"NEFES"siz YILLARIM!Updated at Oct 5, 2024, 02:54
Hayat bazen de sevdiklerimizi bizim elimizden alıp, başkasına yar ederdi..."Senin bunca zaman sonra bu memlekette ne işin var Tahir?"
"Kendi memleketime gelirken sana mı hesap soracağım Nefes?"
"Yıllar önce hangi deliğe girdiysen, yine dön oraya git! Bu memleket ikimize fazla Tahir! Dön git!" "Bana bak inatçı keçi, benim sinirlerimle oynama!"
"Oynarsam ne olurmuş, bu sefer de başka kadınla mı gider evlenirsin?"...
16 yaşında severek nişanlandığım adam, beni parmağımda yüzükle bir başıma bıraktığında hayatın acı yüzüyle karşılaşmıştım. Ama asıl acım, evlendiğini öğrendiğim gün başlamıştı. Ben yıllarca parmağıma takılan yüzüğe sahip çıkıp, görücü olarak kimseyi kabul etmemişken, o adam evlenmiş, üstüne 2 tane de çocuk yapmıştı. Şimdi onu buraya tekrardan getiren şey neydi? Ben daha yeni yeni hayatıma alışmaya başlamışken, öfkemi harlayan bu ateş sadece beni mi yakıp kül edecekti, yoksa herkesi mi? Karısını ve çocuğunu başka yer yokmuş gibi gözümün önüne diken bu adamı artık elimden kimse alamazdı. Bu ateşin içinde ben de dahil bir sürü kişi yanacaktı ve ben bunu yapmaktan asla beri durmayacaktım... Ta ki o ateşin içinden bir el bana uzanana kadar. Tamamen kapattığım kalbimin kapılarını birisi tekrardan aralamıştı.
...
Birbirine yeni aşık bu iki gencin hayatları arkadaşlarının bir hatası yüzünden tepetaklak olacaktı. Kalpleri bir olsa da bedenleri uzun bir süre ayrı kalacaktı. Hayat onları Trabzon'dan Urfa'ya sürüklerken, onlar ordan el ele çıkacaktı. Hikâyenin sonunda kavuşmak vardı belki ama... Ama gözyaşı, hüzün ve acı da vardı...
İşte o kıvılcım ateşi Nefes'in ellerinden çıkıp tüm Karadeniz'e yayılacaktı...