Akşam yemeği hazır olduğunda Fatma'nın kulağı kapıdaydı. Celal'e yaklaşıp "Oğlum kardeşini bir arasana."dedi. Celal o sırada iki kızını kucağına almış konuşuyordu.
-Gelirler anne ,rahat bırak adamı.
Fatma oğlunun yanına oturup sessizce konuşmaya devam etti.
-Yine geç kalırsa hiç iyi olmaz. Ara bakayım nerede bir öğren.
Bu sırada Zeynep babasına bir yandan amcası ile yaptığı su savaşını anlatıyordu. Elif de ablasına eşlik ettiği için Celal kızlarına yetişmeye çalışıyordu.
-Oğlum sen beni duymuyor musun?
Celal kızlarına bakarken" Duyuyorum, ama kızlarımı dinlemem lazım. Cenk nerede o arasın."dedi. Aslında aramak istemiyorum demek istemişti.Fatma oğlundan fayda gelmeyeceğini anlayınca ayağa kalktı. Eşi büyük oğlu ile koşuyordu. Gelinler ise masa hazırlığı yapıyordu. Cenk'i bulmak için odadan çıktı. Melike'yi görünce "Kızım kocan nerede?"dedi.
-Çardakta oturuyordu anne.
-Tamam kızım.
Fatma dışarı çıktığında oğlunu tek başına otururken buldu. Düşüncelere dalmış öylece yeri izliyordu. Yanına doğru yürüdüğünde kendini görmesini bekledi,ama hiç farkında değil gibiydi.
-Oğlum.
Cenk annesinin sesini duyunca hızla toparlandı. Yüzüne yalancı bir gülümseme yerleştirirken "Efendim anne."dedi. Oysa aklını kurcalayan bir şey vardı. Bu gün yalnız doktora gitmişti. Tahliller sonucu canını sıkarken karısına duyduklarını nasıl anlatacağını düşünüyordu. Kadın evlendiğinden beri çocuk hayali kuruyordu, ama doktor bu gün imkansız demişti. Sıkıntı Cenk'teydi ve bunu karısına anlatması lazımdı. Omzunda yük olsa da dik durmaya çalıştı.
Fatma oğlunun yanına oturana kadar dikkatle baktı. Sanki bir şeye canı sıkılmış gibiydi.
-İyi misin oğlum?
-Biraz yorulmuşum. Bir şey mi olmuştu anne?
Fatma oğlunun yüzünü incelerken "Başka bir şey yok yani."dedi.
-Yok anne.
Fatma fazla ısrar etmemek için "İyi bakalım."dedi. Devam edip "Çetin'i ara bakalım neredeymiş."dedi. Cenk annesinin dediğine gülümsedi.
-Gelir birazdan anne. Adamı sıkma.
Fatma abisi ile aynı cevabı veren Cenk'e baktı. "Oğlum siz beni deli mi edeceksiniz? Babanız yemekte görmeyince ne olur hiç düşünmüyor musunuz?"
-Hiç bir şey olmaz. Adam yeni evli ,bırak gezsinler. İki gün sonra askere gidecek. Ne istiyorsa onu yapsın.
-Böyle diye diye bu duruma geldi. Ne sen ne de Celal burada kalması konusunda yardımcı da oluyorsunuz.
Cenk derin bir nefes alıp arkasına yaslandı. "Yapma anne, adam kararını verdi. Burada kalmak istemiyor, daha neyi konuşuyoruz?"
-Sende öylece kabul ettin yani. Ben kabul etmiyorum.
Cenk annesine şaşkın şekilde baktı. Bu konu kapanmamış mıydı? Fatma oğlunun bakışlarını görünce "Neyse sen Çetin'i ara."dedi.
-Anne sakın adama baskı yapıyorum deme. Berrak ile de konuşayım hiç deme. Bırak gitsin adam.
Cenk annesinin gözlerini kaçırmasıyla bir şey yaptığını anladı. Toparlanıp kendine bakması için "Anne."dedi. Fatma oğluna baktığında ne demek istediğini anlamamıştı,ama vazgeçmek istemiyordu. Bu sırada kapı açılmış, Çetin ve Berrak eve dönmüştü. Fatma bunu fırsat bilip hemen ayağa kalktı. Cenk kaçtığını bildiği için o da arkasından kalktı. Kardeşi ile göz göze geldiğinde bir ara konuşmak gerekiyor diye düşündü. Bence bu ziyaret kısa sürmeliydi. Bir an önce gitmeleri iyi olacaktı.
Çetin annesi karşısına geldiğinde sakin kalmaya çalıştı. Aslında akşam yemeği için dönmeyecekti ,ama Berrak'a hayır diyememişti. Aklına koymuştu bu gün olmasa da erken ayrılacaktı buradan.
-Hoş geldiniz oğlum.
Berrak sabah olan konuşmayı unutmaya çalışıp annesine gülümsedi. Çetin'in ciddi ifadesi Fatma'yı tedirgin etse de bir şey bilse çoktan estirirdi diye düşündü. Yüzüne bakılırsa sakin görünüyordu.
-Hoş bulduk anne.
-Hadi eli yüzünüzü yıkayın, sofraya gelin.
Çetin sessiz kalınca Berrak "Tamam anne."dedi. Kocasının elini çekip yürüttü. Biraz yaklaşıp "Böyle anlaşmadık." dedi.
-Ben bir şey yapmadım ki güzelim.
Berrak yaramaz çocuk gibi bakan kocasına sinirli bakmaya çalıyordu ama mümkün gözükmüyordu. Odaya geçtiklerin de Berrak kocasının elini bırakıp karşısına geçti.
-Annene karşı saygılı ol lütfen. Kadın gözlerinin içine bakıyor.
Çetin yaklaşıp karısını kolları arasına aldı. Hiç beklemeden dudaklarını öpüp geri çekildi. Artık bunları konuşmak istemiyordu.
-Acaba yemeğe inmesek mi?
Berrak kendine gelmeye çalışırken "Konuyu değiştirme."dedi. Çetin bir kere daha karısını öpüp "Hangi konu? Seni çok sevindim konusu mu?"dedi. Berrak yakınında ki gözlere bakıp kalmıştı.
-Bu yaptığın haksızlık ama.
Çetin karsının gardını indiren sesini duyunca yaklaşıp boynunu öptü. Uzaklaşmadan "Biraz daha ısrar edersen odadan çıkarmam."dedi. Berrak saç tellerine kadar titremişti. Kocasının kollarından kaçıp kendini lavaboya attığında kalbimi atışı çok fazlaydı. Elini kalbimin üstüne koyup aynaya baktı. Yüzü kıpkırmızı olmuştu.
Çetin ise kendisinden kaçan karısının arkasından güldü. En küçük dokunuşta bile bu kadar heyecan yapması hoşuna gidiyordu. Berrak'ı anlasa da onun kadar iyi niyetli olamazdı. Eğer böyle yapmazsa onların istediği olacaktı. Dik durmalıydı ki kendi ailesi koruyabilsin. Hala arkasından baktığını fark edince beklemeyi bırakıp üstünü değiştirdi.
Çetin ve Berrak bu sefer tam vaktinde masada olmuştu. Sessiz geçen yemekten sonra hep birlikte oturmuşlardı. Kahve ve meyve önlerine geldiğinde Fatma oğluna baktı.
-Nasıl geçti gününüz oğlum?
Meyve soyan oğluna bakıp bir tepki bekledi ama hala yoktu. Bu sırada Cenk'te dikkatle ikisini izliyordu. Annesi ne yapmaya çalışıyorsa engel olacaktı.
-Gezdik anne. İyiydi yani.
Melike soyduğu meyveyi kocasına uzattığında dikkatle annesini izlediğini gördü.
-Almayacak mısın?
Cenk önüne uzatılan meyveyi görünce karısına baktı. Aklına gelen şeyle "Bu gün bir şey oldu mu?"dedi. Melike anlamadığı için "Ne gibi bir şey?"dedi.
-Annem ile Berrak yalnız kaldı mı?
Melike hala anlamasa da "Sabah baş başa kahve içtiler."dedi. Cenk'in canı sıkılırken "Anladım."dedi.
