[GEÇMİŞ]

1005 Words
Yazardan... 4 Yıl önce Rusya... Küçük Alex gecenin geç saatlerinde yatağından ağlayarak uyandığında minik elleriyle gözlerini silerken etrafına bakındı.Annesi yine yoktu.Minik ayaklarını yatağından aşağı sarkıtıp yataktan inmeye çalışırken zorlanmış olsada nihayet indiğinde koşarak odasının kapısını açtı. Hala durmayan ağlamasıyla korkuyla büyük evin karanlık koridorunda uyku mahmuru koşarken tek derdi tek istediği annesini bulmaktı. Anne ve babasının odasına geldiğinde,tıpkı annesinin söylediği gibi bir kaç defa kapıya vurdu.Ağlaması iç çekmelere dönerken kapıya tekrar,tekrar vurdu. Annesi ve babasının odasından beklediği ses gelmeyince kapıyı açıp içeriye girmek istedi ama kapı kilitliydi.Durmayan iç çekmeleri yine ağlamaya dönerken kapının dibine bıraktığı küçük bedenini kendi kollarıyla sararken hala anne diye ağlıyordu. Bugün bakıcılarının izin günüydü saatlerce anne babasının odasının kapısında ağladı annesi yinede bakmamıştı küçük çocuğa. Saatler geçerken gün ağarmaya şafak sökmeye başladığında dış kapının açılma sesleriyle başını kaldırıp karanlık koridorun girişine baktı.Babası gelmişti. Saatlerdir ağlamanın verdiği iç çekmelerle birlikte karanlıkta babasını görmesede babası olduğunu biliyordu. "Baba"diye bağırdı ağlayarak.Yaşının küçüklüğünden dolayı daha yeni,yeni kelimeler dökülüyordu ağzından küçük Alex'in. "Alex" Adam karanlık koridorun loş ışığını açtığında oğlunun ağlamasını görürken sinirle yine dişlerini sıktı.Lanet karısı yine bakmamıştı oğluna.Yine umursamamış yine ağlamasına izin vermişti. Kucağına koşan oğlunun minik bedenini kollarının arasına aldığında,sinirden kaskatı olan gerilen bedeni gevşesede karısının bu vurdum duymazlıkları,sorumsuz halleri artık sınıra ulaşmıştı. Ağlayarak babasının kucağına gömülen çocuk"Baba annem neden açmıyor kapıyı?"diye sordu ağlayarak. Adam küçük oğluna karısına olan sinirini belli etmemek için çok çabalıyordu.Çok uğraşıyordu,korkuyordu oğlunun bu durumlardan etkileneceğinden. "Uyuyordur oğlum.Uyandırırız anneni şimdi"dedi. Odalarının kapısına doğru kucağında oğluyla yürürken meraklı minik oğlunun merakı tutmuştu yine. "Baba" "Söyle oğlum" "Baba annem beni sevmediğini,istemediğini söylüyor sürekli"dedi küçük çocuk gri gözleri dolu dolu babasına bakarken"Baba anneler çocuklarını sevmez mi?" Küçük oğlunun ağzından dökülen her bir kelime yüreğine taş gibi oturmuş bütün kelimelerini yakmış dilini lal etmişti adamın.Ne söyleyecekti oğluna?Annen seni gerçekten sevmiyor istemiyor mu diyecekti?Yapamazdı böyle birşeyi oğluna.Sôyleyemezdi!Kendisi yıllarca baba sevgisinden mahrum büyümüşken,babasızlığın ne olduğunu bilirken söyleyemezdi. "Nereden çıkardın oğlum onu?Anneler çocuklarını severler.Annende seni çok seviyor"dedi minik oğlu için içi parçalanırken. Minik oğlu sessizliğine kapılıp minik kollarını babasının boynuna doladı,ağlaması durmuştu babasının sarılmasıyla ama hala annesini özlüyordu.Annesi yanı başında olsada çok özlüyordu. Yatak odasının kapı önüne geldiklerinde kapıyı tıkladı bir kaç defa,açılmayan kapıya sinirle bakarken oğlu kucağında olmasaydı çoktan kırmıştı bu kapıyı. Sorumsuz karısının herşeye kayıtsız kalmaları gün geçtikçe artarken oğluna olan sevgisizliği zaten katlanabileceği birşey değildi. "Carla!" Kapı açılmadı.Yine vurdu kapıya"Carla!Aç şu kapıyı!" Yatak odasının kapısında bağıran kocasının yüksek sesinin baskısını duyan Carla uyandığı güzellik uykusundan,üzerindeki çarşafı tekmeleyerek indi yataktan. Carla kendi kendine söylenirken"Oğlun olacak piç ve sen asla rahat vermiyorsunuz bana!Asla!"diye homurdandı. Carla kapıyı hızla açtığında kocasının gergin yüzüne bakıp kaşlarını çattı"Ne istiyorsun İvan?" İvan sinirle gülerek sorumsuz karısına baktığında iğrentiyle yüzünü buruşturmuştu.Bir anne bu kadar gaddar olamazdı. "Ne mi istiyorum?Alex saatlerdir kapının önünde ağlıyordu neden almadın içeriye?"diye sordu. "Bakıcılara bugün tatil izni vermeseydin bakarlardı oğluna" "Oğlumun bakıcıya değil!Annesine ihtiyacı var Carla!" "Lanet olsun!Bu benim umurumdamı sence İvan!" İvan hiç birşey demeden başını salladı,geldiği odadan dışarıya çıkarken işaret parmağını sallayarak"Alex'i uyutup geleceğim!Bekle beni!"dedi sinirle. Oğlunun odasına girdiklerinde oğluyla beraber koca bedenini küçücük yatağa zorlukla sığdırırken oğluna uyuması için küçükken annesinin ona bıkmadan sürekli anlattığı masalları anlattı. Kucağında uykuya kendini bırakan oğlunun siyah saçlarını öptü.Tıpkı kendisi gibiydi gri gözleri yaşına göre uzun boyu,siyah saçları. Dakikalarca oğlunu izledi,dakikalarca düşündü,içindeki oğluna olan sevgisi gün be gün artarken karısına sevdirememişti kendisini küçük oğlu. Derin bir iç çekerek kucağında uyuyan oğlunu yatağına bıraktı.Üzerine çarşafını çektiğinde,saçlarını severek öperken,kalbindeki acıyla oğluna baktı. Acı her zaman uzak değildi.Yanı başında anne sevgisine muhtaç oğlunun gözlerinde görüyordu. Sessizce odadan çıktığında karşıdaki odanın kapısına baktı.Sinirden gerilen bedeninde yanan ateş sanki bütün kanını çekmişti,karısına kinle dolmuş,o'na karşı içini soğutmuştu yine.Öldürmek istiyordu karısını,izini tozunu bu dünyadan silip onunla ilgili geriye hiç birşey bırakmadan yok etmek istiyordu.Ama herşey her zaman istenildiğini gibi olmuyordu. Kızgın bir boğa gibi kendini dizginleyememekten korkarken,sık solukları boş koridoru arşınlıyordu. İvan hızlı adımlarla yatak odalarına vardığında kapıyı açtı,gürültüyle açılan kapı arkasındaki duvara çarptığında camdan dışarıyı izleyen Carla korkuyla açılan kapıya döndü. "Tanrı aşkına!Ödümü kopardın İvan!" İvan yalancı gülümsemesiyle"Ödünü mü kopardım Carla?"diye sordu Carla'yı alaya almıştı. "Evet sessiz ol lütfen biraz" İvan başını sallayarak karısına yaklaşırken aklında bir çok soru kafasını kurcalıyordu. İvan"Senin Alex ile derdin ne Carla?"diye sordu. Carla anlamayarak İvan'a baktı"Bir derdim yok benim hayatım.Ne derdim olabilir?Alex benim oğlum" "Alex senin oğlun öyle mi?" "Ne saçmalıyorsun sen İvan?Tabiki oğlum!" İvan Carla'nın üzerine yürürken sinirle yumruklarını sıktı,oğlu için dayanmak istiyordu.Dayanacaktı bu kadına. "Alex senin oğlunsa neden sevmiyorsun?Sevgini bir kere bile neden göstermiyorsun Carla?!Alex annesinin sevgisine,senin sevgine muhtaç görmüyor musun?Uzaktan anneyim demekle olmuyor!Anneliğini yap Carla!" Carla kaşlarını çatıp kocasına sinirle bakarken"Ben mi istedim onu doğurmayı?Sordun mu?Doğurmak istiyor musun?Anne olmak istiyormusun diye bir kere sordun mu?"diye bağırdı boğazı yırtılırcasına. "Senin söylediğin yalanların sorumlusu ben değilim!Sırf benimle evlenmek için korunuyorum diye yalan söylediğinde bütün bunları düşündün mü?Doğurup atmak annelik değil!"dedi İvan. "Evet kendi hatalarımın bedelini çekiyorum!Evet anne olamıyorum!Evet sevemiyorum Alex'i!" "Sevemiyorsan annelik yapmayacaksan defol git bu evden Carla!" "Asla gitmem!"diye bağırdı Carla"Asla!Bunca mülkü ben sefalet çekerken başka kadınların yemesine göz yumamam!" Gerçekler bir kurşun yarasından daha ağırdı.İvan karısının dudaklarından dökülen cümleleri duyarken kulakları uğuldamış canı yanmıştı. İki buçuk yıllık evliliklerinde karısının gerçek yüzünü bu kadar net ilk defa görmüştü.Sevgisiz saygısız para göz olduğunu ilk defa şuan anlıyordu.Kalbinde hissettiği acıyla gözünden süzülen bir damla yaş ile geri,geri yürürken"Sana son ikazım Carla!"dedi son bir umutla"Ya annelik yap!Ya da defol git bu evden!Oğluma annelik yapmayan bir kadını evimde,koynumda etrafımda istemiyorum!" Gitmedi Carla.Oğluna sevgisizliği gün,gün artarken küçük Alex'in acılarını görmedi hiç hir zaman.Arkadaşlarıyla eğleniyor geziyor gününü,gün ediyordu.Pencere kenarında onu bekleyen sevgisine muhtaç oğlunu bile bile hayat eğlencesine devam ediyordu. İvan oğlunun zayıflayan küçük bedenini,solan yüzünü gördükçe deli gibi canı yanarken elinden birşey gelmiyordu.Tek istediğinin annesi olduğunu biliyordu.Hayat acımasızdı,Hayatın acımasız sürprizleri vardı.Küçük oğlu ile imtihan olacağını ise asla bilemezdi. ***** Uyuşturucu baronlarının toplandığı masada onbeş yaşından sonra onu evladı gibi büyüten adamın konuşmasını,kardeşi gibi sevdiği adamla birlikte dinlerken,telefonuna gelen aramayı reddetti. Evin hizmetlisinden gelen defalarca aramayı en sonunda açtığında duyduklarıyla boğazı düğümlenmiş oturduğu koltuğa yapışmıştı. Gizli görüşmelerin olduğu büyük binadan kendini dışarıya attığında,peşinden gelen Aldon'u duymuyordu. "İvan!İvan kendine gel!Neler oluyor!" İvan derin nefesler alırken kelimelerini toparlayamıyor,ne söyleyeceğini bilmiyordu. "Alex!"Diyebildi sadece.l"Alex!" Canından çok sevdiği oğlunun canıyla sınanmak,İvan'ı daha duyduğu ilk cümlede yıkmıştı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD