedi. Berrak telaşla annesine baktı. -Tabi, ben hemen yapayım. Aslında bu konuda hiç iyi değildi ama hayır derse hoş olmazdı. Berrak'ın anne ve babasına kahve yasak olduğu için hiç alışkın değildi. İçmiyordu ve yapmayı da pek bilmiyordu. İsteme günü bile kuzeni yardımcı olmuştu. Şu anda ne yapacağını bilmiyordu, ama mutfakta bir sürü yardımcı vardı. Onlardan yardım alabilirdi. Annesinin nasıl içtiğini bildiği için eltilerine baktı. -Siz nasıl içersiniz? Üçü de şaşkın birbirine baktı. Anneleri en küçük gelini ile baş başa kahve içmek istiyordu, ama anlaşılan Berrak anlamamıştı. -Siz de Berrak'a yardımcı olun. Fatma araya girince üç gelin hemen kalktı. Berrak hiç bir şey anlamıyordu. Çetin'e baktığında sadece gülümseme aldı. Oysa şu an gergindi ve bir şey demesi lazımdı. Herkezin onu beklediğini görünce mutfağa doğru yürüdü. Çetin karısının arkasından baktıktan sonra annesine baktı. Berrak'ın kahve olayında sıkıntısı olduğunu biliyordu. Arkasından gidecekti ama önce annesi ile konuşması gerekiyordu. Fatma oğlunun bakışları kendini bulunca tekrar "Hadi git üstünü değiştir."dedi. -Anne senden tek bir şey istiyorum. Lütfen Berrak'ın canını sıkacak bir şey söyleme. Fatma oğlunun gözünden bir şey kaçmayacağını bilyordu. Aklına gelini ile konuşmayı koymuştu ve oğlu anlamıştı. -Sadece bir kahve içeceğiz oğlum. Bu kadar korumacı olma. -Berrak bizim gibi büyümedi. Burada ki olanları bile zor anlıyor. Ona diğer gelinlerin gibi davranma ve sakın burada kalma ile ilgili bir şey söyleme. Çetin geç kalmamak için ayağa kalktı. Daha fazla konuşmaya gerek yoktu. Berrak'ı yalnız bırakmamak için mutfağa doğru yürüdü. Fatma ise oğlunun her zaman ki gibi Berrak ile kendileri arasında kalkan gibi durduğunu görüyordu. Kıza ne zaman adım atmaya çalışsa Çetin orada duruyordu. Bir şey varsa sadece benimle konuşun diyordu. Bütün sorumlulu üstüne aldığının farkındaydı, ama Fatma gelini ile konuşursa işlerin değişeceğini düşünüyordu. Mutfakta bir telaş vardı. Yeni gelin kahve yapacaktı. Üç elti de gelmişti. Berrak önünde duran cezveye ve kahveye baktı. Annesi şekersiz içiyordu onda sıkıntı yoktu,ama neyi nasıl koyacaktı. Aslında mutfak konusun da çok iyiydi, ama kahve kolay gibi gözükse ona göre değildi. Yine de eltilerine dönüp tekrar "Size de yapayım mı?"dedi. Üçü de Berrak'ın tatlı teklifine gülümsedi. En büyükleri Emine olduğu için açıklama ona bırakıldı. -Yok canım, sen sadece kendine ve anneme yap. Seninle baş başa içmek istiyor. Berrak hala anlamıyordu ama "Tamam"dedi ve tezgaha döndü. Tüm gözler üstünde olduğu için daha da gerildi. Kahveyi eline aldığında Çetin mutfağa giriş yaptı. -Evet...mutfağı boşaltın. Ben karım ile kahve yapacağım. Tüm gözler Çetin'e döndü. O ise normal bir şeymiş gibi karısının yanına gitti ve elinde ki kahveyi aldı. Kendine şaşkın bakan gözlere döndü ve "Hadi sizi bekliyorum."dedi. Çalışanlar kadar gelinlerde şaşkındı. Onlar için bir erkeğin mutfağa girme olayı olmazdı. Eşlerinin buranın yolunu bile bildiğini düşünmüyorlardı. Çetin ise gelmiş karısına yardım ediyordu. Daha neler gödeceklerdi artık bilmiyorlardı. Çetin kimsenin çıkmadığını görünce eliyle kapıyı gösterdi. Berrak ise neden bu kadar şaşırdılarını anlamıyordu. Çetin yardım edemez miydi? Oysa kendi evinde babası ile annesi birlikte girerdi. Babası her zaman yardım ederdi. -Evet güzelim başlayalım mı? Çetin kahveyi koyup suyunu ayarlamıştı bile. Berrak kocasına izlerken "Sen acaba kahraman mısın?"dedi. Çetin hazırladığı cezveyi ocağa koyup karısına baktı. -Bilmem sence? Karısının güzel gülüşüne izlerken "Böyle bakarsan kahveyi bende yapamam."dedi. Berrak daha çok gülerken yanına gelip "Evet ne yapıyoruz bana da öğret. Yoksa her seferinde peşinden gelmek zorunda kalacaksın."dedi. Çetin yanağını öpüp "Ben gelirim canım hiç sıkıntı değil. Sen sadece izle."dedi. Berrak kocasını onaylanıp yaptığını izledi. Çetin kahveyi fincanlara koyduğunda eşinine baktı. -Nasıl canım? Berrak köpüklü kahveye bir de kocasına baktı. Kesinlikle görüntüsü müthişti. -Çok güzel görünüyor. Teşekkür ederim aşkım. -Hadi geç olmadan götürelim. Berrak tepsiyi aldığında birlikte mutfaktan çıktılar. Tüm çalışanlar merakla kapıda beklediği için ikiliyi görünce tepsiye baktılar. Berrak kendi yapmadığı kahve ile oyanmadan avluya çıktı. Anesine doğru yürüdü ve tepsiyi uzattı. Fatma kahveye bakıp oğluna baktı. Mutfakta olan olayı bilyordu. Oğlunun ne yaptığını hiç anlamıyordu. Karısına karşı davranışları ona göre fazlaydı. Kahveyi aldığında Berrak çekilip karşısına oturdu. Çetin de yanına oturdu. Fatma gelinlerini göndermişti şimdi de oğlunu göndermesi lazımdı. -Oğlum hala üstünü değiştirmemişsin. Çetin üstüne bakıp "Kurudu bile, sıkıntı değil."dedi. Fatma oğluna bakmaya devam edince Berrak araya girdi. -Canım değiştir istersen. Çetin hiç gitmeyi düşünmese de karısına hayır diyemezdi. Göz göze geldiklerinde mecburen ayağa kalktı. -Hemen geliyorum. -Tamam. Çetin isteksiz gittiğinde Berrak ne olacağından habersiz annesine baktı. Çetin'in neden gitmemek için ısrar ettiğini bilmiyordu. Oysa Çetin olacakları tahmin ediyordu. Annesi ile yalnız kaldığı an canını sıkan bir şey olabilirdi. Fatma sonunda oğlunun gitmesi ile gelinine baktı. -Kahve güzel olmuş kızım. Berrak annesine baktığında sadece gülümsedi. Oğlun yaptı diyemezdi. Söylemekten çekinmeyeceği çoğu şeyi burada söylenmekten utanıyordu. -Afiyet olsun anne. Fatma kahvesini bırakıp toparlanınca Berrak bir şey diyeceğini anladı. -Kızım seninle bir şey konuşmak istiyorum. -Tabi anne dinliyorum. Fatma konuyu uzatmadan "Oğlumun burada kalmasını istiyorum."dedi. Berrak duyduğu cümleyi anlamaya çalıştı. Bu konu neden açılmıştı? Bunları aşmamışlar mıydı? Daha yolun başında hallettiklerini düşündüğü konu şu an bizzat karşısına gelmişti. Oysa bu ana kadar Çetin'den duyduğu konuşmalara hiç muhatap olmamıştı. Çözdük denilen konu anlaşılan çözümlemişti.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD