Tanıtım

230 Words
Masum bir çocukluk oyunu yıllarını alırken, dip dibe geçen onca zamanın ardından birbirlerini hiç te tanımadıklarını fark ederler. Arkadaş olmaya karar verdiklerinde önemli bir detayı unutmuşlardır. Arkadaşlık fedakarlık yapmaktır, oynadıkları oyunsa; bencilce her fırsatı değerlendirmenin üzerine kurulmuştur. İki anlaşmanın arasında sıkışıp kalmışlardır. Artık karar vermek zorundadırlar, ya arkadaş olacaklar; yada oyuna devam edeceklerdir. Birbirinden zıt iki insan; farklı seçimler yapmanın bedelini ağır öderken, aldıkları kararla ikisi de telafisi olmayan yaralar ve darbeler alacaktır. İçinde bastırdıkları derin duyguları sonunda fark edip kabullendiklerinde artık her şey için çok geçtir. Tren çoktan hareket etmiş ve biri trene yetişememiştir. Tüm yaşananlara rağmen emin oldukları tek husus vardır; hala birbirlerine bağlıdırlar, ta ki ikisinden biri ortaya çıkıp OYUN BİTTİ diyene kadar. "Bir oyuna başlarsın, yaşın ilerledikçe oyunun boyutu değişmeye başlar. Aşık olursun ve oyuna acı çektirerek devam edersin. Küçükken oyun için karşındakinin bedenine savurduğun yumrukları; zaman içinde dikkatle karşındakinin kalbine savurursun. Öylesine odaklanmışsındır ki oyunu kazanmaya; sevginden ve benliğinden bile vazgeçersin. Oyunu kafanda bitirdiğini düşündüğünde, farkında bile değilsindir oyuna devam ettiğinin. Bir gün gelen telefonda çıkan bitkin ses; 'Ben kazanacağım,' diyerek, tebessümündeki ses tınısına hüzün karıştığında tiyatronun biteceğini fark edersin. Artık son perde kapanmak üzeredir. Bu kez gerçekten uçurum başına geldiğini ve yüksekliğin içine çeken güzelliğinden yuvarlanmak üzere olduğunu anlarsın. Seçim yapmak zorundasındır. Sonsuza kadar aşkını kaybetmek mi? Yoksa oyunu ne pahasına olursa olsun yenmek mi? Hala seçimini yapamazken, sadece acımasız gururunun esirisindir..." -Cansu ATEŞ
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD