İki ay sonra...
Muş Varto yolu..
Soner' in anlatımı...
Yaman çok iyi bir komutandı. Çok sıkı eğitimden geçmiştik. İlk görevimiz oldukça basitti. Kar köy yollarını kapatmıştı. Çocukları ilçedeki okula götürecektik. Kalacak yer ayarlanmıştı. Eğitimleri aksamayacaktı.
Normal bir otobüsle gidiyorduk. En önde Yaman Komutan vardı. En arkaya Engin, Görkem, ben ve Melek oturmuştuk.
' Bütün çocukları üst üste koyup tek başına taşımaya çalışmayacaksın değil mi?'
' Yok canım çocuklara kıyamaz. Kesin kızak yapıp ona bindirir tek başına çeker. '
' Tek başına zor olur ya şu Shrek' ide yanına bağlayalım. '
Melek Yaman komutana Shrek diyordu. Aslında arkasından söylüyordu ama ben bildiğini düşünüyordum. Yaman Komutan' dan bir şey saklamak zordu.
' Ne var işte sizde dinlenmiş olursunuz. '
' Soner hepimiz yaşamıyoruz. Ama seninki biraz fazla oluyor. Bir tek senin ardında bekleyen var. Aksine hayata daha bağlı olman gerekmiyor mu ? '
' Yaşıyor mu onu bile bilmiyorum ki. Biliyorsun hepimiz eski model telefon kullanıyoruz. Gazete yok, televizyon yok. Alev' i, abisini ,yengesini aradım. Hiçbirinin telefonu kullanılmıyor. '
' Bir yıl oldu diyorsun Soner. Numara değiştirmişlerdir. Bilinmeyen numaraları aradın mı? Adresi biliyorsan. '
' Aradım. Ama öyle biri yok dediler. '
' Belki yurt dışına yerleşmiştir. Ne bileyim oğlum. Sevdiğim biri olmadı ki kötü haberini alınca ne yapar insan bileyim. '
' Ah be bacım. Ben Alev 'e birlikte öleceğiz diye söz vermiştim. Ya anlamadıysa yaşadığımı, ya onu yaşatacağım derken öldürdüysem diye düşünüyorum bazen. Eğitimlerde diyorum Alev öldüyse bende öleyim. Al canımı. '
' Sen ondan çıkmıyorsun sudan falan seni toplamak zorunda kalıyoruz. Ama bak işte belki bu bir işarettir. Sonuçta yaşamaya devam ediyorsun. '
' Belki. Ama benden bir şey gizliyorlar gibi geliyor. '
' Öyle düşünme. Hepimiz aynı şartlardayız. Bizim kimsemiz yok. Bizden ne gizleyecekler? Kesin Shrek bu işe yaramaz çöpler oyun oynar, eğitim yapmaz demiş bize akıllı telefonu yasaklamıştır. '
' Bence Yaman iyi bir komutan. Haksızlık etme. '
' Aynı kafadasınız ya sana iyi gelir tabi. Kadın neye benziyordu unuttum. '
Görkem kahkaha attı.
' Aynaya bakmayı dene Melek. Bizim aramızda kala kala muhabbetinde benzedi. Kadınsız mı kaldın, o nasıl laf?'
' Bir şeyi de cinselliğe çekmeyin be oğlum. Aynaya baktığımda gördüğüm cisim kadını geçtim, insana bile benzemiyor ki. Medusa gibi bir şey. Saçım yerine yosun tarıyorum. Geçen gün Kerem gelmiş "Komutanım donumdan balık çıktı. Şuradan biraz yosun alabilir miyim suşi yapacağım" diyordu. '
Engin gülmeye başladı.
' O da iyiymiş ama benim favorim Emrecan ın boynu çizildiğinde " Komutanım şurada bir acı var, acaba suda yaşamaktan solungaçlarım mı çıkıyor." demesi. '
Yolculuk bitmek bilmiyordu. Bizde sohbete devam ettik. Isparta' dan sonra İzmir' e geçmiştik eğitim için. Orda yeterli oda olmadığı için Melek bizim odada kalmaya başlamıştı. Yaman Komutan bize güvenmişti. Gerçektende onu hiçbir zaman kadın olarak görmedik. Ama galiba bizim yüzümüzden o da kendini kadın olarak görmeyi unutmuştu. Hatırlatmak için ona bacım demeye başladım. Zaten kardeşim gibiydi. Bazı huyları daha doğrusu delilikleri, cesareti ,her şeyi pat diye söylemesi Alev' i anımsatıyordu. Alev' le iyi anlaşacaklarına emindim. Tabi Alev beni öldürmez ya da yanlış anlayıp kıskançlıktan Melek' i öldürmezse.
' Soner. Yine aldın mı şu hurdayı yanına? '
' Onsuz olmaz. '
' Yol bitmek bilmiyor. Anlatsana artık şunun hikayesini. ' diyen Engin' e ' Emin misin?' diye sordum. Çünkü ne zaman anlatacak olsam bir şey çıkıyordu.
' Anlat. Yolda ne olabilir ki? Durun karda dalış yapalım diyecek hali yok Komutan' ın. '
' Aslında öyle tahmin edilemez bir hikayesi yok. Irak 'ta en son bir mağaraya götürmüşlerdi beni. Bir çıkış ya da bir damla su bulmak için dolanıyordum mağarada. Ayağıma çarptı. İlk hissettiğimde su matarası olmasını dilemiştim. El yordamıyla ararken elime kemikler geliyordu. Bir kişiye ait olamayacak kadar çok. Sonra da elime geldi işte. Çalışacağını düşünmedim ama bulduğum taşlarla yapabildiğimce pasını temizledim. Beni Irak' tan kurtaran bu silah oldu. Ya da kurtuluşu başlatan.'
' Adını neden Alev koyduğunu şimdi anladım. ' derken elini elimin üzerine koydu Melek. Bütün kadınsal yönlerini kaybetmiş gibi olsa da bir tek yapısındaki anaçlık baki kalıyordu. Demek ki annelik duygusu kadınlarda her şeyden üstündü. Ona gülümsedim.
' Alev beni içimdeki karanlıktan kurtarmıştı. Bu silahta beni cehennemden çıkardı.'
O sırada otobüs durdu. Yaman Komutan ayağa kalktı.
' Çığ düştüğü için yolun bundan sonrasını yürüyerek devam edeceğiz. Malzemeleri yüklenin. '
' Hepsini mi ?' diyen Emrecan' a ters ters baktı.
' Hayır. Herkes canı istediği kadarını alacak. 200 km yolumuz var. Yolda lazım olacakları alın. Gerisini gidip gelip taşımak için gönüllü oldu Emrecan. '
' Ama Komutanım. '
' Emrecan benim çantamı da taşımaya gönüllü oldu. '
Sonunda akıl edip sustu. Engin' e döndüm.
' Yaman Komutan eğitim yaptıramaz anlat diyen sen miydin? Al sana kar dalışı. '
' Neyse İzmir' de kar yoktu. Özlemiştim. '
' İzmir 'de atletle yatıyorduk. Ne karı?'
' Neyse çocuklar iyi yanından bakın. Yaman Komutan İzmir sıcak diye tesisinin havuzuna bir kamyon buz döktürüp bizi içine bastığı için antrenmansız girmiyoruz kar dalışına. '
' Komutanım her eğitimden iyi bir yan çıkmaz. Bu konuda bu kadar pozitif olmanız beni benden alıyor.'
Engin sahte bir sinirle kaşlarını çattı.
' Hangi eğitimi işte yaramaz buluyorsun? '
' Estağfurullah Komutanım. İşe yaramaz değil ama kabul edin çok yorucu. Sizin gibi bir komutandan sonra Yaman Komutan' ın eline düştüm. Bana da acıyın.'
' Söyle bakalım hangimiz daha iyiyiz? Yaman mı ,ben mi? '
Görkem susup kaldı. Düşünüyordu. Engin elini omzuna koydu.
' Şaka yapıyorum Görkem. Bende sert bir eğitim verdim Yaman daha sertini vermek zorunda. Yaşatmak için her şartta yaşamak zorundayız. Artık her bölge ve alanda. '
Aramızda hem saygı hem dostluk vardı. Hem arkadaş hemde birbirimizin komutanıydık. Ama kimse kimseye rütbe koymuyordu.
Herkes yükünü aldı. Emrecan' ın geri dönmesini kimse istemiyordu. Yaman Komutan geçinemesek bile birbirimizi kayırmayı öğretmişti. Çünkü kimin canının nerde kimin elinde olacağı belli olmazdı. Yürüyüş bitmek bilmiyordu. Hava hafiften kararmaya başlamıştı. Çığ tehlikesine karşı mümkün olduğunca sessiz hareket ediyorduk. Ama yine de çığa yakalandık. Yaman Komutan' ın siper alın demesiyle yere çöktüm. Çünkü açıklık alanda yakalanmıştım. Tek siperim çantamdı. Üzerimdeki ağırlık gittikçe artıyordu.
.....
İki saat sonra...
Yaman' ın anlatımı...
' Soner sesimi duyuyor musun?'
Soner çığa açık alanda, daha da beteri dağın çukur bir noktasında yakalanmıştı. Bir saatte ekibin kalanına ulaşmıştık. Ama öncü olarak giden Soner' e hala ulaşamıyorduk. Sonunda inilti gibi bir ses geldi. Kazmayı hızlandırdık. Soner bir eliyle kafasını korumuştu. Ama diğer eli kayanın altında kalmıştı. Kayayı kaldırıp Soner' i çıkardık. Görkem' in bulduğu oyuğa taşıdık. Kıyafetlerini çıkardık. Yüzünü karla ovduk. Titriyordu. Eli şişmişti.
' Yüzük parmağını kesecek. Yüzüğü kesecek bir şey verin.' dediğimde Soner in cılız sesini duydum.
' Yapmayın '
' Soner elin şişmiş. Kesmek zorundayız. Kangren olabilirsin. Morarmaya başlamış. '
' Lütfen yapmayın. '
' Komutanım kesmeyin. Soner parmağını kaybetmeyi göze alır o yüzük için. ' diyen Melek' e baktım.
' O zaman bir kaba kar doldurun. En azından daha fazla şişmesini önlemeye çalışalım. '
Melek hemen dediğimi yaptı.
' Çadırları güvenli bir yere kurun. Hava karardı. Geceyi burada geçirmek zorundayız. '
Soner iki saat sonra kendine geldi. Yüzüğü çıkarmadığım için teşekkür etti.
' Parmağından olabilirsin. Hatta daha da ilerleyebilir. '
' Olsun Komutanım. Parmağımı kesince yüzük çıkar bende diğer parmağıma takarım. Ama yüzük kesilirse onu kaybederim. '
Kaybederim dediği yüzük değil sevdiğiydi aslında. Soner' i en iyi ben anlardım. Eşimden ayrı her görev kalbime bıçak gibi saplanırdı. Onu hatırlatan her şey adeta yaşama nedenim olurdu. Son görevde bileğime taktığı saç tokasını kaybetmiştim. Ve o an ona bir şey olacağını hissetmiştim. Sevenler arasındaki bağ her zaman farklıydı. Umarım şişlik inerdi. Yoksa parmağını kesmek zorunda kalacaktım. Bu şartlar altında bu ölümcül olabilirdi.
....
Alev' in anlatımı...
İsrail...
Rüyamda Soner' in bana verdiği ama sadece bir kaç gün takabildiğim yüzüğü görmüştüm. Fırat iki aydır yoktu. Hiç umrumda değildi. Ayris ' Anne.' demişti. Ve bunun sevinciyle Alaz ve Beril' in arasındaki buzlar erimişti. Beril bana her şeyi anlatıyordu. Bense ona yalanlar söylüyordum. Mesela doğuma kadar birlikte olmadığımızı söylemiştim. Ama gerçek öyle değildi. Fırat Süleyman gittikten sonra beni adeta odaya sürüklemişti. Soyunmamı söylemiş hiçbir yalvarışıma aldırmamıştı. Beni banyoya sürükleyip küvete bırakarak bana içimi temizlememi söylemişti.
' Üç kuruşluk adamın altına yattın utanmadan. Ayır bacaklarını iyice temizle o iğrenç herifin artıkları ' gibi bir sürü hakaretler etmişti. Canım yanmıştı. Ağlamam bağırmam umrunda olmamıştı.
Benimle üç kez birlikte olmuştu o gece. Ama her defasında vahşiydi. İlk bağırışlarımda ' Bakire gibi bağırma. Sana tecavüz ediyorum gibi davranma.' diyerek vuruyordu. O gece baya tokat yedim.