Bu kelimeler gerçekten benim ağzımdan mı çıkmıştı? Rüzgar kapıyı sertçe kapatıp üzerime gelmeye başladı. Sert adımları okadar öfkeliydi ki kaçmak için yer arasamda köşeye sıkışmıştım bile. Parmaklarımı yatağın üzerindeki yorgana kenetlemiştim. Öfkeyle parlayan gözlerini kısarak tam karşımda durdu. "Benim korkacak bir şeyim yok ama..." üzerime doğru eğildiğinde kafamı hafifçe geriye çektim. "Sen fazlasıyla aptalsın!" bana yakın olmasına aldırmadan ayağa kalktım. Üzerimden çekilse de yüzlerimizi hala birbirine çok yakındı. Gözlerindeki öfkeyi gördüğümde, olduğum yere sinmek istesemde korktuğumu asla belli etmemeliydim. "O halde anlayacağım dilden anlat!" bunu söyleme sebebim ne demek istediğini merak ettiğim içindi. "Anlamanı beklemem yanlıştı." geriye adım atıp parmaklarını saçlarından