7.

1492 Words
Sıra bize geldiğinde karşı takımda. Hakan,Ali,Barış,Sinan ve Deniz vardı. Ben,Hale,Gözde ve ismini bilmediğim iki kız daha. Deniz filenin diğer tatafindaydi. Bende karşısında. -Voleybol ile aran nasıl Damla? -Severim, ama çok iyiyim diyemem. Deniz yine içten gülümsemesi ile bakıyordu. Bu çocuk neden dikkatimi çekti bu kadar? Kara gözler mi? Derin bakışlar mi? Ya da bana karşı davranışları mi? Kafasına top geliyordu ki kolundan çektim. Deniz dengesini kaybedip  iyice bana yaklaştı. -Dikkat et istersen. -Teşekkür ederim. Oyunun geri kalanı kavga dövüş ile bitti. Sinan her fırsatta Deniz'i sabit alıyordu sanki. -Bunlar senin için mi kavga ediyor? Hale'nin konuşması ile ona baktım. "Nerden çıkardın bunu?" -Aslında söylediğim saçma. sen Doruk ile çıkıyorsun ,ama bu ikisi neden kavga etmeye başladı. -Sinan' ı bilmiyorsun sanki. -Orasıda doğru. Ders bittiği için soyunma odasına geçip üstümüzü değiştirdik. Beden  hocası biraz erken bırakmıştı. Soğuk bir şeyler alıp kantinde  oturmaya  başladık. Sinan'da masada oturuyordu. Bir kaç masa ötede Deniz ile göz kavgası yapıyordu.Bu çocuk birine dalaşmadan  rahat edemiyor. -Senin Deniz ile derdin ne? Sinan Hakan'nin sorusu ile masaya döndü. "Bir derdim yok." -Burdan hiç öyle gözükmüyor. Damla'ya yanaştı diye yapman zaten saçma olur. Bu kızın erkek arkadaşı var zaten. Sinan bana bakarak "Tabi o korur onu"dedi. Ne yapmaya çalıştı belliydi. Aklınca laf atıyordu. Zil çalıp, Doruk yanımıza gelince konuşmaya  karar verdim. -Doruk'ta geldiğine göre konuşabiliriz. -Ne konuşacağız Damla? -Anlatacağım Barış. Şimdi öncelikle okula yeni başladığımız için başta sizi tanımıyordum. Şimdi baya büyük bir arkadaş topluluğu olduk. Benim baştaki kavga olayımı bilmeyen yoktur. Hepsi başı ile onaylamıştı.  Sinan merakla ne anlatacağım diye bakıyordu. -Doruk  ile ben beraber büyüdük. O benim her zaman hatalarımı  kapatmaya çalışan arkadaşım oldu. Anlayacağınız biz Doruk ile çıkamıyoruz. -Nasıl siz ayrıldınız mi? Ama neden...!!! Herkes şaşkın şekilde Hale'ye baktı. Bu kiz neden anlamadı ki şimdi? -Hale ayrıldık demedi. Biz çıkamıyoruz dedi. Hale anladığında  kendini geri attı. Daha fazla oyun oynamak  istemiyordum onlara. Zaten bir şey değişmiyor. -Kusura bakmayın arkadaşlar. Ben hep bu şekilde Damla'yı uzak tuttum. Malum kendisi erkeklerle kavga etmeyi seviyor. Başta sizi tanımadığı için devam ettik . Şimdi doğruyu söylemek istedi. İlk gelecek tepkiyi bekliyorduk. Ali kendini toparlayıp "Şimdi sizin açınızdan haklı gibi,ama bana göre saçma. "dedi. -Neden saçma Ali?Sebeplerini anlattilar. Hem sonuç başta  bizi tanımıyorlardi. Gözde ilk defa Ali ile adam akıllı konuşuyordu. Ali öylece kalmıştı. Söylediği hiç bir şeyi dinlemediği belli.Sadeve Gözde' yi izliyordu. Hakan dirseğine vurunca toparlandı. "Tabi senin değdiğinde doğru. " Masadaki herkes anladığı için bıyık altı gülüyordu. -Sizinle çok oturmak istedim, ama benim gitmem lazım. Antreman için kaptanla görüşeceğiz . Geliyor musun Barış? Barış  ayağa kalkarken "Sınıfta görüşürüz "dedi. Ikisi gidince gözler bana döndü. -Sevgilin olmaması iyi oldu. Şimdi rahat rahat takılırız. -Sevgilin olunca takılamıyor musun? Hale, Hakan'a şok içinde baktı."Sen neden karışıyorsun acaba?" -Yooo... öylesine cevap verdim. Zil çalınca  hepimiz ayağa kalktık. Üstümden  koca bir yük kalkmıştı. Barış Ali ve Sinan en önde yürüyordu. Arkasında yine kavga eden Hakan ve Hale. Gözde ve ben en arkadaydık. Bir anda yanında yürüyen birini fark ettim. Deniz yanımda bana bakıyordu. Bir şey  demeden sınıfa kadar yürüdük . O bir şey konuşmayınca  bende konuşanmadım. Bizimkiler kapıda durmuştu. Sinan ile göz göze geldiğimizde sinir ile bakiyordu. Sınıf kapısından geçerken Deniz ile birbirine baktılar. Biz sıraya oturunca Deniz "Iyi dersler "dedi. -Iyi dersler. -Şimdi bunların hangisi seninle ilgileniyor. Boş boş bakarken birden Gözde'ye baktım. Bu gün herkes mi benimle uğraşıyor? -Anlamadım. Gözde gülümseyerek "Doruk ile çıkmıyorsun bunu biliyoruz. Şimdi Sinan mi Deniz mi?"dedi -Ikisi de değil. Arkama yaslanıp bir an ikisini kıyas ettim. Deniz'i çok tanımıyordum, ama sakin biriydi. Sinan ise her an ne yapacağı belli olmayan biri. Hem nerden çıktı şimdi bu konu? Daha sonra ki dersler ve tenefüsler yerimden kalkmadım. Doruk zaten işi olduğu için gelmedi. Gözde kitap okuduğu için çıkmak istemiyordu. Bende can sıkıntısı ile tamamladım. Hayatında ilk defa bu kadar durgun bir gün veçiriyordum. Kavga etmeyeceğim diye iyice kapanmıştım. Okul bitiş zili çaldığında sınıftan çıktım. Çocuklar ile bir yere gitmem mümkün değildi. Doruk yanıma gelip "Direk eve mi?"dedi. -Bu aralar böyle olacak. -Tamam akşam gelirim  belki. -Senin antrenmanın yok mu? Yorgun olursun. Hem konuşup bende Salih abinin yanına varmıştık. Salih abi beni dışarda  bekliyordu. -Ben gidiyorum Doruk. Yarın görüşürüz. "Selam abi"Kapıyı kendim açıp girmek istedim. Salih abi bir şey diyecekti ,ama ben çoktan gördüğüm için ne diyeceğini anladım. Babam ile göz göze geldiğimizde bir an kaldım. -Hoşgeldin kızım. Bir an öylece kaldım.. Kendimi toparlayıp "Sende hoşgeldin baba "dedim. Salih abi arabaya binince "Dediğim yere gidelim "dedi. Deli gibi merak etsemde sessizce bekledim. Araba güzel bir restoranın önünde durdu. Şaşkın şekilde inip babamı takip ettim. Babam bir masaya yaklaşıp oturdu. Ben hala ayakta bekliyordum. -Otursana kızım. Her an bir şey diyecek diye bekliyordum. Meraklı şekilde masaya oturdum. Bir garson yaklaştı. "Bize hafif bir şeyler hazırlayın " Garson anlamış gibi uzaklaştı . Anlaşılan babam buraya geliyordu. Dikkatimi babama verdiğimde beni izliyordu. -Buraya neden geldiğimizi merak ediyorsun sanırım. -Evet. -Seninle yanlız konuşmak istedim. Belki bana anlatacağın bir şeyler vardır. Anlaşılan annem babam ile konuşmuştu. Yoksa bu yemek bu soru biraz havada kalıyor.Benim sustuğumu görünce babam devam etti. -Güzel kızım. Sen benim ilk göz ağrımsın.Baba olmayı o kadar çok istiyordum ki Rabbim seni bana hediye olarak gönderdi. Küçük, korunmaya ihtiyacı olan masum bir varlıktın. -Sonra canavara dönmüştüm. Ağzımdan  bir anda çıkmıştı . Baban şaşkın bana bakıyordu. "O nerden çıktı şimdi? Tamam bazen kafanın dikine gidebiliyorsun. Bazen huysuz biri olabilirsin, ama sen bizim bir tane kızımızsın. " Garson bir kaç şey önümüze koyup ayrıldı. "Cezam ne kadar sürecek baba?". Babam gülümseyerek bana baktı. "Bu haftayı uslu atlatırsan hafta sonuna biter. " Yani bu üç gün  ne olabilir?Bir şeyler  yedikten sonra evin yolunu tuttum. En azından babam ile aramızda ki uzaklık bitmişti. Eve geldiğimizde annem bizi karşıladı. Ikizler daha gelmemişti. -Kaçaklar sonunda geldi. Bakın içerde kim var? Babam ile içeri hidigimizde Tan amca ve Sinan oturuyordu. Hangi ara geldiler bunlar? Sinan üstünü değiştirmişti bile. -Hoşgeldiniz. -Hoşbulduk Damla. Sinan'a bakmadan bizimkilere döndüm. "Ben üstümü değiştireyim. " -Tamam kızım. Odama çıkıp çantamı fırlattım. Kuşlarımın yanına geçip biraz onlarla ilgilendim. Üstümü değiştirip eli yüzümü yıkadım. Aşağı inmek istemiyordum. Odada oyanmak için bir şeyler bulmaya çalıştım. -Şşşs..Damla.... Bir ses duydum ama tam olarak nerden geldi anlamadim. Önce odanın kapısını açıp baktım. Kimse yoktu. -Damla... Ses bir kez daha geldi. Bu sefer balkona çıktım. Sinan aşağıda bana bakıyordu.Bu çocuktan kurtuluş yok anlaşılan. -Aşağı gel,bahçeye. -Işim var Sinan. Sinan elinde bir şey gösterdi. Önce ne olduğunu anlamadım. Daha dikkatli baktığımda telefonum elindeydi. Bu çocuk bunu nasıl aldı? -Bence gelmelisin. -Onun sende ne işi var? Suratini bilmiş gibi yapıp "O da benim sırrım. Geliyor musun,yoksa açıp bakayım mi?"dedi. Telefonda şifre kullanmıyordum. Çok rahat açabileceği için "Sakın  deneme,  geliyorum. "dedim. Odadan çıkıp aşağı indim. Bizimkilerin sesi içerden geliyordu. Mutfaktan arka bahçeye çıktım. Sinan kollarını bağlamış beni bekliyordu. Karşısına geçip elimi uzattım. -Ver telefonu. Bizimkiler ben aldım sanacak şimdi. Sinan uzattığım eli tutup beni sürüklemeye başladı. Sevdiğim köşeye geçip zorla otutturdu. -Birazdan bırakırız. Konuşmamız lazım. -Neymiş çok önemli konu. -Deniz'in senin etrafında gezmesi... Acayip şekilde suratına baktım. Bu çocuk ne diyor acaba?Deniz ne alaka şimdi? -Sen iyi misin? Kafana güneş mi geçti ya da bu gün top mu çarptı. Sinan' nin kafasını tutup bakmaya çalışıyordum. O da elimden kaçmaya çalıştı. En son  kolumu tutup beni durduğunda dibimdeydi. Kesinlikle bir insanla bu kadar yakın olmak iyi değil ya da Sinan ile bu kadar yakın olmak iyi değil. Hızla geri çekildim. "Ver şu telefonu ben gidiyorum. Saçma konuları konuşacak vaktim  yok. " -Onunla konuşuyorsun ama. -Adam gibi konuştuğu için olabilir mi? Sinan'nin yüzü değiştiğinde biraz ağır olduğunu fark ettim. Tamam gıcık biri, ama bu kadari fazla oldu. Sinan bir şey demeden ayağa kalktı. Bende arkasından kalktım. Yürümeye başladiğıdna "Sinan çocuk gibi küsecek misin? "dedim. Durmayı bırakıp  arkasından koştum . Elinden telefonu çekip onun durmasını sağladım. Sinan sonunda bana döndü. "Biraz abartmıyor musun? " -Sen git Deniz ile konuş. Bebek gibi naz yapıyordu resmen. Bu çocuğu anlamıyorum ben. Bir bakıyorum ukala biri oluyor. Bir bakıyorum sakin sessiz. Bir bakıyorum bebek gibi ilgi isteyen biri. Gerçek Sinan hangisi? -Damla!!! Babamin seslenmiş ile Sinan'a bakmayı bırakıp babama baktım. Yanında Tan amca ve annende vardı. Babam dikkatle bir yere bakıyordu. Nereye baktığını saniyeler içinde anladım. Az önce ben Sinan'nin elinden telefonu çekmiştim değil mi? Yaptım öyle bir hata. Nasıl yaptım? -Efen...efendim bana. Sonunda cevap verebilmiştim. Annem 'Neden elinde o telefon?'der gibi bakıyordu. Hayır her şey yanlış anlaşılma. Ben nasıl anlatacağım şimdi bunu? -Elinde ki senin telefonun mu? Sinan hızla araya girip "Güney amca ben aldım "dedi. Beklemediğim bir  savunma Sinan'dan geldi. -Yani senden rica etti. -Hayir!!Hayır!!Öyle değil. -Tamam yorma kendini Sinan. Damla istese zaten verirdim. Senden bir kaç gün düzgün durmanı istedim. Daha kaç saat oldu bu konuşmayı yapalı. Babam arkasını dönüp gittiğinde "Anne!!"diye yardım istedim. Annem babamin arasından  gitti. Tan amca yanımıza geldi. - Damla iyi misin? Nasıl iyi olayım . Yine başladığım yerdeyim. "Damla ben özür dilerim." Sinirle Sinan'a baktım. Bu çocuk bir kere benim hayatımı maf etmesin. Cevap vermeden hızla odama yürüdüm . Telefonu masaya koyup  yatağa oturdum. Bu böyle olmayacak ben kaçtıkca üzerime geliyorlar. Damla kızım bu işe  el koymak zorundasin. Yoksa babam ile gidişat hiç de iyi değil. 
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD