Biraz Eğlence

1704 Words
Senin yapacağın işi s.keyim emi Zeynep lan hiç böyle bir şey beklemiyordum. O bücür boyuyla resmen şeyimi kırıyordu o nasıl vurmaydı vicdansız. Hiç mi Allah korkun yoktu gelecekteki çocuklarımı yok edecekti az kalsın. Zeynep' ten asla böyle bir tepki beklemediğim için boş bulunmuş cezasınıda çekmiştim. Hayır yani muşmula suratlı her boku yiyor bana gelince aslan kesiliyordu. Neyse en azından insan gibi anlatmıştı. Bu bile Zeynep' ten beklenmedik bir haraketti. Genelde evirir, çevirir gerçekleri anlatmazdı sanırım bu kez için ciddi olduğunu anlamışdı. Arkadaşlarının kim olduğunu söylemesede onuda Defne' den öğrenirdim artık. Bir hafta ne çabuk geçmişte işe başlamıştım bilmiyorum. Bu tatil denilen şey sanırım çok kısa sürüyordu. Sanki saatler daha hızlı geçiyordu. Bence buna bir çözüm bulmaları lazımdı. Masama geçmiş dosyalarla uğraşırken Ali komserim yine beni çağırmıştı. Bu adam bir hafta bensiz nasıl nasıl yaşamıştı acaba gelir, gelmez beni yanına çağırıyordu. Kapıya vurup gel demesini beklemeden içeri geçmiştim. Buyurun amirim beni istemişsin dedim. "Gel, gel Şahin otur bakalım ne yaptın bu bir hafta da" Tatil yapmaya çalıştım amirim ne yapacağım demiştim. Fakat Ali amirimi bir sinirli gördüm. Hayırdır amirim başka bir şeymi yapmam gerekiyordu diye sordum tekrardan. " Şahin!!! beni sinir etmede anlat çabuk bir şeyler öğrendinmi?" Amirim çok sinirlenme tamam anlatıyorum. Aslında bu bir haftada çokda bir şey öğrenemedim. Bizim ekipten kimse takibime takılmadı ki bu iyi bir şey. Fakat bu uyuşturucu işi bizim düşündüğümüzden daha büyük olabilir. Sadece belirlediğimiz şirket değil daha varklı şirketlerde bu işin içinde olabilir. Benim tahminim bu şirket bu işleri tek başına yürütemicek kadar küçük. Daha büyükler bunları yem olarak kullanıyor olabilir. Bence bir süre daha takipde kalıp. Kimlerle neler yaptıklarını öğrenelim. " Tamam Şahin bu iş sende biliyorsun. Zamanı gelince ekibinede bilgi verirsin. Fakat şimdilik kimseye bir şey söylemek yok. Her kimse o hain bir açık verecek. Ben bundan eminim. Senin ekipten yada değil bilemem ama bulunmadan bu operasyon ortaya çıkmayacak. Diğer seferki gibi olmasını istemiyorum" demişti ve beni odadan postalamıştı. Aslında herkes beni bir hafta izinde sanıyordu ama ben hem kendi ekibimdekileri hemde uyuşturucu çetesini takip ediyordum. Tabi ilk başta bende kendimi izin yapıyor sanmıştım. Meğerse değilmişim. Ali komserim operasyonu o kadar gizli yapıyor ki benim bile bilmemi istemiyor diye düşüneceğim az kaldı. Neyseki arada bana bir şeyler anlatıyordu da bende izinde değilde, izinde olmamı düşünmeleri için böyle dediğini öğrenmiştim. Neyseki şimdilik ekibimden kimseden şüpheli bir şey çıkmamıştı. Tüm derdimiz geçen ay yaptığımız baskından o kadar emindikki aylarca takip etmiş tam suç ustu yakalayacağımız gün. Her şey değişmiş ve kendilerinin suçsuz olduklarını kanıtlamışlardı resmen. Kanıtladılar derken onlar hakkında bulduğumuz tüm deliller bir anda sahte çıkmıştı. Daha doğrusu