-Ne oluyor Cenk?
-Sonra konuşuruz.
Cenk annesinin Berrak ile ne konuştuğunu anlamıştı. Anlaşılan Berrak, Çetin'e anlatmamıştı ki bu kadar sakindi.
-Ne gün yemek verelim bey? Herkes bizden haber bekliyor. Burada olduklarını da biliyorlar, ayıp olmadan vermek lazım.
Bütün akrabaları için büyük bir yemek verilecekti. Nikah hızlı olduğu için bir yemek iyi olur diye düşünmüşlerdi. Hüseyin cevap vereceği anda Çetin araya girdi.
-Bence gerek yok.
Hüseyin oğluna baktığında umursamadan meyve yediğini gördü. Ses çıkarmadıkça oğlu saçmalıyor muydu?
Çetin ise tüm gözler kendine döndüğünü bilse de daha bu başlangıç dedi.
Berrak da şaşkındı. Bu yemeğin yapılacağı daha önceden belliydi. Çetin daha önce kabul etmişti. Peki şimdi neden vazgeçmişti?
-Oğlum herkese çoktan haber gitti. Hem bunu konuşmuştuk. Akrabalar nikaha katılmadığı için böyle karar vermiştik.
Çetin annesinin gözünün içine baktı. Babasının da bakışlarını görünce ona da baktı. Kızgın bakışları görse de "Düğün sonrası yaparız. Şimdi gerek yok. Düğün olmadığı için erteledik dersiniz."dedi.
Hüseyin'in artık sabrı kalmamıştı. Ayağa kalktığında tüm gözler ona döndü. Oğluna bakıp içeri girdiğinde Çetin ne demek istediğini anlamıştı. Babası konuşalım diyordu. Karısına baktığında korkuyla kendini izlediğini görünce gülümsedi.
-Canım seni odaya götüreyim. Benim babamla konuşmam lazım.
Berrak korku ve şaşkınlığı bir arada yaşıyordu. Ortamın gerginliği hiç bitmiyordu ve bunlarla hiç alışkın değildi. Çetin karısının elini tutup kalktığında annesi "Oğlum gelin kızımız kalsın. Saat daha erken."dedi. Çetin annesi ile göz göze geldiğinde yalancı bir gülümseme ile baktı.
-Odada daha güvende olur. Canını sıkacak bir şey olsun istemiyorum.
Meraklı bakışlar arasında Berrak ile birlikte çıktı. Fatma aldığı cevapla kalmıştı. Oğlu sabah ki konuşmayı biliyor muydu? Açık açık bir şey demiyordu, ama imaları netti.
Cenk kardeşinin arkasından kalkıp babası ile konuşamadan yakalamak istedi. Celal de bir şey döndüğünü anlayıp kalkınca bir tek Cevat kaldı. Olaylara müdahale etmediği gibi zaten Çetin ile ilgili hiç bir konuda dahil olmak istemiyordu.
Çetin,Berrak'ı odaya bırakıp babasının yanına gitmek için döndüğünde abisi karşısına dikildi.
-Konuşmamız lazım.
Çetin abisinin yüzünde ki telaşı görse de "Babam bekliyor abi."dedi.
-Annem ile Berrak konuşmuş galiba. Bir bilgin var mı?
Bu sırada Celal de gelmişti. "Neler oluyor burada?" Cenk ile Çetin birbirine baktı.
-Biliyorum abi rahat ol.
Celal hiç bir şey anlamadığı için "Neyi biliyorsun."dedi.
-Cenk abim anlatsın ,babamın yanına gidiyorum.
Çetin ayrılınca Celal kardeşine baktı. Cenk uzatmadan "Annem Çetin burada kalsın diye bir şeyler yapıyor galiba. Bende Çetin'e haber vermek istedim."dedi. Celal duyduklarına şaşırmıştı.
-Hala mı?
-Bence bu konu hiç kapanmamış. Berrak ile de konuşmuş sanırım.
İki kardeş birbirine bakarken küçük kardeşlerine destek olmaya karar verdiler. Ne olursa olsun Çetin'in yanında olacaklardı. Madem istemiyordu, o zaman burada kalmamalıydı.