"Ben tanıyor muyum bu Aykut'u?" diye sorarken, merak dolu bakışlarıyla anne kız arasında mekik dokuyordu Rümeysa.
"Sanmam, tanıştıklarında da, ayrıldıklarında da çok küçüklerdi." diye konuşan annesine onay verdi Sima.
Doğru söylüyordu.
Henüz dört beş yaşlarındayken tanışmışlar, ardından gelen birkaç yazı beraber geçirmişlerdi.
"İşte, on on bir yaşındaydım ben, yurtdışına yerleştiler." diyen arkadaşıyla Sibel hanıma göz kırptı Rümeysa.
"Ee, yakışıklı mıydı bari?"
"Yani işte..." diye konuşacak olan Sima, annesi ile arkadaşının hain planını çabucak fark etmiş, çaprazında oturan genç kadına yaslandığı küçük yuvarlak yastığı fırlatmıştı.
"A a, şaka da yapılmıyor." diye Sibel hanıma doğru yeniden göz kırptı Rümeysa.
Sima ise ilk kez Rümeysa'nın bu lafıyla düşünmeye başlamıştı.
Çocukken
