Miray...
Uçak havaalanına indi. Uçaktan hiç inmesem geri dönsem İzmir' e keşke. Beynimde sesler yankılanıyor. Annem, ikizim Nilay, küçük kardeşim Gülay.
7 yıl önce...
Gülay her zamanki gibi bizden olgun davranıyordu. Annemin mutlu görünmesi onun için yeterliydi. Beni de ikna etmeye çalışıyordu. Cici babamız Şahin Şahoğlu' nu şimdiden sevmişti. Annemin sevmesi onun sevmesi için yeterli bir nedendi. Zaten babamı hiç hatırlamıyordu. Kabullenmek onun için çok kolay olmuştu. Ama benim için aynı şey geçerli değildi. Annem bir kaç ay içinde aşık olmuş, evlenmiş ve eşinin olduğu şehire taşınma kararı almıştı.
Nilay ikizimdi ama iki kardeş ne kadar zıt olabilirse o kadar zıttık. Hatta çoğunlukla iki düşman kadar. Daha 17 yaşında olmamız belki bunun için yeterli bir nedendi ama biz karakter olarakta zıttık. Şahin' in zengin olması Nilay ' ın sevmesi için yeterli olmuştu. Üstelik evi televizyon programlarında gösterilen, otelleri, inşaat şirketleri olan bir zengin olması ayaklarını yerden kesmeye yetmişti. Uçaktan inmek ve yeni hayatına başlamak için can atıyordu. Evin nasıl olduğunu çok merak ediyordu. Ne kadar programlar gezmiş olsa da Şahin onları da her odaya sokmuyordu. Bir yandan konuşurken, diğer yandan elinden düşürmekten nefret ettiği telefonunu çoktan açmış bir şeyler yazıyordu.
Annemin gözleri ışıl ışıldı. Onu ilk kez bu kadar heyecanlı görüyordum. Aslında dünyanın en akıllı kadınlarından biriydi ama o an karşımda aşkın gözü kördür lafının tam karşılığı gibi duruyordu. Her şeye rağmen kurallarından taviz vermiyordu. Aşk böyle bir şeyse aşık olmak istemediğimden bir kez daha emin olmuştum.
Mecburen yerimden kalktım. Uçakta kalınca hiçbir şey çözülmüyordu. Benimse çözmem gereken kocaman bir problemim vardı. İsmide üvey babaydı. Uçaktan indik. Öz babamın dönmesini bekliyordum yıllardır gözlerim yolda. Şimdi buna kocaman bir kaç engel çıkmıştı. Farklı bir şehir ve cici bana.
...
Şimdiki zaman...
Ben annemin gözde kızı değildim. Hiçbir zaman olmamıştım sanırım. ' O adam iyi biri değil.' demiştim. Zaman yanılmadığımı ne yazık ki göstermişti. Oysa bende yanılmak isterdim. Herşeyi onun yardımı ile ispat ettiğimde geriye yaşanacak tek bir şey kalmıştı. Şahin Şahoğlu' nun ceza alması.
O sabah uyanıp polislerin Şahin Şahoğlu' nu almak için eve geldiğini öğrendigimde annemi kurtardığımı düşünmüştüm. O an Şahin 'in kardeşi Bora' nın annesi olan Nur Hanım' dan duyduğum cümle hala beynimde yankılanır.
" Şahin Bey, eşi ve küçük kızları ile yurtdışına gittiler dün gece."
Böyle öğrenmiştim annemin Gülay' ı da alarak gittiğini... Geriye sadece bir kaç satırlık bir mektup bırakmıştı.
Miray
Üzgünüm. Şahin' i çok sevdim. Haklı olduğunu biliyordum ama anladığımda çoktan ondan vazgeçemeyecek kadar aşık olmuştum. Her şeyi bile bile sevdim. Babanı hiçbir zaman sevmemiştim. Zaten ne senin ne de Nilay' ın gerçek babası da değildi. Sadece Gülay' ın gerçek babası Zafer. Onu bile soyadına almaya tenezzül etmedi. Size hamile olmasaydım asla o adamla evlenmezdim. Şahin benim ilk aşkım. Bu yaşta üç çocukla ne aşkı diyeceksin belki. Zaten sen benim babanı beklememi isterdin hep. Sana bunu mektupta itiraf etmek ne kadar doğru bilmiyorum ama ben sizin öz babanızı bilmiyorum. O da sizi bilmiyor. Baygındım ve kendime geldiğimde yalnızdım. Hiçbir yere ulaşamadığı için bu bilgiyi senden gizledim. İstediğin gibi bir anne olamadım. Belki de olmak istemedim. Ben sizi doğurmak bile istememiştim. Hamile olduğumu baştan bilseydim doğurmazdımda. Üzgünüm ama asla pişman değilim. Suçlu iadesi olmayan bir yere gidiyoruz. Gülay bizimle gelmeyi seçti. Dün Nilay ' ın Kartal ile evlenmesi için izinleri imzaladım. Nilay' ın yanında ol. Senin için içim rahat. Mutlaka başının çaresine bakarsın. Sana tek söyleyebileceğim yanlış insanı seviyorsun. Bir an önce vazgeç o çocuktan. Kendine ve kardeşine iyi bak.
