1.Bölüm | Cici Kız

1245 Kelimeler
Mindy’le son 10 yıldır arkadaştım. Ancak şu son 10 dakikadan sonra onunla arkadaşlığımı 10 saniye için de bitirebilirdim. Beni bu iğrenç yerde, kesinlikle haz etmediğim insanlarla dolu bir masada yalnız bırakıp, sersemin tekiyle ortadan kaybolmuştu. Bu yıl üniversiteye başlamıştık ve okulda ki ilk haftamızın bitmesinin şerefine, sınıf arkadaşlarımızla dışarı çıkmamız gerektiğini söylemişti. Ben de salak gibi bunu büyük bir heyecanla kabul etmiştim. Çünkü arkadaşımın bir kalitesi olduğunu sanıyordum. Meğerse bir hafta içinde kalitesi ‘Evan James’  adında bir mikrop tarafından beyni ele geçirildiğinde ayaklar altına alınmış. Ne yazık ki hastalığının tedavisi yok! Onu kesinlikle anlamıyordum. O eskiden zeki erkeklerle çıkmaktan hoşlanırdı ancak Evan James’in zekânın değil sözlük anlamını, nasıl hecelendiğini bile bildiğinden emin değildim. Bir diğer sınıf arkadaşım(!) Nina, bir yandan içkisinden ufak yudumlar alıyor bir yandan da, erkek arkadaşı olduğunu hiç sanmadığım ve değil bizim sınıfta bizim okulda bile olmadığına emin olduğum bir yabancının elinin, eteğinin altında olmasını umursamadan mesajlaşıyordu. Tanrı aşkına! Ben nereye düşmüştüm böyle? Kan beynime son hız hücum ederken gözlerim tüm vücudumun alarma geçmesine sebep olan o görüntüye takıldı. Jason, yani sınıfın pislik nüfusunu tek başına dolduran yegâne insan,  cebinden içinde küçük haplar olan bir poşet çıkardı. Ben ona şaşkınlıktan ağzım açık kalmış şekilde bakmaya devam ederken, o haplardan birini çıkardı ve ağzına attı. AMAN. TANRIM! Başını yana çevirip, gözleri benimkilerle buluştuğunda koşarak kaçmak istedim. Bakışlarıyla tüm vücudumu yavaşça süzdü ve beni öyle süzmesi karşısında çıplak hissetmeme sebep olmuştu. Bu kesinlikle ve kesinlikle iğrençti. “Yoksa güzel Calla benimle cennete gelmek mi istiyor?” dedi o iğrenç sesiyle. Bunu söyletenin hap olduğunu sanmıyordum. Jason doğuştan salaktı ve o hapların onu cennete götüreceğini sanıyordu.  Buna daha fazla dayanamayacaktım. Çantamı hızla elime aldım ve gitmek için arkamı döndüm. Ancak Jason beni hızla kolumdan yakalayıp kendine çekti ve vücudunu benimkine bastırdı. Tanrım sen bana yardım et! “Bırak beni Jason!” “Hadi ama Calla! Eğlen biraz.” Nefesinden gelen alkol kokusu ve çürümüş kişiliği suratına kusmak istememe sebep oluyordu. Buradan hemen çıkmalıydım. “Git ve kendine bir beyin bul” dedikten sonra onu tüm gücümle ittim ve hızla arkamı dönüp neredeyse koşarak çıkışa ilerledim. Yarın Mindy benden ciddi şekilde ağır hakaretler işitecekti. Bu yaptığı en düşüncesizce şeydi. Beni masada yalnız bırakması kabullenilemezdi. Muhtemelen daha bir haftadır tanıdığı bir erkekle tuvalet köşelerinde yiyişiyordu ki bu Mindy’i ölesiye dövmek istememe sebep oluyordu. Öfkeli bir şekilde ilerlemeye devam ediyor ve nereye gittiğimi kesinlikle bilmiyordum. Buraya Evan’ın arabasıyla gelmiştik ve ben yolu takip etmek yerine telefonumla uğraşmıştım. Başıma gelecekleri keşke önceden tahmin edebilmiş olsaydım. Aptal sokak yol boyunca devam ediyordu ancak nereye çıktığını kesinlikle bilmiyordum. Ne bir tabela vardı ne de herhangi bir işaret. New Heaven’ın ismiyle trajik bir ironi oluşturan sokaklar kanımı donduruyordu. Kollarımı omuzlarıma doladım ve etrafımı kolaçan ederek ilerlemeye devam ettim. “Şuna bak Carl! Cennetten bir huri düşmüş” Duyduğum sesle hafifçe irkildim ve omzumun üzerinden dönüp peşimden gelen iki sarhoşa baktım. Üzerimde sarhoşları ve sapıkları çeken özel bir işaret filan mı vardı? Belki de bu dünya üzerinde ki en şanslı insan olmamla alakalıydı. O kadar şanslıydım ki çölde kocaman ve hiç de sevimli olmayan bir kutup ayısıyla karşılaşmam mümkündü. “Tanrı sonunda dualarımı duydu. Meleğim hadi gel ve bu sefil hayatımı tatlı öpücüğünle güzelleştir” Kahretsin. Kahretsin. Adımlarımı sıklaştırdım ve hızlı bir şekilde yürümeye devam ettim. “Hadi meleğim. Dur ve biraz konuşalım.” Dedi adamlardan biri “Bence beni tanımak seni çok memnun edecektir” dedi diğeri ve birlikte midemi bulandıran bir kahkaha attılar “Beni rahat bırakın” dedim ve adımlarımı iyice hızlandırdım.  Adamlardan biri koluma dokunduğunda ise onu hızla itip koşmaya başladım. Tüm gücümle koşuyor ve buradan bir an önce kurtulmak için dua ediyordum. Adamlardan biri önüme geçti ve diğeri de beni kolumdan çekip sağ tarafımda ki duvara yapıştırdı. Şansım. Gidip. Kendini. Becerebilirdi. “Ne demişler meleğim. Kaçan kovalanır” Burada ölecektim. Bu adamlar önce bana tecavüz edecek sonra da beni sekiz parçaya ayıracaklardı. Hukuk fakültesinden mezun olamadan ölecektim. Bekâretim iki tecavüzcü tarafından zorla alınmış olacaktı ve 19. Yaş günümü 2 ay kala ölmek için berbat bir yoldu bu. “Lütfen,” dedim ağlamaklı bir sesle çaresizce yalvararak “Bırakın gideyim” Adamlar cevap vermedi ve gülmeye başladı. Sonumun kesinlikle geldiğini düşünüyordum. Ta ki bir ses “Bir hanım efendi sizden ricada bulunduğunda isteğini yerine getirmeniz gerekir beyler” diyene kadar. Sarhoş adamlar yavaşça omuzlarının üzerinden arkada ki sesin sahibine baktı. Bunu yaparken benden birkaç adım uzaklaşarak rahat bir nefes almama sebep oldular. Ne yani? Kurtulmuş muydum? “Bak ufaklık. Bu yetişkinleri ilgilendiren bir mesele. Uslu bir çocuk ol ve uzaklaş.” Gözyaşlarımla yanmaya başlayan gözlerimle karşımda ki sahneye baktım. İki sarhoş karşılarına dikilen ve hiç de dedikleri gibi çocuk olmayan ‘genç adama’ bakıyorlardı. “Ne zamandan beri yetişkinler zavallı kızlara saldırıyor,” dedi ve bakışlarını kısa bir saniye için bana dikerek ekledi “Alınma” Beni kurtaracaksa hayır hiç alınmamıştım. “Şimdi üçe kadar sayacağım. Saymayı bitirdiğimde gitmiş olmazsanız olacaklardan… aslında olacaklardan sorumlu olmayı çok isterim.” dedi kurtarıcım. Vay canına. Bu adam resmen öz güven patlaması yaşıyordu. Sarhoşlardan bir öne doğru çıktı ve “Uyku zamanı velet” diyerek yumruğunu kurtarıcımın yüzüne doğru salladı. Onun darbenin etkisiyle kendinden geçmesini bekliyordum ancak yumruk yüzüne, o güzel yüzüne, değmedi bile. Sarhoş adamın yumruğunu havada, tek eliyle yakaladı ve boşta ki eliyle karnına sert bir yumruk geçirdi.  Adam acıyla haykırırken onu yere itti ve üzerine doğru gelen diğer adamın saldırısına hazırlandı. Onu iki omzundan yakaladı. Vücudunu yere doğru eğdi ve dizini adamın çenesine geçirdi. Onu da diğer arkadaşının yanına doğru fırlattı ve sırtını bana öfkeli yüzünü onlara döndü. “Şimdi hemen siktirip gidin buradan ve bir daha da küçük zavallı cici kızları rahatsız etmeyin” Adamlar hızla doğruldu ve koşarak bizden uzaklaştılar. Kalbim deli gibi atıyordu. Her an düşüp bayılacakmış gibi hissediyordum. Bu başıma gelenlerde neydi böyle. “Sen iyi misin cici kız?” dedi kurtarıcım. Artık gözüme o kadar harika gözükmüyordu. “İyiyim ama benim adım cici kız değil” dedim ve yavaşça yaslandığım duvardan ayrıldım. “Adın beni ilgilendirmiyor cici kız.” dedi ve yere eğilip çantamı eline aldı. “Senin gibi küçük cici kızlar, bu saatte ıssız ara sokaklarda dolaşmak yerine evlerinde süt içip uyumaya hazırlanıyor olmalı” Kurtarıcım olmasının canı cehenneme. Şu an bu ukala herifin kafasını yerinden söküp dizimde sektirmek istiyordum. “Ben küçük bir kız değilim” diyerek hırladım “Yani cici bir kız olduğunu kabul ediyorsun” Tanrım! “Sen imkânsızsın!” “Teşekkürler” “İltifat etmemiştim” “Her neyse cici kız” dedi ve hiçbir yere gitmeyen konuşmamızı keserek arkasını dönüp ilerlemeye başladı. Ne yani? Beni burada böylece bırakıp gidecek miydi? Bu nasıl kurtarıcıydı böyle? Hani benim beyaz atlı prensim olmasını filan beklemiyordum ama kurtarıcıların centilmen ve kibar olmaları gerekiyordu. Bu adam ne centilmendi ne de kibar ve şimdi beni bu ıssız ve nasıl çıkacağımı bilmediğim sokakta yalnız bırakacaktı. Dur bir dakika! “Bekle!” diye bağırdım arkasından. Bu sokaktan nasıl çıkacaktım? “Yine ne var cici kız?” diyerek sıkkın bir surat ifadesiyle arkasını döndü. “Buradan nasıl çıkacağım? Yani bu sokaktan.” “Sonra sana cici kız dedim diye kızıyorsun? Daha nereye gittiğini bile bilmiyorsun.” kısa bir süre güldü ve konuşmaya devam etti. “Dümdüz devam et ve ilk sağdan çık. İyi geceler cici kız” Tekrar arkasını döndü ve ilerlemeye devam etti. En yakın arkadaşım tarafından iğrenç bir bara sürüklenmiş, pisliğin teki tarafından tacize ve iki sarhoş tarafından sonra saldırıya uğramıştım. Sonra bu adını bile bilmediğim ukala herif kurtarıcım olarak ortaya çıkmış ve sinirlerimi yerle bir edip hayatımdan çıkmıştı. Bu gece hiç bitecek miydi acaba?
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE