Ahu/Yağız "Abimin asker arkadaşı sen misin?" dedim, bir an duraksayarak. Olamazdı, ya da daha doğrusu bu kadar kötü bir tesadüf olamazdı. "Çakır senin abin mi? Siktir. Yok artık" dedi, gözlerindeki şaşkınlık yerini yavaş yavaş bir anlam bulmaya bıraktı. Cevap vermedim sadece evet anlamında başımı salladım. Konuşacak söz bulamamıştım çünkü. "Edepli konuş benimle," dedim sadece, sesim titremeden ama keskin bir öfkeyle. Terbiyesiz konuşmaları hiç sevmezdim, böylesine hadsizliği hiç kaldırmazdım. "Şu an bunun sırası mı? Bilerek mi girdin koynuma yoksa? Anlamalıydım aslında. İki aynı soyisim. Neden düşünemedim ki?" dedi Yağız, gözlerini kısıp bana bakarken. Sözlerinin altında bir şüphe vardı ama ben o tek cümlede takılıp kaldım. 'Bilerek koynuma girdin'. Bu cümleyle kanım beynime sıçramıştı