"Ejder, kim?" Kardeşinin sorduğu soruyla başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissetse de, açılan banyo kapısının belli belirsiz sesi ve önündeki duvarda gördüğü gölge çok daha ötesinde bir hisse sebep olmuş, Sima sanki boncuk boncuk terlemişti. Kulağına yapışmış gibi tuttuğu telefonla geriye döndüğünde, gecenin karasından çok daha kara bir çift bakışla karşılaştı. Göğsü telaşla inip kalkmaya başlamış, dizleri hissettiği gerginliğin eşiğinde oturmakta olan korkusuyla titremeye başlamıştı. Elindeki telefon bir anda alınırken, korkuyla geriye doğru bir adım attı. Oysa... Oysa yaptığı saçmalıktan başka bir şey değildi. Hâlâ ne diye korkuyordu? En fazla ne yapabilirdi ki? En fazla..? En fazla kendisini de öldürür, böylece Sima'yı da büyük bir dertten kurtarırdı. Zaten Sima bunu ne