çıkartılmıştı. Bunu kim yaptı, nasıl yaptı, neden yaptı bulamamıştık. En kötüsü yapan kişi içimizden biriydi ve karşı tarafla iş birliği içindeydi. Ve biz bu kişiyi bulamamıştık. Bu operasyon geniş çaplı olduğu için işin içinde bir kaç birim vardı ve herkez diğer birimi suçluyordu resmen. O kadar karışık bir durum olmuştuki dışarıdaki hainleri bırakıp içimizdekini aramaya başlamıştık. İçimizdeki hain yada hainler ortaya çıkana kadar sadece en güvendiğimiz kişilerle çalışmaya devam edecek diğerleriyle günlük rutin işlere bakacaktık. Bu süreçde ben bile normal olaylara bakar olmuştum. Yok hırsız, yok arsız nerede saçma olaylar vardı bizi buluyordu. Bir devriyeye çıkmadığım kalmıştı. Neyseki Ali komserim onu yıkmamıştı üzerime. Yoksa boku yemiştim. Bu işlere bakmayalı kaç sene olmuştu. Ama şimdi bir şerefsiz yüzünden uğraştığım şeylere bak. Bu işleri küçümsediğimden değildi. Aslında bunlar çok yorucu işler olduğu için istemiyordum. Nerede iti, kopuğu var gelir bulurdu. Şahin' le konuştuğumuz gece birde anneme anlatmıştım olanları. Tabi anneme anlattığımla Şahin' e anlattığım aynı şeyler değildi. Anneme sinemaya gittiğimizi Şahin' le konuşmamızıda Mahmud' un yediği naneyi söyleyip kurtulmuştum. Tabi buna kurtulmak denirse. Bu kezde annem başlamıştı Mahmud iyi çocuktur, bak niyetide ciddiymiş bi düşün istersen demelere. Ne Mahmud' muş arkadaş o çok iyi biri, kötü olan benim sanırım. Neyseki annemi bu konuda ikna etmiş ve kurtulmuştum şu Mahmud' dan. Bir daha Mahmud ismini duymak dahi istemiyorum. Bir haftadır yeni işe başlamış ve gayet güzel bir yerdi. Patronum da gayet iyi biri çıkmıştı. Diğer çalıştığım yerdeki şerefsiz bana asılıp birde çirkin tekliflerde bulunmuştu. Hakan beyse gayet resmi ve mesafeli davranıyordu. Ben resmiyetten yanaydım. Herkes yerini ve haddini bilmeliydi bence. Çok samimiyet hep karşıdaki kişiyi arsızlaştırıyor ve hep fazlasını istemeye başlıyorlardı. Bu zaman içinde yapacağım işlerin tamamını öğrenmiş sayılırdım. Yerine alındığım kişi hamile olduğu için işten çıkmak istemiş ve bir haftadır yapmam gereken her şeyi göstermişti. Şimdilik çok fazla bir şey yoktu zaten. Aslında uluslar arası ilişkiler okumuştum. Fakat burada yaptığım şeyim bölümümle çokda bir alakası yok gibiydi. Sadece yabancı dili bildiğim için almışlardı. Ama olsundu bu bile şimdilik yeterdi. Anne ve babama yeterince yük olmuştum. Bundan sonra kendi, kendime yetebilmeyi ve onlara destek olabilirdim. İşten çıkıp Defne' yi aramıştım bize gelmesi için fakat Hayriye sultan izin vermemiş. Her gün, hergün oradasın Zeynep gelsin bugün de diye. Ne vardı sanki hergüz görüşüyorsak. Bizim ev daha müsaitti onun uyuz abisi vardı sonuçda. Önceleri bu kadar denk gelmesekde bu aralar çok fazla denk gelir olmuştuk. Ve ben bu durumu hiç sevmiyordum. İnsanın ailesi bu kadar iyi insanlarken Şahin nasıl bu kadar gıcık olmayı başarıyordu anlamak mümkün değildi. Defne abisinin evde olmayacağını söylediği için oraya gidecektim. Hem yarın hafta sonu olduğu için sabah işe gitme derdi olmadığı için rahat, rahat takılırdık. Belki dışarı bile çıkardık. Bak bu güzel bir fikirdi. Annemi arayıp Hayriye sultana gideceğimi haber verdikten sonra Defne' yi arayıp bir şey isteyip, istemediğini sorduktan sonra eve geçmiştim. Tabi Defne o kadar uzun bir liste vermiştiki ellerim dolu bir halde kapıyı çalmıştım. Defne elimdeki poşetleri alıp mutfağa geçince Hayriye sultanın yanına mutfağa geçmiştik. "Kızım sen bunun istediği her şeyi neden alıyorsun. Valla çalışan sen paranı yiyen bu cadoloz. Yazık kızım harcama paranı." Bir şey olmaz Hayriye sultan o çalışmaya başlasın onun paralarına ben yiyeceğim emin ol sen. Heç bir kaç abur, cuburdan bir şey olmaz. Sen bunları boşverde ben çok acıktım ne yiyeceğiz diye sorunca. Neler yaptığını anlatmıştı. Çocukluğumuz hep beraber geçtiği için birbirimizin evinde kendi evimiz gibi rahattık. Öyleki anne, babalarımızın da bizden farkı yoktu. Böyle büyümek mükemmel bir şeydi. Nüfusta kardeşin yok gözüküyor fakat kardeşten daha yakının biri olmuş oluyordu. Birlikte yemekleri yemiş. Defne' yle anlaştığımız gibi izin koparmaya çalışıyorduk. Akşam biraz dışarı çıkıp eğlenmek istiyorduk. Ailelerimiz bu konuda çok tutucu değildi. Alkol almadığımız ve çok, çok geç kalmadığımız sürece sıkıntı yapmıyorlardı. İzini kopardığımız gibi Defne' nin odaya geçip hazırlanmaya başlamıştık. Ben eve git, gel yapmamak için Defne' nin kıyafetlerinden giyecektim. Vücut orantımız neredeyse aynı gibi olduğu için kıyafet konusunda çok sıkıntı olmuyordu. Tek sıkıntımız benim boyum daha uzun olduğu için ona normal uzunlukta olan kıyafetler bana biraz kısa olabiliyordu. Defne pembe renkli bir elbise giymiş. Onun renkli kişiliğine göre ben de tam tersi siyah bir elbise giymiştim. Fakat elbise bende biraz kısa kalmış straplez olduğu içinde ne yukarı, ne aşağı çekebiliyordum. Biraz rahatsız olsamda bence çok hoş olmuştum. Hatta biraz seksi bile diyebilirdik. Ben saçlarımı toplayıp alt kuyruğu yapmış ve hafif makyajdan sonra kırmızı bir ruj sürmüştüm. Defne ise saçlarını dalgalı yapıp açık bırakmıştı. İkimizde çok hoş olmuştuk. "Kızım varya şu an erkek olmayı çok isterdim. Lan yanımda taş gibi bir hatun var. Fakat ben bir kadın olarak sadece vermeyeceğin erkeklere üzülüyorum" diyen Defne' ye sanki sen her önüne gelene veriyorsun dedim. " Kızım ben rüyalarımda veriyorum. Gerçekte nah veriririm. Daha verecek bir babayiğit bulamadım. Olsa hiç vermezmiyim" Hadi çok konuşma birbirimize yürüdüğümüz yeter. Daha gidip eğleneceğiz dedim. "Kız Zeynep valla bak sana şöyle bir baktımda. Çok kıskandım ha seni en iyisi abime alalım diğer tüm erkekler bana kalsın. Seni kıskanmıcağım tek erkek abim lan. Hem bu güzellik yabancıya gitmesin" deyince Defne' cim lütfen bedduaya giren cümleler kullanmayalım. Şahin ne alaka lan Allah yazdıysa bozsun. Bekar ölüp mezarda çürüsün. Şahin ' miş sakın, sakın dedim. Bir daha deme böyle şeyler. Şu mükemmel vücudum o öküzün ellerinde yok olup gider dedim. " Deme kız öyle iyi adamdır benim abim. Oda hak ediyor böyle güzellikler" demiş gülmüştü. Bu kız iyi, hoştu da şu abi sevgisi beni öldürüyordu. Ne zaman güzel olduğumu düşünse abisini yamamaya çalışıyordu. Çocukluğundan itibaren tek değişmeyen huyu buydu sanırım. Neyseki çok üstelemiyordu. Hani bazen Şahin böyle konuşmasını istiyor diye düşüncem de. Hayır yani oda beni hiç sevmez. Birbirimizden hiç hazetmeyiz sonuçda. Tekrar düşüncekerimden kurtulup Allah yazdıysa bozsun deyip evden çıkmıştık. Her zaman gittiğimiz küçül bir gece kulübü vardı. İçerisi temiz, sakin olaysız bir yerdi. İnsanlar sadece eğlenmek için geliyordu. Bir çok yerde olduğu gibi kız düşürme, yada zengin erkek avlama yeri değildi. O yüzden Defne' yle hep buraya gelirdik. Alkolsüz kokteylerden içip, gönlümüzce dans eder eve gideriz. Artık barmenlerle bile arkadaş olmuştuk. İçeri girip kendimize bir yer seçmiştik. Defne kendini hemen müziğin ritmine bırakıp dans etmeye başlamıştı bile. Bense önce nedensizce sağa, sola bakıp ortamı kontrol etmeye çalışıyordum. Sanki bugün burada bir gariplik vardı bunu hissediyordum. Defne'ye bir şeyler alıp geliyorum deyip barmenlerin yanına gitmiştim. Fakat tanıdığı kimse yoktu. Burak nerede diye sorduğum da izinli olduğunu söylemişlerdi. Diğerlerini sorduğunda onlarda izinli biz yeni başladık işe demişlerdi. Oysaki buraya neredeyse iki seneye yakın geliyorduk. Hiç barmen değişikliği olmuyordu. 4 tane barmen vardı ve iki, iki şekilde çalılıyorlardı. Kafayı bunlarla yormak istemediğim için kokteyleri alıp masaya geçmiştim. Defne elimden bardağı alıp kafafa dikmiş. Fakat " Bu ne kızım böyle sidik gibi. Neden her zamanki içtiğimizden almadın ki" Ne bileyim kızım ben her zamankinden istedim bunu verdi salak herif dedim. Bizim çocuklar yok bunlar yeni başlamış dedim. Neyse ben bir lavaboya gidip geliyorum deyip yanından ayrıldım. *** Lan şimdi bunun burada ne işi var dedim. Kesin bu muşmula içerdeyse Defne' de yanındadır. Ulan bu kız neden sürekli bela oluyor. En olmadık zamanda çıkıyor karşıma dedim. Arabanın içinden çıkıp içeri geçtim. Bunların hemen buradan gitmeleri gerekiyordu. Fark edilmeyeceği bir yere geçip nerede olduklarına baktım. Bir taraftan da Defne' yi arıyordum tabi cevap veren yok. Biraz bakındıktan sonra aradığımı bulmuştum. Defne sahnenin ortasında dans ediyor.O muşmulada bir şeyler söylüyordu. Yanından ayrıldığını ve lavoboların oraya gittiğini anladığım anda peşinden gittim. Tam Zeynep bekle dememle erkekler tuvaletinden aradığımız kişiler çıkmaya başlamıştı. Zeynep' in kolundan çekip dudaklarına yapıştım. Çünkü biriyle daha önce karşılaşmıştık ve beni görüp tanımaması gerekiyordu. Bunun en iyi yoluda öpüşerek kendimi gizlemek diye düşündüm o an. Panikle aklıma başa bir şey gelmemişti. Ne yapsaydım yani tüm operasyonu çöpmü etseydim. Bizim amacımız suç üstü yapmaktı. Şimdi yakalasak bile hiç bir işe yaramıcaktı. Zeynep hala ne olduğunu anlamaya çalışıyorken ben aklımdaki düşüncelere dalmış ve kızı öpmeye devam ediyordum.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD