Kız, onu yeniden öpmeye başlamadan önce ilk karşılaşmalarında adamın nasıl koktuğunu anımsadı. Kükürt ve bakır hatta çürümüş bir şeyler gibi iğrenç geliyordu kokusu… Kızların ona neden deli olduğunu anlamamıştı o zamanlar… Şimdi, o kızlar kadar deli olmasa da adamın kötü kokmadığını biliyordu. Onun vücudunu, nefesini, sesini bile çekici buluyordu. Sıcaklığı hala biraz rahatsız ediciydi ama katlanamayacağı kadar yüksek bir cehennem sıcağı değildi. Bal kokulu nefesiyle ona yaklaşırken başını hafifçe kaldırıp dudaklarını araladı. Kızın öpücüğü için böylesine istekli olması adamı gülümsetti. Dudaklarını kızın meyve tadındaki dudakları yerine boynuna yönlendirdi. Kızın ona dayanabildiği bu kısa süre zarfında, dudakları gibi teninin tadına da bakmak istiyordu. İstiyordu, evet ve kıza dokunmak,