Peşindeki adamlardan kaçarken bir başka adamın kucağına düşmek hesaplarında yoktu. Babasının ölümüyle sarsılan yer altı dünyasını karşısına almak pahasına şifreyi yok etmişti.
O bir taş ustası, sanatkardı. Babası yaşarken şifreyi iki parçaya bölmüştü. Bir kısmını kolyeye, bir kısmını babasına hediye ettiği tespihe...
Şimdi herkes onun peşindeydi. Tespih kayıptı ve hayatta kalmak adına iki parçadan oluşan kolyeyi de babasından duyduğu isimlerin çocuklarına vererek kendini güvence altına almıştı. Yakalanırsa ölecekti. Yakalanmadan önce tespihi bulmalıydı. Tespihi bulduktan sonra kolye parçalarını geri alması zor olmazdı.
****
“Para ve güç kimin elindeyse onun sözü geçer. Para da benim elimde güç de...”
Öfkeli gözlerini Şahin Ömerli'nin elinde çevirip durduğu tespihten alamıyordu.
“Amar Ağa yaptıklarını bilseydi yüzüne tükürürdü,” diyerek yere tükürdü.
Şahin kendisine göre ufak tefek görünen kadına gülümsedi. İnsanı etkileyen gözlerine kapılmamak imkansızdı. Karşısındaki küçük kadın yer altı dünyasının en güçlü adamının kızıydı. Ve herkes onun elinde olduğu iddia edilen şifrenin peşindeydi. Kendisi de dahil...
“Babam yerini bana teslim ederken bunların olacağını öngörmeliydi,” dedi alaylı bir sesle.
Aşireti abisine, yer altını kendisine teslim ederken bunların olacağını hesap etmiş olmalıydı. Amar Ağa asla yaş tahtaya basmazdı.
***
Bir kolye... Bir taş... Bir sır...
Pek çok kişinin hayatının dönüm noktası olacaktı. Şahin ve Şehnaz, Ferhad ve Leylan... Hepsinin kaderi kehribar taşlı kolyede birleşiyor.