Nihal Şahoğlu
Annen diye değil o adamın soyadı ile imza atmayı seçmişti. O adamın suçlarını ortaya çıkardığım için belki de benden nefret etmiş ve bu mektupla intikam almıştı. Yazdıkları gerçek bile olmayabilirdi. Benden baska herkese söylemişti gidecegini. Bir hafta sonra Nilay Kartal ile evlendi. Kartal Şahin' in üvey oğluydu. Kısa süre sonra, ' Annemde yok ben burada tek başıma ne yapacağım? ' dedi Kartal' ın annesiyle birlikte yurtdışına yerleştiler. Belki hiçbir zaman aramız iyi olmamıştı ama biz kardeştik. Üstelik ikizdik. Önce bir yarım gitti gibi hissettim. Sonra kabullendim. En azından Kartal Şahin gibi değildi. Nilay mutlu olacaktı. O beni kimse saymamıştı ama ben onun ardından sadece mutluluk diledim.
' 18 yaşında gideceğim buradan' demiştim. Beni zorla getirdiklerinde. Sadece gün sayıyordum ama onlar daha önce gitti. Benim için için rahattı ya anne yapamadım. Yapamadım çünkü daha 17 yaşındaydım. Yanımda sadece o kalmıştı. Bir tek o. Ona sığınmıştım. En güçlü darbenin en sona saklandığını bilemeden.
Ben Miray Şanlı' ydım. Öyle demiştim buraya gelirken. 18 olduğumda her şey düzelecekti. Herşey güzel olacaktı. Üstelik yalnız hayatıma ilk kez birinin eli değmişti. İlk kez sevmiştim. Sevdiğim adamla gidecektim buralardan. Hiç biri olmadı. Miray Şanlı aldığı yaralara dayanamadı ve 19 yaşına girdiği gün hayatına son verdi. Ya da son vermek zorunda bırakıldı ; hayat ve sevdikleri tarafından.
O günde attığı bir imza ile Miray Serdem olarak yaşamaya çalıştı. Çok zor zamanlar geçirdi ama anne oldu. Doğru bildiği her şeyi değiştirdi. Yeniden bir hayat kurdu. Sıfırdan. Bir insan ancak bu kadar dibi görebilirdi. Ancak bu kadar sıfırlayabilirdi her şeyi. Miray Şanlı' dan geriye arasıra ortaya çıkan bir gölgeden başka bir şey kalmadı zamanla.
İstanbul.. Miray Şanlı' yı yok eden şehir. Onun intikamını almak için gelmedim. Aldığın hayat sende kaldın. Ben sadece yaşamaya geldim. Bu kez sevdiklerimi benden alma ne olur.
........
Havaalanından çıkınca hemen Damla' yı aradım. Oğlumu çok özlemiştim. Telefon çalarken bile sabırsızdım. Sonunda telefon açıldı.
' Nasıl geçti yolculuk Miray? '
' Şimdi indik canım. Hemen sizi aradım. Nasılsınız bakalım?'
' İyiyiz Miray. Asıl sen nasılsın? Nasıl geçti yolculuk? Sen uçaktan çok korkarsın '
' İyiyim Damla. Semih yanımdaydı. Onunla her şey daha kolay ama şimdiden oğlumu özledim'
Damla' dan bir süre ses gelmedi. Sonra cevap verdiğinde sesi anlamsız bir şekilde soğuktu.
' Merak etme siz ev işi tamam dediğinizde hemen ilk uçakla geliyoruz.'
' Yanında mı? '
Oğlumdan ilk kez ayrı kalmıştım. Ve bu şimdiden çok zor geliyordu. İmkanım olsa uçak korkumu bile önemsemez şu an geri dönerdim.
' Oynuyor şu an. Rüzgar! Annen telefonda. '
Oğlum gelirken saniyeler saat gibi geliyordu. Dünyanın en tatlı çocuğuna sahiptim. Çok şanslı bir kadındım. Ve onun huzur veren sesini duydum.
' Anne. '
' Seni çok özledim aşkım.'
' Ben oyun oynuyorum.'
Telefonu Damla' ya verdi ve büyük ihtimalle asık bir suratla oyununa geri döndü. Damla 'nın sesi ile kendime geldim.
' Seninki yine yüz vermedi. Her gün daha inatçı oluyor. '
' Annesine çekmiş. Yanımızda getirmedik ya sinirli.'
' Merak etme iyiyiz. '
' İyi ki varsın Damla. '
' Duygusala bağlama Miray. Biliyorsun Rüzgar' a aşığım, onun için buradayım canım kaynanam. '
Damla' nın sözü ile burukça gülümsedim.
' Görüşürüz canım. '
' Görüşürüz.'
Rüzgar gerçekten bana benziyordu. Geldiği zaman bile burnumuzdan getirmeye devam edeceği kesindi. Tek umudum benim gibi o da Damla 'yı seviyordu. Damla kimsesizdi. Benim kadar şanslı değildi. Semih kendi işe girerek beni okumaya zorlanmıştı. Ama Damla maddi imkansızlık yüzünden çok istediği üniversiteye gidememişti.
Damla sadece Rüzgar' a bakmadı; benimde tek arkadaşım oldu. Artık bende çalışacağımve Damla' nın okuması için elimden geleni yapacağım. O benim gerçek kardeşim. Miray Serdem' in tek kardeşi
Miray Serdem. İstemeden attığım o imza, sırf Bora beni ararsa bulması daha zor olsun diye attığım o imza; hayatımın belki de tek doğru kararı oldu. Bilseydim bugün böyle hissedeceğimi Semih' i o gün o kadar üzmezdim. Bora beni hiç aramadı sanırım. Yani arasaydı yine de bulurdu. Galiba ben o imzayı sadece Bora' nın beni aradığına bulamadığına inanmak için attım. Gerçeği kabul etmem ne yazık ki uzun zaman aldı. Semih her zaman hastalık dönemimde bile hiç şikayet etmeden yanımda oldu.
Şimdi o güne dönebilecek olsam hiç tereddüt etmeden ' Evet!' diye bağırırdım. Kocamı, en önemlisi ailemi seviyordum. Bir aile ve bir aşk kaybetmiş; ama bir aile kurmuştum.
Semih 'in elini omzuma koyması ile gülümseyerek ona döndüm . Evet eşim, ben, oğlum ve kardeşim Damla ile biz mükemmel bir aileyiz. Peki ya onu görürsem?
.....
Semih
Miray' ı o kadar iyi tanıyorum ki her bakışının anlamını biliyorum. Yüzünün her hareketini anlıyorum. Sözcüklerinin arkasında saklı kelimeleri duyuyorum. Evet biliyorum biz mükemmel bir aileyiz. Ama hissediyorum, onu görmekten, onunla karşılaşmaktan korktuğunu hissediyorum. Onun korkması daha çok korkmama neden oluyor.
Biliyorum bana hiçbir zaman ona olduğu kadar aşık olmadı ama aşk her şey demek değildi. Aşktan daha önemli şeyler daha büyük bağlar vardı. Biz bir aileyiz. İstanbul; ben sevdiğim kız için seni, ailemi ,tek dostumu terk ettim. Şimdi lütfen onu benden alma. Ben Miray' dan, oğlumdan ayrı yaşayamam.
Miray çok zor bir süreçten geçti. Umudumuzu kaybettiğimiz zamanlar oldu. Ama o berbat hastalığı bile yenmeyi başardı. Rüzgar büyüdükçe kendini daha iyi kontrol etmeyi öğrendi. Mesleğinin de çok faydasını gördü. Biz her şeye birlikte direndik. Birlikte savaştık tüm zorluklarla.
Ama Bora. Onu görürse.. O zaman neler olur bilmiyorum. Miray kadar benimde korkularım var. Benimde kaygılarım...
.........
Miray kolunu Semih' in beline attı. Semih Miray ' a sarılırken ikisi de aslında birbirlerini sorun olmadığına inandırmaya çalışıyordu. Korkularını gizleyip gülümsedi. Miray. Semih aynı gülümseyiş ile karşılık verdi. Yürümeye başladılar.
İstanbul bu kez ne verecek ne alacak bilmeden bu koca şehire ilk adımlarını attılar.