Gonca'nın yanına gittiğim de kafam çok fazla karışıktı. Birlikte önce yemek yiyip sonrada mekanın bar kısmına geçtik. Gonca güzel kızdı fakat, eksik bir şeyler vardı bulamadığım. Sırf güzel diyede birlikte olmak istemiyorum. Birer kadeh içtikten sonra eve geçelim dedi. Birlikte çıktık arabaya geçtik. Evin nerde seni bırakayım.
Adresi verdi benim evin tam tersi yönünde. Bırakıp eve geçmem uzun sürecek diye düşündüm. Gonca "Geldik canım ev burası, arabayı da buraya park edebilirsin" diyerek park alanını gösterdi. Gonca arabadan inmek için kemeri çıkartırken "park etmeme gerek yok giderim" dedim.
"Saçmalama Özgür o kadar yol geldin. eve girmeden gerimi döneceksin? Hem gel ellerimle kahve yaparım sana" Ben bu kahveleri biliyorum ama hadi neyse...
Tamam o zaman geliyorum deyip arabadan indim. Aslında olacakları az çok tahmin ediyorum, ama işime gelir isteyene istediğini vermek gerekir.
Sen rahatına bak geç otur ben kahveleri yapıp geliyorum hemen deyip odadan cıktı.
Anladığım kadarıyla evde tek kalıyordu küçük stüdyo daireydi. Elinde iki kupayla içeri geldi kahveyi alıp koltuğa oturdum.
Gonca da yanıma oturdu.
"Yarın benim derslerim öğleden sonra, senin içinde uygunsa film izleyelim" kahve teklifinden sonra, filmde geldiğine göre sıradakini tahmin etmek hiç zor değil demi?
"Aslın da benim dersler sabah on gibi, ama geç gitsemde sorun olmaz izleyebiliriz."
Tamam sen seç filmi ben üzerimi değişip geliyorum dedi. İstersen yardım edeyim deyip göz kırptım. Amacımız belliydi yok kahve yok film neden uzatıyoruz ki istediği bendim. "Sence yardıma gerek varmı?" Evet var ben çok güzel çıkartırım deyip yanına yaklaştım. Ellerimi elbisenin fermuarına götürüp indirmeye başladım. Dudaklarımız birbirine yaklaştı ve daha çok beklemeden öpüşmeye başladık. Üzerinden kıyafetini tamamen çıkarttım karşımda iç çamaşırlarıyla kalmıştı. Eşit olmamız gerekir bence deyip üzerimden tişörtümü çıkardım. Elleri hemen pantolonumu gitti bir yandan öpüşüp bir yandan üzerimizi çıkartıyorduk. Elimden tutup beni yatak odasına götürdü. Yatağa doğru ittim ve üzerine uzandım. Göğüsleri dolgun ve büyüktü ellerimle sıkmaya başladım. Dudaklarımız birbirine karışmış dili ağzımın içini talan ediyordu. Dudaklarından göğüslerine doğru öperek indim göğüslerinin uçlarını yalayıp emiyordum.
"Beğendin mi onları güzel ve büyük dursunlar diye yaptırdım" dedi. Keşke söylemeseydi ben doğal seviyordum.
" Seni ilk gördüğüm andan beri hep bu anı hayal ettim. Özgür senle sevişmeyi senin olmayı ne kadar istediğimi bilemezsin." diye sözlerine devam ettii.
Bugün istediğin oluyor o zaman keyfini çıkart dedim seni istediğin gibi sikicem sende rahatlıcaksın bende. Bi anda üstüme çıkıp sana sakso çekmek istiyorum deyip ağzına aldı. Sikimi önce şeker gibi yalayıp sonrada ağzına aldı git gel yapmaya başladı saçlarından tutup daha çok bastırdım. Hadi yavrum daha hızlı ol boşalt beni istiyorum. Bu işte çok iyiydi resmen yarısından çoğunu ağzına alıyordu. "Çok büyük hepsini alamıyorum." Devam et bebeğim mükemmelsin ağzını sikeyim hadi devam et. Uzun zamandır kimseyle birlikte olmadığım için heran boşalabilirdim. "Boşalacağın zaman söyle uzaklaşayım dedi. "Neden istemezmisin ağzına boşalmamı döllerimin ağzında olmasını?" aslında her söylediğim şeyde istemsiz deniyordum tepkilerini.
"Hayır istemiyorum boşalcağın zaman söyle." diye tekrarlayınca. Tamam nasıl istersen o zaman devam etme deyip altıma aldım. Tekrar göğüslerine odaklandım uçlarını ısırmaya başladım bir yandan da ellerim aşağıya doğru inmeye başladı parmaklarımı vajinasına doğru sokmaya başladım ıslanmışsın şimdi sen rahatlıcam deyip okşamaya başladım öperek göbeğine geldim tam vajinasına doğru kafamı eğdim. "Hayır sakın ağzını dilini istemiyorum" diyerek durdurdu. Nasıl yani diye sordum. "Ben sevmiyorum öyle şeyler, o yüzden direk penisini sok yeteri kadar ıslağım" dedi. Keyfin bilir deyip üzerine çıkıp girdim içine. "Dur dur böyle olmaz" dedi. yine ne oldu acaba? Korunmasız olmaz bak yatağın yanındaki komidini göstererek orda prezervatif var onu tak öyle. Aferin en azından bu mantıklı birşey diye geçirdim içinden. Taktıkdan sonra tekrar üzerindeki yerimi aldım ve girip çıkmaya başladım.Ahh evet böyle hızlı ve sert ol lütfen diye inledi Gonca altımda inledikce daha sert git geller yapmaya başladım evet hadi ben dayanamıyorum boşalcam artık deyip kendini kasmaya başladı bi kaç git gelden sonra bende boşaldım. Üzerinden kalkıp yanına yattım. Biraz dinlendikten sonra duş alıp gitmem lazım dedim. İstersen burda kal hatta sabah da kaldığımız yerden devam ederiz dedi. "Maalesef çok isterdim ama kardeşim evde tek gitmem lazım" diye birazcık yalan söylemiş olabilirim, istesem kalırdım. Ama işim bittiğine göre kalmama gerek yok.
Duş alıp evden çıktım eve gitmek için yola çıktım ama hiç mutlu olmamıştım. Sevişmek böyle birşey değildi, ben sevişirken ismim gibi Özgür olmak istiyorum. Yok onu yapma, yok bunu yapmam. Ne bu be sevişmek sadece gir çık değildi benim için. Zaten göğüsleride silikonmuş Gonca'y la sevişmek beni rahatlatmak yerine strese soktu resmen. Ulan yine aklıma geldi ben Ayşem'le otuzbir çekerken bile daha çok zevk alıyordum. Onun sesi bile beni daha çok tahrik ediyordu. En kısa zamanda Ayşem'le konuşmam lazım. Bu böyle olmayacak.
Eve gittiğimde çok geç olmuştu Eda'nın uyuduğunu bildiğim için ses yapmamaya dikkat ederek, odama geçip yatağa uzandım. telefonu elime alıp aklımdaki numaraya msj attım.
" Günaydınn "
Şimdi görmese bile sabah görüp cevap verir diye düşündüm. o anda mesaj sesi geldi.
"Ne günaydını manyak gecenin bi köründe."
Hemen aradım demekki uyanmıştı.
"Ne var Özgür niye arıyon?"
Seni özledim o yüzden dedim. Sesine kurban olduğum delim benim.
"Gecenin bu saatin demi özledin beni manyakmısın sen ya?" Manyak etti beni bir de soruyor vicdansız.
"Evet bu saatte özledim. Hem özlemenin saatimi olurmuş?"
"Bilmem olmazmı? hem niye özleyesin ki konuşmak istemeyen sendin diye hatırlıyorum."
Şimdide konuşmak istiyorum Ayşem desem de gıcıklığından zerre bir şey kaybetmemiş.
"Yok öyle bir şey konuşmak istemiyorum de kapat. Kaç aydır arama sorma. sonra gecenin bir yarısı özledim de. Şimdide ben konuşmak istemiyorum hadi canım başka kapıya." deyip cevap vermeme bile izin vermeden kapattı.
Hemen tekrar aradım, aradım cevap yok açmıyor uyuz. Oysa ki sesini duymak çok iyi gelmişti. Gercekten özlemişim gıcığı daha açmaz biliyorum en iyisi uyumak sabah tekrar ararım.
Ayşem
Gece, gece sinir oldum neymiş özlemiş miş. Özleme kardeşim niye özlüyorsun? Sen de diğerleri gibi çıktın, sonuçta işine gelmediği anda bıraktın konuşmayı. Hak vermiştim sana ama geri dönüp aradığın için o hakkıda alıyorum geri. En iyisi bu hattı artık kullanmamak. Kimseyle uğraşamam artık okulum var bir geleceğim var. Gercek olmayan sahte duygulara yer yok. Bak gece, gece uykumu kaçırdı sabah nasıl uyancam ben Off yaa. Öküz, pis, gıcık Özgür köpekler kovalasın seni emi uyu uyuyabilirsen şimdi.
Sabah alarm çaltıkca erteliyorum en son Merve'nin üzerimden pikeyi çekip bağırmasıyla uyandım. "Ne var ya zaten kalkıyorum bende niye bağrıyonki?"
"Kalkıyormuş.. kızım kaçıncı odana gelişim bu hadi okula geç kalacağız" deyince mecbur kalktım. Hep bunlar Özgür yüzünden di..
Evden çıkıp okula gelmemiz yarım saati bulmuştu sebebi kendim olduğu için hiç sesimi çıkarmadan yürüdüm. Okula gelir gelmez sınıfa geçtik yoksa derse geç kalacağız bu benim için hiç iyi olmaz. Yerimize geçince Eda geldi yanımıza nerde kaldınız ders başlayacak diye. Sanki bilmiyoruz.
"Ayşem hanımı uyandırmak biraz zaman aldıda." diye imalı bir şekilde konuşan canım kuzenim benim ya..
"Ne var canım gece uyuyamadım o yüzden."
"Neden uyuyamadın canım kuzenim, yine hangi sapığınla konuştun?" Ben hiç öyle şeyler yapan birimiyim ya
"Aşk olsun Merve'cim, ben o sapıklarla konuşma işini bıraktım biliyorsun demi."
Emin değilim sana hiç güvenmiyorum diyor bir de utanmadan gıçık ya. Tabi bende kendime güvenmiyorum ama olsun. Merve'nin güvenmesi lazım değil mi?
Hoca sınıfa girince gözlerimi alamadım. Allahım sen neler yaratıyorsun böyle. Sonra biz günahkar kulların daha çok günaha girmek için yarışa giriyoruz resmen. Tü tüü maşallah çok yakışıklı bu ben aşık oldum sanırım bir kez daha. "Ben hocayı izleyim sen not al olurmu Merve?"
" Olmaz herkes kendi notunu alsın. Sana büyük gelir Murat hoca 31 yaşındaymış." diyerek umutlarımın katili olma yolunda hızla ilerlese de
"Hadi ya nerden öğrendin? Hem aşık oldum evleneceğim demedim ki. Bak yaşı bile bana başka şeyler hatırlayıyor. Evren bu iş olur diyor bence"
" Yuh Ayşem ya sus hoca bize bakıyor. Başlayacağım şimdi evrenine de sanada.."
"Bir sorunmu var hanımlar? aranızda konuşmak yerine söylerseniz yardımcı olurum."
Yok hocam saolun biz sizi dinliyoruz dedim. Tabi diyemedim size aşık oldum diye.
Ders boyunca daha fazla dikkat çekmemek için hiç konuşmadık hocanın yakışıklılığını da unutup kendimi derse verdim.
...
Sınavlar başlamıştı ve biz köpek gibi ders çalışıyoruz. Okula başlayalı neredeyse 3 ay olmuştu ve herşey güzeldi tabi ders çalışmak dışında. Son bir kaç sınav vardı sonrasında bir ay memlekete gidecektik. Büte kalmamak için eşek gibi çalışıp ders geçiyoruz. "Kızlar ben kütüphaneye gidiyorum gelecekmisiniz" dedim. Sen git ben kahve alıp öyle gelirim dedi Merve "tamam Eda sen gelcekmisin?" diye ayrı ayrı sordum. Sonra kıskanıyorlar bir birlerini. "Ben de Merveyle gelirim" deyince, iyi siz bilirsiniz deyip kütüphaneye gittim. Burada ders çalışmayı seviyordum. Ev tabiki daha rahat oluyordu ama burda diğer öğrencilerin ders çalışması beni motive ediyor. Evde sanki herkes dışarıda eğleniyorda ben tek başıma kalmış ders çalışıyor gibi hissediyorum. Ama burada öyle değil kızım rakiplerin hep ders çalışıyor diye kendime gaz veriyorum. Gidip sakın bir yere oturdum, kitapları açıp çalışmaya başladım. Çok çalıştığım için gözlerim çabuk yoruluyor o yüzden dinlendirici gözlüklerimi takıp devam ettim.
"Nerde kaldınız kızım bi kahve almak bir saatmi sürdü? Yoruldum ders çalışmaktan verin kahvemi" deyip içmeye başladım. Eda teşekkür edeceğine dövmediği kaldı yok sana kahve deyip elimden almaya çalışırken, bi anda aaa abimde burdaymış deyip kalktı gitti yanımızdan. Buda normal değil valla. Zaten normal olsaydı arkadaş olarak bizi seçmezdi. Arkasından bakarken abisinin kim olduğunu merak ettim. Sürekli abisini övüp duruyor, ama bi tanışmak nasip olmadı. Hemen ileride karşımda oturan kişinin yanına gitti abisi bumuymuş. Allahım taş mübarek geldiğimden beri bi kaç kez göz ucuyla bakmıştım. Nasılsa bana bakmaz diye vicdansız hiçte bakmadı zaten. Yanımıza doğru geliyorlardı. "Dediğim kadar var demi? Kesin aşık oldun doğru söyle demi?"
" Merve saçmalama ne aşkı ama harbi yakışıklıymış"
"Ayşe bu abim Özgür, abi buda sana hep bahsettiğim Ayşe arkadaşım." diye tanıştırdı.
Elini uzattı memnun oldum dedi bende memnun oldum deyip elimi uzattım.
Fazla ses yapmamak için sessiz konuşuyorduk. Elimi çekip yüzüne baktım ama bi tuhaf bakıyordu. Acaba yüzümde bir şey mi vardı? Ne oldu demek istesemde ayıp olmasın diye susup, yüzümü Eda'ya çevirdim.
"Sanki seni bir yerden tanıyorum daha önce görmüş olabilirmiyim?" diye sorunca
"Bilmem ben sizi ilk kez gördüm." diye cevapladım. Görsem hiç unuturmuyum yavrum ben seni. Kesin aşık olma listeme eklerdim diyen iç sesimi neden susturamıyorum. Hep olmadık anlarda konuşmaya başlıyor manyak.
"Bir kaç kez uzaktan görmüştün abi, belki ordan hatırlıyorsundur?" deyince yine yüzüme tuhaf, tuhaf bakıp
"Olabilir belki de, neyse ben çıkıyorum sen gelecekmisin Eda?" diye kardeşiyle konuşmaya başladı
"Geleyim ya dışarıda yağmur var hiç uğraşamam. kızlar sizide bırakalım yürümeyin yağmurda." deyince
"Yok canım siz gidin taksi çağırırım sıkıntı olmaz" deyince Merve bacağıma çimdik attı.
"Madem gidecekseniz bırakırız bir şey olmaz. Eda doğru söylüyor yağmurda hiç uğraşmayın. Kalkın hadi hep birlikte gidiyoruz" diyen bir sinirli yakışıklı abi vardı karşımızda.
"Tamam o zaman ama siz çalışmadınız hiç ders? niye geldik niye gidiyoruz.?"
"Sus Ayşem yürü ıslanmak istemiyorum ben evde çalışırız derste."
"Tamam be gidiyoruz işte ne meraklısın arabayla gitmeye araba alacağım ben sana." diye Metve'y le didişirken
"Kızlar bir şey mi oldu, geliyormusunuz? diye sordu abi bey
"Yok abi geliyoruz araban nerde diye" sorunca Eda
"Tamam siz bekleyin burda ıslanmayın ben arabayı alıp geliyorum hemen." diyerek gitti. Safım benim arabaya gidene kadar kendisi ıslandı.
Arabaya geçtik Merve ve ben arkaya Eda abisinin yanına öne oturdu.
"Abi ben açıktım eve gitmeden önce yemekmi yesek, nasıl olur kızlar?" diye arkaya dönüp sordu.
"Ne yemek isterseniz ona göre gidelim." diye sorunca
"Hiç gerek yok bizi eve bıraksan yeterli" dedim. Aynadan bana baktığını farkettim bi anda göz göze geldik.
"Evede bırakırım önce yemek yiyelim, hem bende açıktım" Sanırım bunda da vardı biraz manyaklık. Yardım kuruluşumusun sen kardeşim? Yağmur yağıyor diye eve bırak, açız diye karnımızı doyur. Tabi böyle diyemediğim için
"Tamam benim için farketmez Eda ve Merve'ye uyarım ben" dedim.
" Abi pizza yiyelim mi, sayende yiyemiyorum bugün bari yiyelim olurmu?" Eda daha önce abisinin dışarıdan çok fazla yemek yemesine izin vermediğini söylemişti. Sağlıksız şeyler tüketmesini istemiyormuş.
" Kızlar siz istiyormusunuz?" diye sorunca İkimizde aynı anda olur dedik. O zaman pizza yemeye
Pizzaları sipariş verdik bekliyorduk Eda ve Merve lavaboya gitmek için kalktılar biz tek kalmıştık. Hayır yani niye ikisi bşr gidiyor çocuk gibi anlamıyorum.
"Seni kesinlikle tanıyorum ben.. sen nerelisin?" diye gelen soruyla şaşırdım.
"Tanıman imkansız, belki okulda görmüş olabilirsin abi"
"Abi?? ismim Özgür abi demene gerek yok" deyince bu kez inadına
"Olsun Eda'nın abisi bizimde abimiz sayılır demi?"
"Aslında sayılmaz ama neyse. Ee nerelisin söylemedin?" Bu Özgür'ler hep böyle ısrarcımı oluyor acaba. Bak durduk yere o manyak geldi aklıma iyi mi??