Bölüm.15

1188 Words
Demirin Evinde Mert ile yaşanan arbedenin ve o günün üzerinden günler geçmişti ne Demir bana ulaşmıştı nede onu o günden sonra görme imkanım olmamıştı. En son gitme diye yüzüme baktığındaki o bakışlarını unutamıyordum ama elimdende başka hiç birşey gelmiyordu,Mert ile aramızdaki bu ilişkinin gerçek olmadığını pekala anlamayacak kadar saf bir adam değildi,anlamıştı birşeyler olduğunu ama ben kendim gitmek istediğim için başka birşey söylememişi,mecburen Mert ile birlikte Mert'in evine dönmüştük,kendi evime gitmeme izin vermiyordu Mert'in evinde kilitli kapılar arkasında tutuluyordum adeta. Bu durum günden,güne sinirlerimi bozmaya,hatta evin çalışanlarıyla bile kavga etmeme sebep oluyordu,daha biraz önce kapının önünde bekleyen korumanın başına vazoyu vurup kafasını yarmıştım. Koruma bana hiç birşey yapamadığı için hemen sahibini aramış beni şikayet etmişti. Aradan geçen yarım saatin ardından Mert kapıdan içeriye girdiğinde koltukta rahat bir şekilde oturup televizyon izlemeye devam ettim,o geliyor diye hazır olda bekleyecek halim yoktu. Tepeme dikilip beni baştan,aşağıya çatık kaşlarının altından süzmüş açık olan bacaklarımda gözleri fazlasıyla oyalanmıştı. "Geç otur kendi evinmiş gibi rahat et"dedim.Onu alaya alarak. Karşımdaki koltuğa oturup"Sen bu haldemi dışarıya çıkıp o korumayla kavga ettin"dedi,yüzü sakin ama sesinden bariz belli oluyordu..Öfkeliydi. "Evet ne var bunda"dedim tek kaşımı kaldırıp hesap sorarak yüzüne baktım. "Üzerine şort diye giydiğin o siktiğim şey el kadar görmüyormusun Eva"dedi öfkeyle dişlerini sıkarak. "Seni ilgilendirmez Mert"dedim.Hayır yani sanki gerçekten nişanlımmış gibi tepkiler vermesi sinirlerimi bozmaktan daha ileri gitmiyordu. "Kemalll!"diye birden bire kükrediğinde istemsizce korkup olduğum yerden zıpladım. Dengesizliğin en üst seviyesiydi bu adam. "Buyur patron"dedi salona gelen Kemal denen adam,vazoyu vurup yardığım kafası sargılıydı,benim ona iğrenerek baktığım gibi,bana bakıyordu dikkatle. "Senin o gözlerini oyarım kapıdaki köpeklere yediririm lann!Çek lan o gözlerini"diye Mert bağırıp hatta yerinden fırlayıp adamın boğazına yapıştığında ilk önce ne olduğunu anlamamış umursamamıştım ama adam morarmaya başladığında aceleyle koşup korumanın üzerinden çekmeye çalıştım. Ben ne kadar çekmeye çalıştıysam Mert daha fazla öfkeden deli olup adama yapıştı,tek başıma ayırmaya çalışmak zaten saçmalıktı,bir doksan boyunda iri yarı bir manyağı ayırmak için uğraşmak öfkeden gözünün dönmesine sebep olmaktan başka hiç bir işe yaramıyordu. Evin içindeki olan bağrışma seslerimizi duyan diğer korumalar salona gelip Mert'i güç bela almışlardı korumanın üzerinden,onlar giderken öfkesi dinmemiş belindeki silahını çıkartıp korumanın bacağından vurmuştu. Evin içini kaplayan silah sesiyle ve adamın parçalanmış,kanlı bacağının görüntüsüyle gözlerim korkudan kocaman olmuş bütün vücudum titremeye başlamıştı. Mert benim titreyen halimi gördüğünde elindeki silahı beline sokup bir iki adımda yanıma geldi. Yüzümü avuçları arasına alıp"Evaa...Evaa....Evaa kendine gel Bak bana kendine gel"diye boğuk bağırma sesi kulaklarıma gelsede gözlerimin önü kararmaya başlamıştı. Eğilip beni kucağına alıp banyoya götürdü. Elimi yüzümü yıkamış hatta kurulamış hala kendime gelmem için uğraşıyordu. Yüzüme sürülen keskin kolonya kokusundan dolayı biraz da olsa kendime gelebilmiştim ama henüz toparlanamamıştım. "Neden böyle oldun Eva...Hastaneye gidelim doktor baksın tamam mı?" "Senin dengesizliğin ve katil ruhlu olman yüzünden...Ayrıca doktorluk birşey yok beni kan tutuyor"dedim gözlerim yarı baygın halde ona bakarak. "Hak etti şerefsiz gebertmediğime dua etsin"dedi. Bana bakmak için oturduğu orta sehpanın üzerinden ayağa kalkarak yine tepemde dikilip kolundaki saatine baktı,evin çalışanlarına akşam yemeğini hazırlamalarını söylediğinde yine karşıma oturup gözlerini üzerime dikip neredeyse hiç kırpmadan bana bakmaya başladı,Mert'in dikkatli bakışları kurulan sofrayla birlikte üzerimden ayrıldığında dakikalar sonra yemeğini yemişti benim ise canım hiç birşey istemediği için yememişim hala yatıyordum. O sırada kapı çalmıştı kimin geldiğine umursamadan hala uzandığım koltukta yatıyordum. Salonun içini topuklu ayakkabı sesi doldurmuştu. Gelen kişinin kadın olduğunu hatta Mert'in sevgilisi olduğundan hiç şüphem yoktu kesinlikle oydu. "Demek Eva sensin"dedi,sesinden bile öfkeli olduğu belliydi. "Asuman ne işin var senin burda?" "Sevgilimin beni ne uğruna kim uğruna bıraktığını merak ettim kendim gelip görmek istedim,ve görüyorum ki çokta çirkin"dedi.Söylediği şeylerden istemsizce güldüm komik kadın. "Sus!Git sonra konuşacağız seninle"diyen Mert'in nasıl tepki verdiğini görmüyordum ama kadının hızlı alıp verdiği nefesleri benim ona gülmemden dolayı daha fazla öfkelendiğini duyabiliyordum. "Sevgilimi elimden alan kaltakları parçalarım,hatta parçalamakta yetmez gerekirse seni öldürürüm"diye bağırıp üzerime atladığında aniden saçlarımdan tutmuştu,beni çekiştirmesiyle beraber koltuktan düştüm,düşerken başımı sehpaya vurduğumda"Ahh..dur napıyosun bırak"diye acıyla inlediğimde Mert zar zor kadını benden uzaklaştırıp apar topar evden göndermeye çalışıyordu. "Elbet birgün elime düşeceksin,öldürücem seni fırsatcı pislik"korumalar evden nerdeyse sürükleyerek götürdüklerinde kapıdan çıkmadan en son tehditlerinide savurup öyle gitmişti. Düştüğüm yerde doğrulup oturdum,başımın arkası çok acıyordu,sıcak kan kendini belli edip sıcak sıvı akmaya başlamıştı ama ben bayılma korkumdan dolayı elimi bile sürmemiştim kanayan yere. Mert yanıma gelince dizlerinin üzerine çöküp başımın kanayan kısmına baktı"İyi fazla derin birşey değil,otur bekle burda ilk yardım malzemelerini getireceğim başını temizleyelim"dedi. "Tamam"diyerek başımı salladım,kadının söyledikleri aklıma gelince istemsiz bir öfkelenme peyda olmuştu, dengesiz kadın,ne dediğin farkında bile değildi. Mert'i elinden aldığımı sanıyordu,bilmiyordu ki beni tehdit ettiğini ondan nefret ettiğimi. Bir kaç dakika sonra elinde malzemelerle geldiğinde,yanıma oturup başımdaki kanayan bölgeyi temizleyle uğraşıyordu. "Ne saçmalıyordu o kadın,ne ima etmeye çalışıyordu"diye aklıma gelen ilk soruyu sordum. "Seninde söylediğin gibi saçmalıyordu"dedi. "Seni onun elinden aldığımı söyledi...Açık konuş ne demek istedi o kadın"ikinci sorduğum soruyla birlikte başımı temizlemiş işi bitmişti. Dikkatle yüzüme bakmaya başladığında tedirgin olmaya başlamıştım,elini kaldırıp yüzümü kapatan dağınık saçlarımı kulağımın arkasına yavaşca sıkıştırınca kendimi geriye çektim. "Ne yapıyorsun?" "Hiç birşey sadece...Bilmiyorum"dedi omuzlarını düşürerek. Mert'in bana böyle bazen yakın davranmaya çalışmaları sinirlerimi bozuyordu,bazen ezmeye çalışıyordu bqzende sanki çok düşünüyormuş gibi duygulu bir adam olmaya çalışıyordu ama onun istediği gibi karşısında ezik durmayacaktım kafamı bulandırıyordu resmen iki yüzlü şeytan. "Vicdanın sızlıyor sanırım" dedim yine onu alaya alarak. "Ne için anlamadım" "Seni sevmeyen istemeyen,ve sevmediğin bir kadını zorla evinde tutuyorsun evlenmeye çalışıyorsun"Sakince Elini tekrar saçlarıma götürüp aniden arkaya çektiğinde yüzümü kaldırınca saçlarımın acısından ve başımdaki yaradan dolayı gözlerim dolmuştu yine. Üzerime eğilip"Nerden biliyorsun belki seviyorum?Belki yıllardır seni piskopat bir şekilde takıntı haline getirdim,senin bu duruma gelmen için belkide bilerek herşeyi daha kötü durumlara soktum...Hıı nerden biliyorsun söyle!Bunlarla ilgili en ufak bir fikrin varmı hiç düşündünmü bu adam birden bire neden girdi HAYATIMA DİYEE"fısıltıyla konuşan sesi sonlara doğru yükselip bağırınca yüzünün aldığı o korkunç ifadeyi görmemek içiň gözlerimi kapattım. Beni seviyor olamazdı,bir insan sevse bile karşısındaki kadını bu kadar zor durumlara sokmazdı,eğerki böyle birşey varsa bile bu sevgi değildi ki. "Ben seni hiç bir zaman sevmeyeceğim,hayatımı mahvedenlerden biriside sensin piskopat pislik"dedim.gerçekleri her ne kadar daha fazla yüzüne haykırmak istesemde bu kadarı bile onun daha fazla sinirlenmesine sebep olurdu,zaten gözü dönmüş bir canavardan farksızdı şu anda bile.. Sertce saçlarımı bırakıp ayağa kalktığında"Bir aptallık yapıp burdan kaçmaya çalışma Eva iki hafta sonra evleneceğiz o güne kadar rahat dur,yoksa yemin ederim hem babanı hemde seni öldürürken gözümü dahi kırpmam"dedi"Ayrıca bu iki hafta boyunca bu evde beraber yaşayacağız şimdiden bana alışmaya çalışsan iyi olur,ilk yaptığımıž anlaşmayı unut gerçekten karım olacaksın,her gece sabahlara kadar koynumda uyuyup benimle sevişeceksin şimdiden kendini buna alıştır sarışın"dedi sonundaki sarışın kelimesini imayla söyleyerek. O lanet yüzüne bakmadan cevap vermeye gerek bile duymadan oturduğum yerden kalkıp merdivenlere yöneldim merdivenleri birer birer çıkarken içimdeki deli cesareti susturamadım"Kağıt üstünde evli olsak bile asla senin kadının olmayacağım bunu o koca kafana sok pislik"diye bağırıp merdivenleri koşar adım çıktım kaldığım odaya girdim ve kapıyı kilitledim. Yatağın üzerinde oturunca derin bir nefes almıştım ki odanın kapısının kırılmasıyla aldığım nefes boğazıma takıldı. Mert kararmış gözleriyle yine o yüzündeki korkunç ifadesiyle burnundan soluyarak bakıyordu. "Demek kadınım olmayacaksın,demek sadece kağıt üstünde evliliğimiz olacak öylemi?Sen bu dediğine inanıyormusun Eva?Senin rızan olmasa bile seni sike,sike zorla alacağımın hala farkına varamadınmı Eva"deyip üzerindeki gömleğin düğmelerini yavaşca çözmeye başladığında yatakta daha fazla ne kadar geri gidilirse gitmeye çalıştım,söylediği kelimelerin iğrençliğiyle korkudan ve şaşkınlıktan küçük dilimi yutacak hale gelmiştim..
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD