5.

1646 Words
İsteksiz  şekilde okul kıyafetlerimi giydim. Birazdan kahvaltıya inecektim. Babam ile karşılaştığımda ne yapacagim hiç bilmiyorum. Kapıyı açtığımda iki ufaklık karşımda duruyordu. -Can,Cem ne yapıyorsunuz? -Kahvaltıya birlikte inelim abla. Dün neden yanımıza gelmedin? Dünü yine hatırlayınca kötü oldum. O kadar  geç gelmiştik ki ikizler uyumuştu bile. -Biraz geç kaldım. Hadi şimdi kahvaltı zamanı. Ikisinin elini tutup aşağı indim.  Içeri girdiğimizde annem gülümseyerek bize baktı. Babam yoktu. Etrafa  bakıp anneme "Günaydın. Babam nerde?"dedim. Annem gözlerini kaçırıp "Biraz işi varmış, erken gitti. Hadi bakalım herkes kahvaltıya. Birazdan servis gelir. "dedi. Hepimiz masaya oturduk. Ikizlerin yanında bir şey demek istemedigim için başka bir şey sormadım. Babam benim yüzünden mi erken gitti?Bu güne kadar kahvaltı yapmadan evden çıktığı olmamıştı. Annem ikizleri gönderip yanıma geri geldiğinde konuşmaya karar verdim. Zaten erken giyinmiştim. Yürüyerek gitmeyeceğime göre daha vaktim var. -Anne, babam benim yüzümden mi erken gitti? Annem yanıma gelip oturdu. Her ne söyleyecekse toparlamaya çalışıyordu. -Babam biraz üzgün kızım. Dünkü olanlar onu baya sarstı. Sana bir şey oldu korkusu onu perişan etti. Biliyorum sende böyle bir  şey yapmak istemezdin, ama biraz daha dikkatli olsan. -Anne dün akşam ben gerçekten suçlu değildim. Bir kere bile anlatırmadınız -Anlat o zaman, dinliyorum seni. Kısaca olanları anneme anlattım. Kaşlarını kaldırıp "Sence sadece Sinan mı suçlu?Sende baya diklenmişsin."dedi. Şok içinde anneme baktım. Ben neden suçlu oluyorum? -Kızım Sinan oraya girmekle belki hata yaptı, tamam. Adama çarptınız ,dikleneceğine özür dileğin ayrılın. -Anne beni anlamıyor musun ?Adam üzerimize yürüdü diyorum.  Annem çenemi tutup "Seni anlıyorum asi kızım. Tamam bu olayı unutuyoruz ve bundan sonra daha dikkatli oluyoruz. Babam meselesine gelince, bu gün yarın yumuşar. Sen dediklerini yap şimdilik."dedi. Yapacak bir şey olmadığı için "Tamam"dedim. -Hadi okula şimdi. Güzel güzel git ve gel. Annem son uyarısını da yapmıştı. Yapacak bir şey olmadığı için çantamı alıp kapıya çıktım. Şoför bekliyordu. Biz şoför kullanan aile  değiliz . Babam nadir durumlarda kullanırdı. Şirketin şoförü olduğunu biliyorum ve şimdi ceza için bana verildi. -Buyrun Damla hanım. Şoförün yanına yaklaşıp "Senin adım ne abi?"dedim. Genç gözüktüğü için abi demekte sıkıntı yok. -Salih.. -Bak Salih abi. Şimdiden anlaşalım. Benim daha yaşım kaç Damla hanım diyorsun. Damla diyeceksin, tamam mı? Salih abi şaşkın bana bakıp "Ama Damla ha...."diyecektik araya girdim. "Damla abi...Damla" -Tamam Damla. Hadi gir bakalım. -Şimdi oldu. Arabaya bindim. Salih abi direksiyona oturduğunda yolculuk başladı. Okula vadığımızda kapımı açmak için çıkmıştı. Tabi ben çoktan dışardaydım. -Çıkışta görüşürüz abi. -Görüşürüz. Adamın kafasını karıştırdım kesin. Doruk kolunu omzuma  atıp "Nasılsın güzellik? Seni merak ettim.Sabah nasıldı durumlar" dedi. Okula doğru yürürken "Hiç iyi  değil Doruk. Babam sabah yoktu. İlk  defa bizimle kahvaltı yapmadı. Sen artık sirnini  düşün. "dedim. Doruk beni durdurup karşıma geçti. "Tamam,  yapılacak şey belli. Çok dikkatli oluyorsun. Kimseyle ama kimseyle ağız dalaşı yok. Tamam mi?" -Sanki yapacak keyif var. Hadi gidelim ders başlayacak. Ikimizde sınıflarımızı geçmiştik. Gözde yine kitabına gömülmüştü. Tabi olan olayları bilmiyordu. -Günaydın Gözde. Gözde eli ile cevap verince tepem attı. Kitabı önünden çektim. Kızımız merakla bana baktı. -Bir kafanı kaldır bana bak. Anlamıyorum bu kadar ne yazıyor şu kitapta. -Hikaye.. . Ben ne kadar sihirli isem, kızımız o kadar sakin. Kitabı önüne bıraktım. Kapağını kapatıp bana baktı. -Bir şey olmuş anlaşılan. -Nerden anladın? -Sinirlisin ve gerginsin. Bir şey  demeye kalmadan Sinan yanıma oturdu. Bu çocuk hangi yüzle yanıma oturuyor? -Dün ne oldu? Zarar büyük mü? Hızla iktirip atmaya çalışsamda, koca cüssesi izin  vermiyordu. -Sinan git şuradan. Hatta başka sınıfa git. -Neden gidiyorum?Baban çok mu kızdı? -Sinan defol... Sinan ayağa kalkıp "Sana da bir şey sorulmuyor. "dedi ve gitti. -Anlaşılan Sinan yine bir şey yapmış. -Onun hayatıma girmesi yetti. Sınıfa giren hoca ile toparlandım. Ders edebiyat ve bize zulüm. Anlattığı şeyler karma karışık. Ders zili  çaldığında Gözde'yi ayağa kaldırdım. -Yürü  hava almaya gidiyoruz. Ders boğdu beni. -Dur kitabımı alayım. -Bırak kitabı Gözde. -Kızlar.. . Hale' yi de tutup hızla dışarı  çıktım. Bir banka kendimizi attık. -Damla kimden kaçıyoruz? -Çok sıkıldım Hale. Bu öğretmenler ne anlatıyor bilen var mi? -Ona ders deniyor canım. Gözde'ye bakıp sadece güldüm. Hakan,Barış ve Ali görüş alanıma girdi. Hakan'nın gözü Hale'de, Ali'nin gözü Gözde'deydi. -Selam kızlar. Sınıftan kaçar gibi çıktınız. -Damla hanım sıkılmış. Barış bana bakıp "Ne oldu Damla?"dedi. Bu sefer Sinan'ı görünce bekledim. Beyefendi yine geldi. Git dedikçe yapışıyor. -Damla konuşmamız yarım kaldı. -Ben en son sana git dediğimi hatırlıyorum. Bu durumda konuşma bitmiş. Sinan kolumdan tutup "Konuşacağiz. Çocukluk yapmayı bırak."dedi. Ben kolumu çektikçe çocuk daha çok asılıyor. Ali araya girip "Kızı bırak"dedi. -Sanane oğlum. Çekil aradan. Bu sefer Hakan'da girdi araya "Sinan kızı bırak "dedi. Ayaya kalkıp "Tamam konuş dinliyoruz. "dedim. Sinan herkese bakıp "Burda  mı konuşacagız"dediğinde"Evet"diye cevap verdim. Bu işkence bitsin artık. Ben nefes almaya çalıştıkça çocuk beni boğuyor. -Bak dün akşam ne oldu? Baban çok kızdı mı? Sadece bunu merak ediyorum? -Dün ne oldu ki? Barış'a bakıp "Beyefendi ile dışarı çıktık ve sonuç karakolda bitti. Gecenin faturası da bana kesildi"dedim. Bakışlar Sinan'a döndüğünde "Böyle anlatırsan  yanlış anlaşılır."dedi. Doruk bizi görünce hızla yanımıza geldi. Bu çocuk bu aralar yüreği ağzında dolaşıyor. Benim yanıma geçip durdu . -Damla bir şey yok değil mi? Sabahki 'sakin oluyoruz' demenin üstünden daha ne kadar geçti? Bırakmıyorlar ki sakin olayım. -Sevgilin ile Sinan kavga ediyor. Olan bu. Barış cevabı verdi ama Sinan gerçeği bildiği için sadece güldü. Onun bilmesi beni daha çok rahatsız ediyor. Bir ara şu sevgili mevzusunu anlatacağım. Bu sefer sınıftan üç kız yaklaştı. Bu gün özel bir günde ben mi bilmiyorum.  Bunlar ne alaka diye baktım. Tek hatırladığım bir tanesi dün Sinan' nın konuştuğu kızdı. Sanki toplantı yapıyoruz çıkan buraya geliyor. Tek hatırladığım ama ilgilenmediğim  kız dikkatle bana baktı. Bir şey  diyeceği kesin. -Sen Damla'ydın değil mi? Vukaatlı kız. Sinir şekilde konuşan kız devam etsin diye bekledim. Tek ben değil herkes bekliyordu. Zaten patlayacak yer arıyorum. -Söyleyelsene hangisi ile ilgileniyorsun?Sinan mı Doruk mu? Yoksa ikisini aynı anda mi idare ediyorsun? Tek ben sinirle bakmıyorum bu kıza  değil mi?Üzerine yürüdüğümde Doruk kolumdan tuttu. Sinan araya girdi. -Kızım eceline mi susadın? Hem sanane.. Cevabıma daha da sinir olan gıcık "Demek sizin içinde sıkıntı yok çocuklar. Bu kız ikinizi idare ediyor "dedi. Sinan kıza dönüp "Sude saçmalamayı bırak artık"dedi. -Ben mi saçmalıyorum? Hepiniz kuyruk sallayan bu kızın peşinde koşturuyorsunuz,ben saçmalıyorum yani. Kimse beni tutmasın. Doruk'un elinden kurtulduğum gibi kızın yakasına yapıştım. "Eceline mi susadın sen." Hepsi elimden almaya çalışıyordu. Verir miyim ,hayır. Bu kızı iyice dövmeden burdan bırakmam. -Damla bırak kızı. Doruk bağırdikça daha da kıza geçirdim. Madem kaşındı ,bunu zevke yaparım. Yine ortalık karıştı ve yine kavga sonucu müdür odasında bitti. Ben,Sinan ve gıcık kızımız Sude vardı. Nedense müdürün gözü yine benim üzerimdeydi. -Anlaşılan müdür odasını çok seviyorsun Damla. Daha annen ve babanın geleli kaç gün oluyor? Hayır yine gelecekler  demesin. Bu sefer hepten biterim. Panikle "Anlatmama izin verin"dedim. -Tabi anlatacaksın ,ama en son. Önce senden başlayalım. Sude zevkten dört köşe bana bakıp anlatmaya başladı. Bu kızı dövmem yetmemiş anlaşılan. Sinan kolumu tutunca anladım ki sinirden kızın üzerine yürümeye  çalışıyordum. Kolumu çekip uzaklaştım. Üstü başı dağılmış hanımefendi, toparlanıp başladı. "Ben Sinan arkadaşıma bir şey söylemeye gitmiştim. Damla bir anda kıskanıp üstüme yürüdü. " -Yalan söyleme,doğruyu anlat. Sude'ye doğru yürüdüm. Sinan beni tutup "Sakin ol Damla. Müdürün odasındayız."dedi. -Damla..!! Yerine geç. Yoksa annen ve babanın yine çağırmak zorunda kalacağım. Yumruğumu sıkıp yerime geçtim. "Müdürüm anlattığı gibi olmadı. Bu kız..."Müdür sinirle araya girip "Yeter..."dedi. Ya kimse beni dinlemiyor. -Sude sen çık. Sinan sende. Sude gevşek gevşek çıkmıştı bile. Sinan "Bende suçluyum,Damla ne ceza alacaksa bana da verin"dedi. Bu çocuk ne yapıyor?Hayır ben bununlada en son kavga ediyordum. Şimdi nerden çıktı bu? - Madem ikiniz suçlusunuz....Beden dersiniz var. Herkes giyindikten sonra soyunma odasını temizliyorsunuz. Eğer Damla bir şey daha duyarsam, ailen buraya gelir. Tamam mı ? Mecburen başım  ile onayladım. "Şimdi gidin" Ikimiz dışarı çıktık. Müdürün yanında bir şey demedim ,ama şimdi konuşacağım. -Niye öyle söyledin? Sinan durup bana baktı. Elini saçına götürdü. Ela gözleri vardı bu çocuğun ,yeni fark ediyorum. Sonunda göz göze geldik. -Benimde suçum var bu kavgada. Tek başına çekmem olmazdi. -Ben alışkınım. Hem doğru  söylüyorsun. Kız arkadaşın çıkardı kavgayı. Gitmek için yürümeye çalıştım, ama Sinan engel oldu. Yüzünü iyice yaklaştırıp "O kız benim kız arkadaşım değil "dedi. Geri çekilip "Iyi be banane"dedim. Saki açıklama bekleyen var. Soyunma odaların olduğu yere iniş yaptık. Bizimkiler kapıda bekliyordu . Bizi görünce önümüze geldiler. Gıcık Sude ve sazları da ötedeydi. -Müdür ne dedi? -Ne diyecek Hale? Sık sık gel özlüyorum seni dedi. Hepsi şaşkın bakınca "Ceza verdi. Resmen kız yalan söyledi ;ama ben biliyorum ne yapacağımı ."diye yürümeye çalıştım. Tabi hepsi birden önüme geçmeseydi. -Hayır Damla... Şimdi müdürün  odasından geliyorsun. Böyle olmaz. -Nasıl olacak Hakan söyle?Şu an sirnimden o kızı parçalamak istiyorum. -Bu işi dışarda çözeceğiz ya da akıllı taktiklerle öcünü alacaksın. Hepimiz Gözde'ye baktık. Bu kız böyle miydi ya da belimle durunca mi böyle oldu?Ali sevdiğine hayran hayran bakıyordu. -Sevdim bunu. Tamam şimdilik beklemedeyiz. Siz gidin biz cezalıyız. -Ceza ne peki? Sinan'a cevap verme hakkı verdim. Barış'a bakıp "Soyunma odalarını temizlemek. "dedi. -Yardım edelim mi? O zaman çabuk biter. -Gerek yok Hakan. Siz derse, biz hallederiz. Onları postalayıp temizlik yapacağımız odalara baktık. Savaş alanı gibi yeri nasıl temizleyeceksek. -Sırayla mı temizlesek? -Bence ayrılalım. Sen erkekler tarafını, ben kız tarafını. Bir an önce bitsin bu işkence. Sinan yanımdan uzaklaşıp ilerdeki başka odaya girdi. Bende arkasından takip ettim. "Nereye gidiyorsun?" -Temizlik malzemesi bakıyorum. Odaya girdiğimizde kapı kapandı. Köşede temizlik malzemesi gördüğüm için aldırış etmedim. -Bak köşede var. -Alıp çıkalım. Burası baya havasız. Sinan'a baktığımda yüzü pek iyi değildi. Anlaşılan böyle havasız yerler iyi gelmiyor. Alıp yanına geldiğimde hızla kapıya yöneldi. Kapıyı açmaya çalıştığında açamadı. Önce şaka yaptı sandım. -Hadi Sinan ,çıkalım. -Açılsa çıkacağız Damla. Eşyaları yere koyup kapıya yöneldim. Denediğimde açılmadığını gördüm. Bu kapı neden açılmıyor? Sinan'a baktığımda panikle etrafa bakıyordu. Kolunu tutup bana bakmasını sağladım. "Iyi misin?"Dalgın gözlerle bana bakıyordu.Telefon aklıma geldi, ama bende yoktu. -Sinan telefonun var mi? Eli titremeye başlamıştı. Bulduğum bir yere onu otutturdum. Cebinden telefonu çıkardım. Ekrana baktığımda telefonun çekmediğini görmem sonumuz oldu. Sinan iyi değildi ve telefon çekmiyordu. Bu kapalı ortamda kalamama kızların başına gelirdi.Anlaşılan  erkeklerde de oluyormuş. Şimdi ben ne yapacağım ? Sanki bütün her şeyi üzerime çekiyorum.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD