6.

1375 Words
-Sinan!!Sinan... Tepki vermedikce kötü oldum. Sinan git gide daha da kötüye gidiyordu. Elini tutup bana bakmasını sağladım. "Sinan iyi misin? Sakin ol şimdi. Burasını başka bir yer gibi düşün. " -Ben...iyi değilim.. Burdan çabuk çıkalım. Zar zor cümlesini tamamladı. Kapıyı bir kez daha denedim. "Kimse yok mu...?"Bağırsamda kimsenin duyacağı yoktu. Odada pencere gibi bir şey de yok. Tekrar Sinan' nin yanına oturdum. Sinan gözleri kapalı öylece oturuyordu. Nefes alıyor mu diye yaklaştığımda, Sinan bir anda gözlerini açtı. Bu kadar yakın olmak kesinlikle iyi değil. Ikimiz de öylece kalmıştık. Geri çekilip "Iyi misin diye baktım."dedim. Sinan birden ayağa kalkıp "Burdan nasıl kurtulacağız?"dedi. Kaşlarımı çatıp ona bakıyordum. Bu çocuk az önce kötü değil miydi? Şimdi nasıl bu kadar iyi olabiliyor? Ayağa kalkıp karşısına geçtim. "Sen iyi misin? "dedim. Sinan "Küçük bir şaka yaptım "dedi. Sinirle elimi kaldırdım. Izin verse yüzüne bir tane geçireceğim. Ben burda ona bir şey oldu diye kendimi maf ettim. -Bırak elimi. -Niye ,bana vur  diye mi? -Haketmedin mi? Elimi hızla çektiğim de bırakmak zorunda kaldı. Sinirle bir köşeye  geçip oturdum. Nasılsa kapı açılmıyor, kendimi parçalamayacağım. -Oturarak mi çözüm  bulacaksın? -Senin o zeki beynin bir çözüm bulur. Sinan gelip dibime oturdu. Iktirsemde bir çözüm olmuyordu. -Dibime girme. Git başka bir yere otur. -Neden etkileniyor musun ? Sinan'a acayip bir şekilde baktım. Bu çocuk ne saçmalıyor? Dibimde dikkatle bana bakıyordu. "Ben değil ,ama sen etkileniyor gibisin." Sinan önüne bakıp "Ikimiz de etkilenmediğimize göre ,akşam ne olduğunu anlat. Nasılsa biri gelene kadar burdayız."dedi. -Senden kurtuluş yok anlaşılan. Babam teknoloji ile arama girdi. Okul gidiş gelişler kontrol altında olacak. Birde dışarı çıkmak yasak. -Daha yok muydu? -Sen ne yaptın? Babam bir şey demedi mi? Sinan sessiz şekilde önüne bakıyordu. Tan amca nasıl biri pek bilmediğim için merak ettim. Kafasını yerden kaldırıp  "Belki bende babamın bana ceza vermesini isterdim. Beni her zaman el üstünde tutması canını sıkıyor. "dedi. Bu çocuk ne saçmalıyor?Insan ceza almaktan nasıl hoşlanir? -Bana böyle bakma. Annem ben doğarken ölmüş . Yani onu hiç görmedim . Babam bir sürü albüm hazırlamış benim için. İlginç  olan,  birlikte çok az fotoğrafları var. Annem hep tek başına. Babam her istediğimi hep yapmaya çalıştı. O öyle yaptıkça ben sinir oldum. Bazen kızsın istiyorum. Bazen ceza versin, ama bunlardan hiç birini yapmiyor. Ne yapsam yapayım sakin duruyor. -Adama zulüm çektiriyorsun yani. Sinan tebessüm etti. Onu ilk defa içten gülerken gördüm. Genelde sahte bir gülüş olurdu suratında. Bana baktığında hala gülüyordu. Orda takılı kaldım. -Belkide öyledir. Kapı açılma sesi gelince hızla ayağa kalktık. Okulun hademelerinden biri kapıyı açtığında bizle karşılaştı. -Çocuklar, burda ne işiniz var? -Biz temizlik malzemesi bakarken burda kaldık. -Bu kapı bozuk. Tabi siz bilmiyorsunuz. Tamam, alın çıkın hadi. Hızla alıp dışarı çıktık. Sinan erkekler tarafına bende kız tarafına geçtim. Temizliğe başlarken az önce konuştuklarımız aklımdan geçiyordu. Sinan farklı biriydi. Annesi olmadığı için özlem dolu. Babası onu el üstünde tuttuğu içinde biraz sitemli. Demek ki sakin konuşursak anlaşabiliyoruz. Olanlara gülüp temizliğe devam ettim. Zil çaldığında ikiside bitirmişti. Diğer ders yine beden  dersi olması büyük şans . Bu yorgunlukla başka ders çekilmez. Elimdeki bezi koyup arkamı döndüğümde Sinan'i beni izlerken buldum. "Bitti galiba." -Evet kaç dakikadır seni bekliyorum. -Ses verseydin ya da gitseydin. Sinan cevap vermek yerine elimdeki eşyaları alıp tekrar depoya koydu. Tabi bu sefer dikkatli olduk. Üzerimizde okul kıyafetleri ile dışarı çıktık. Bizimkiler nerde diye baktım. -Damla...!!! -Geldi seninki. Sinan şaka ile karışık söylemişti bunu. Doruk ile durumumu biliyor, neden bu şekilde söyledi tam anlamadim. Doruk yanımıza gelip ikimize baktı. "Yüzlere bakılırsa pek iyi gitmedi. Müdür ne dedi?" -Ceza verdi bize. Soyunma odasını temizledik. -Bu sefer ucuz atlattık  diyorsunuz yani. Sinan bizden hariç her yere bakıyordu. Bizimkilere baktığını düşünüp "Görebildin mi ?"dedim. Anlamamış suratla bana baktı. -Neyi? -Sizinkiler şurada oturuyor. Hadi gidelim. Doruk her zamanki gibi kolunu omzuma atıp beni çekmişti. Sinan sinir şekilde Doruk'a baktı. Vardığımızda Hakan ile Hale kavga  ediyordu. -Sen bana ne hakla karışıyorsun? -Çocuk asılıyor sana. Hoşuna gitti galiba. -Hakan beni sinir etme. Sadece oyun oynuyorduk. O küçük beyninde ne kuruyorsun? -Sen sadece oyun zannet zaten. -Burda ne oluyor? Bizim geldiğimizi sonunda fark etmişlerdi. "Gördüğün gibi Damla. Kavga ediyorlar. " -Öküz olunca, malesef kavga ediliyor Barış. Hakan sinirle ayaya kalktı. Hale'nin elinden tutup ayağa kaldırdı. "Yürü konuşacağız. " Hızla bizim yanımızdan ayrıldılar. Biz hala giden çiftin arkasından bakıyorduk. -Bunlar böyle kavga ile ne olacak bilmiyorum? -Sen onları bırak. Sizin iş bitti mi? Sinan, Hakan'nin kalktığı yere geçti. Az önce konuştuğum çocuk gitmiş yerine yine ukala tip gelmişti. "Bitti Barış." -Üstünüzü niye degiştirmediniz? Ders yine beden. Doruk yanımda olmasa  bende kendimi Hale'nin kalktığı yere atacağım. "Çok yoruldum Gözde. Birazdan değiştiririm. " -Şimdi zil çalar. Hadi gidelim,  değiştir üstünü. Doruk beni çekiştirse de gücüm  yoktu. "Sevgilin kendi kararını kendi verebiliyordur herhalde. " Ortak birden buz kesildi. Doruk anlamayan gözlerle Sinan'a  baktı. Bizim durumu bildiği için mi böyle yapıyor? -Sanane oğlum onlardan. Rahat bırak... -Ben bir şey demedim ki Barış. Sinan kesinlikle gıcıklık yapıyordu. Doruk elimden tutup beni çekti. Giyinme odasına giderken "Bu çocukta bir acayiplik var? Bilerek mi yapıyor? Sizin aramızda bir şey geçti mi?"dedi. -Bende anlamadim ki. Bu arada şu mevzuyu bizim çocuklara anlatalım. Hatta bitirelim, artık liseli olduk. -Tamam bakarız. Doruk beni içeri sokup dışarda bekledi. Üstümü değiştirip dışarı çıktığımda Sinan hazırlanmış kapıda bekliyordu bile. -Sonunda çıktın. Hadi gidiyoruz -Hop.... Doruk engel oldu. Tabi sebebi belli. O yokmuş gibi davranıyordu. -Sana ne oluyor Sinan? -Bir şey olduğu yok. Biz beden  dersine gidiyoruz. Sende kendi dersine gidiyorsun. -Orasını bende biliyorum. Ne o laf atmalar, şimdi ben burda yokmuşum gibi davranmalar. -Bak üçümüzde  sizin sevgili olmadığınızı biliyoruz. O zaman bu kıza yanlızken de sevgili gibi davranmayı bırak. -Sinan...!!Doruk beni sevgilim değil. Bu onun normal davranışı. -Aman ne normal davranış. Kolu hep omzunda. Her fırsatta elini tutuyor. Dibinden ayrılmıyor. Bu mu normal davranış? -Sen ne demek istiyorsun? Doruk bir an durup gülmeye başladı. Bir an kafayı mi yedi diye düşündüm. Sakinleşirken bana Sinan'ı gösterdi . -Damla bu çocuk bizi kıskanıyor. Yoksa sen.. . Doruk tamamlayamadan Sinan yakasına yapıştı. "Benimle düzgün konuş. " Araya girip ayırmaya çalıştım. -Ayrılın!!Sinan bırak Doruk'u. Sinan ben konuştukça daha çok asılıyordu. Daha sert elini tutup yakasını kurtardım. -Neyi paylaşamıyorsunuz? Hayatım yeterince kavga dolu. Birde siz kavga etmeyin. Sende saçmalama Sinan. Biz Doruk ile beraber büyüdük. O benim kardeşim. - Bu çocuk her fırsatta senin dibinde.. -Oğlum bu kızı seviyorsan direk söyle . Benim üzerimden oynama... Hepimizin dondugu  an. Sevmek ve Sinan. Kesinlikle Doruk yanlış anladı. Önce Doruk'a  baktım. Bence öyle der gibi bakıyordu. Bu sefer bakışlarımı Sinan'a çevirdim. -Ben bu kavgacı kızın nesini seveceğim. . Çekip gitti. Ben öylece kalmıştım. Canım acımadı desem yalan olur. Tamam beni sevmesini beklemiyorum, ama insan bir anda hakkında böyle bir şey söylenince kötü oluyormuş. -Sen onu külahıma anlat. Sinirle Doruk'a  baktım. "Bu fikre nerden kapıldın acaba?" -Çocuk deli gibi seni kıskanıyor. Birde bana nerden vardın  diyorsun? -Saçmalama ve yürü. Hatta sen derse git. Zorla Doruk 'u yollayıp derse yetiştim. Millet sıra olmuş hocayı bekliyordu. Sinan ile göz  göze geldiğimizde hemen gözünu kaçırdı. Ona bakmaya bakmayı bırakıp kızların  yanına geçtim. -Nerdesin Damla? -Sıradayım Hale. Hoca isimleri sırayla sayip takım oluşturdu. Kızlar ve erkeklerden  oluşan dört takım ,voleybol maçı yapacaktı. Ilk iki takım çıktığında bizler onları izlemek için kenara çekildik. -Bu yorgunluğun üstüne bu maçta pek iyi  gider. -Biraz eğleniriz işte . Hale zevkle gülerken birden suratı  değişti . Hakan yanına geçmişti bile. Ali temkinli bir şekilde Gözde'nin yanına  yaklaştı. Beni asıl meraklandıran bu çift. Ali kırılacak eşya  gibi yaklaşıyordu Gözde'ye. Kızımız ise tüm dikkati ile maçı izliyordu. -Damla... Bir an irkilip arkamı döndüm . Bu çocuk bizim sınıftandı , ama kimdi? -Bir önceki ders yoktun. Bir sıkıntı mi oldu? Çocuğun ismini hatırlama çalışmasını   bırakıp, sorusuna cevap verdim. -Ceza aldım da. Merakla bakan siyah gözler vardı. Anlatmakta sakınca olmaz diye "Bizim sınıfta Sude var biliyor musun?"dedim. Sanki bayadır tanışan arkadaş gibiydik. Zaten canım sıkkın biraz konuşmaktan kime zarar gelir. Çocuk etrafa bakıp "Evet biliyorum"dedi. "Işte onunla kavga ettim. Aslında ceza problem değil, ama güzelce  döndükten sonra alsam içim  yanmazdı " Çocuk gulmeye başlayınca etrafimizdakiler bize baktı. Kendini frenleyip "Kusura bakma, baya güzel anlatıyordun."dedi. Sinan sinirle bakıp dursada umrumda değil. Derdin neyse oğlum, gel konuş. -Bu arada benim adım ,Deniz. Kibar şekilde elini uzatmış oğlana baktım. Nedense içten gelmişti. Bu sefer bende kibar olup elimi uzatmak istedim. Tabi araya iri bir cüsse girmemiş olsaydı. -Bende Sinan.... Çocuk şaşkın şekilde bir Sinan'a bir bana bakıyordu . Ben ise çaresiz şekilde izliyordum.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD