Sabahın serinliği sonbaharın habercisi olarak perdeleri hareketlendirirken, içindeki ürperti esen rüzgâr yüzünden değildi. Titreyen elindeki tükenmez kalemi çevirip tutamadığında soluğunu oflayarak verip, parmaklarını şakaklarına götürdü. Göz kapakları ağırlaşırken başındaki ağrı işine odaklanmasına müsaade etmiyordu. Geriye doğru yaslanıp aldığı derin soluklar sayesinde kalp ritmini düşürüp kafasını meşgul eden huzursuzluğun anksiyeteye dönüşmemesine dua ederken, çalınan kapısıyla yerinde doğruldu. "Çay içer misiniz?" diye soran kadını reddederken sessiz büroda duyulan zil sesinin üzerinde durmamıştı. Oysa durması gerekirdi. Çünkü dün geceden beri kendisini uyutmayan o düşünce, karşısına dikilen adamla başındaki ağrıyı artırmıştı. Kendinden yana bakan gülen yüzle ayaklanıp yutkundu.
Download by scanning the QR code to get countless free stories and daily updated books