5. bölüm

1591 Words
  Hepinizi öpüyorum. Keyifli okumalar :) Ceylan'dan Ellerimdeki teri kimseye göstermeden pantolonuma  silerken neden bu kadar heycanlandığımı düşünüyordum.  Belki de buna sebep karşımda bana alaylı bakışlarını gönderen Sibel Hanımdı. Gözlerim onun fönlü kısa saçlarına kaydı. Bu sefer ki rengi kızıldı. Ne zaman görsem mutlaka bir farklılık olurdu. Ona göre sosyete de bu gayet normaldi. Üzerindeki kaliteli elbise ile 55 yaşında gibi değilde 40-45 yaşında biri gibi duruyordu.  Yanında oturan Orhan Bey'se eşi gibi benimle uğraşmak yerine varlığımı görmezden geliyordu. Sibel Hanımı anlıyordum. Beni başından beri sevmiyordu ancak Orhan Bey beni şaşırtmıştı. Tamam daha önce de canımlı cicimli bir samimiyetimiz yoktu ama bu kadar soğuk bir karşılamayı kesinlikle beklemiyordum. Orhan Bey 60 yaşında, dağ gibi görünen bir adamdı. Ona her zaman saygı duymuştum. Bu güne kadar.. İki yanımda oturan Ege ve Efeden güç almaya çalışarak bakışlarımı onlardan çekmeyi başardım. Bu sabah Avukat aramış ve artık bekleme süresinin dolduğunu Selim'in vasiyetinin açıklanacağını söylemişti. Başta gelmek istemesemde Sibel Hanımın sürekli benim hakkımda çıkardığı dedikodular ve beni kötülemeye çalışması ile kararımı değiştirmiştim. Aslında birazcıkta onları sinir etmek için gelmiştim buraya. Ama tek başıma karşılarına çıkacak gücü bulamamış Efe ve Egeyi de çağırmıştım. Tabi ki beni kırmamışlar hatta bu olaya balıklama atlamışlardı. Şimdi ise beşimiz Avukatın ofisinde oturuyor Selim'in vasiyetinin açıklanmasını bekliyorduk. Oda da ki gerilimi buram buram hissederken sonunda kapı açılmış ve Avukat Bey yanında başka bir adamla daha odaya girmişti. Hepimize kısaca hoşgeldin diyerek yanındaki kişiyi tanıştırmış ve Selim'in vasiyetini onaylattığı noter olduğunu söylemişti. " Öncelikle sizi beklettiğim için özür dilerim. Ancak vasiyet açıklanırken Noter Beyin de yanımızda olmasını istedim. " " Bir an önce oku şunu Sencer. Yeterince zaman kaybettik " Eski kayınpederim Orhan Bey'in sert çıkan sesi ile Avukat hemen masanın üzerindeki zarfı alarak açmaya başladı. Ben ise Efe ve Ege'nin ortasında iyice büzülmüştüm. Avukatın boğazını temizlemesi ile bütün dikkatimi ona verdim. " Öncelikle bu yazdıklarımın okunmak zorunda olması için üzgünüm. Bu demektir ki aranızdan erken ayrıldım ve sizlere büyük bir acı yaşattım." Selim'in sözcükleri boğazıma bir yumru oluştururken Sibel Hanımın da gözlerinin dolduğunu gördüm. Ne kadar soğuk bir insan olsa da Selim onun tek çocuğuydu ve o evladını kaybeden bir anneydi. " Ceylan. Ceylanım. Benim güzel karım. Seni yanlız bıraktığım için ne olur beni affet. Sadece ne olursa olsun seni bütün kalbimle sevdiğimi ve seveceğimi bil. " Gözlerimdeki yaşların akmaması için kendimi zorlarken Ege kolunu sırtımdan atarak beni kendine çekmişti. " Annem. Babam. Sizleri de üzdüğüm için beni bağışlayın. Ama ölüm bu. Zamanı geldi mi hiç kimse önüne geçemez. Bu yüzden benim yokluğumda Ceylanım size emanet " Sibel Hanımın yüzünü buruşturması bütün sinirimi alt üst edince bu sefer de gülmemek için kendimi tutmuştum. Ah be Selim beni kimlere emanet ediyorsun sen.. " Mal varlığıma gelecek olursak, şirket ve otellerdeki  babamın bana vermiş olduğu hisseleri babama geri iade ediyorum." Sibel Hanımın memnun olmuş ve zafer ifadesi taşıyan yüzü beni bulduğunda hemen başımı çevirdim. " Şu an oturuyor olduğumuz evi, Antalya ve Bodrumdaki yazlığı, şahsıma kayıtlı bütün ticari ve şahsi araçları, kendi adıma açılmış olan banka hesabımdaki bütün parayı ve otellerdeki dedemden bana kalan hisseleri eşim Ceylana bırakıyorum." " Hayırr. Bunu asla kabul etmem." " Böyle bir şey olamaz " Sibel hanım ve Orhan Bey itiraz ederlerken ben duyduklarım ile ağzım beş karış açılmış bakıyordum. Efe ve Ege kendi tarzlarında şaşkınlıklarını ve sevinçlerini dile getirirken ben böyle bir şeyi kabul edemeyeceğimi düşünüyordum. Evlenmeden önce sahip olduğu hiç birşey benim değildi. Hak etmiyordum. " Bu vasiyet geçersizdir Sercan. Biz oğlumla beraber hazırlamıştık. Benimki de onunki de hazırdı. Bu farklı. " Orhan Bey'in söylediklerine başını iki yana sallayarak karşı çıkmıştı Avukat. " Selim Bey bu vasiyeti iki yıl önce hazırlayıp bize teslim etti Orhan Bey " " Babamın hisselerini Ceylana veremez." " Babanız kendi payını direk torununa bıraktığı için istediği kişiye verme hakkına sahipti Orhan Bey" Orhan Bey sinirle ayağa kalkarken " Bu vasiyeti kabul etmiyorum. Derhâl Ceylana dava açacaksın. " demişti. Orhan Bey'in ağzından çıkanlar beni ikinci bir şoka uğratırken peşinden de büyük bir hayal kırıklığını getirmişti. Hiç bir zaman Selim'in parasında gözüm olmamıştı. Onlar kadar olmasa da benim ailemin durumu da gayet iyiydi. Ege ve Efe Orhan Beyle ağız dalaşına girerken Avukat Bey " Üzgünüm Orhan Bey. Ben Ceylan Hanımın Avukatıyım. Dolayısıyla ona karşı bir dava açamam." demesi Karı kocayı kısa süreliğine durdurmuştu. Ama sonrasında gelen Orhan Bey'in gürlemesi beni yerimde hoplatmıştı. " Nankör. Yıllardır ailemizin ekmeğini yedin. Şimdi nasıl bizi satarsın " " Orhan Bey ben sizden emeğimin karşılığını aldım. " Orhan Bey ve Avukatın kapışmasını izlerken Sibel Hanımın birden üzerime atlaması ile ortalık iyice  karışmıştı. Saçlarımdan tutan ellerini Ege zorla çekerken Orhan bey eşi gibi  hem bana bağırıyor hemde Sibel Hanımı benden uzaklaştırıyordu. " Seni pis kadın. Önce oğlumun yatağına  girdin. Seninle evlenmek zorunda bıraktın. Soyadımızı aldın. Sonra da aklına girip vasiyetini mi değişttirdin." Sibel Hanımın sözleri benim sinirlerimi tepeme çıkarırken Efenin bağırtısını duydum. " Ağzını topla Hanım teyze . Yoksa büyük falan dinlemiycem haa " Ege kardeşini geriye çekerken Orhan Bey bana parmağını sallayarak " Mirası reddedeceksin Ceylan. Eğer bunu yaparsan sana oturduğun evi bırakırım. Yok yapmazsan ne yapar eder elindeki herşeyi alırım" demişti.  Bütün bu olanlardan başım ağrımaya başlamış ne yapacağımı düşünürken Ege " Bir Avukat ve Noterin yanında Ceylan ablayı tehdit ettiniz Orhan amca. Ayrıca bizlerde şahidiz. Sözlerinize ve davranışlarınıza dikkat edin artık " demesi ile herkes yine bir an duraklamıştı. Sibel Hanım elinin tersi ile üzerindeki elbiseyi düzelterek arkasını döndü. Ben ise sinirden kıpkırmızı bir şekilde avukata döndüm. " Açıkçası bu mirası hak ettiğimi düşünmüyorum o yüzden de reddetmek istiyordum. Ancak bu gördüğüm muamele aklımı başıma getirdi sanırım. Hepsini kabul ediyorum ve bana karşı açılacak bütün davalara ve oyunlara gereken cevapları vereceğim." Son sözlerimi Sibel Hanıma ve Orhan Beye bakarak söylemiştim. Orhan Bey hızla dışarı çıkarken Sibel Hanım sadece başını bana çevirip "pişman olacaksın " demiş ve Eşinin arkasından çıkmıştı. Odada kalanlar birbirimize bakarken derin bir nefes vererek arkamdaki koltuğa çöktüm && Sonunda evime girdiğimde yorgunluktan ölüyordum. Bu gün olanlar ve konuşulanlar kafamı şişirmişti ve kazan gibi olmuştu. Tek istediğim sessizlikti. " Ceylan ablaa " Ege ve Efe arkamdan bağırarak eve girdiklerinde bezmiş bir şekilde onlara baktım. " Hayırdır. Eve gitmiyor muydunuz siz ?" Ege ceketini çıkarıp Efe'ye attığında Efe kaşlarını çatarak elindeki ceketi askıya asmıştı. " Bu gün amcamlar geliyormuş. O çenesi düşük kuzenleri hiç çekemeyiz " Efe kardeşini onaylarken " Bizde en sevdiğimiz diğer kuzenimizin yanına geldik " diye sözünü tamamlamıştı. Gözlerimi devirirken merdivenlere yöneldim. Daha önce de bir çok kez burda kalmışlardı. Kısaca yolu biliyorlardı. Yatak odamıza girdiğimde yine Selim'in parfüm kokusu karşılamıştı beni. Bunun garip olduğunu biliyordum. Selim'in parfümünden bir sürü almış onu kullanıyordum. Sanırım bu yaptığım dışardan iyi görünmüyordu. Belki de benim deli olduğumu bile düşünebilirlerdi. Ama ben sadece Selim'in yokluğunu biraz olsun azaltmaya çalışıyordum. Üstelik normalde parfüm kokusu sevmediğim için her zaman dışarıda parfüm kullanan Selim'in şimdi bu halimi görseydi ne düşüneceğini bilemiyordum.  Üzerimi değiştirip eşofmanları mı giydim. Avukatın ofisinden çıktığımdan beri midem bulanıyordu. Heyecandan kahvaltı da yapmamıştım. Odadan çıkıp mutfağa girdiğimde Egeyi kapıya arkası dönük bir şekilde telefonla konuşurken buldum. " Ceylan abladayım canım. Bu akşam gelemem. " "...." " Saçmalama kızım kuzenim o benim." "...." " Ee ne olmuş gençse ?" Ne duyduysa Ege'nin sırtı gerilmişti ve sanırım bu hiç iyi değildi . " Kapat kızım kapat. Benim seninle işim olmaz bundan sonra " Hızla arkasını döndüğünde beni görünce tek kaşını kaldırıp bana hesap sorar onu baktığında omuzlarımı silktim. " Acıktım. Konuştuğun kimdi ?" " Artık önemsiz biri " " Sevgilin gibi geldi bana " " Bir tık öncesiydik. Ama bu günden sonra şansı kalmadı. Kimse benim Ceylanıma laf söyleyemez " Yanağımdan bir makas alıp buzdolabını açarken " zevzek " diye söyleniyordum. Biraz sonra üçümüz için birşeyler hazırlamış salona geçmiştik. Koltukta uyuklayan Egeyi dürterek kaldırdıktan sonra yemeklerimizi yiyip masada boş boş birbirimize bakmaya başladık. Aslında düşünceliydim. Şimdi üzerimde işletilmesi gereken oteller vardı ve ben bunlardan gram anlamıyordum. Ögretmendim ben. Benim işim yardım etmekti, çocukları dinlemekti. " Bize de söyle " " Hı ?" Yanımda oturan Ege elimi tutarak ona dönmemi sağladı. " Diyorum ki seni bu kadar düşündüren şey ne ise bize de söyle . Bir çözüm bulabiliriz " " Bu olanları düşünüyorum. Evler arabalar tamam da bu hisseleri ne yapacağım. Hiç anlamam ben " Efe sırıtarak arkasına yaslanırken Ege elimi bırakıp aynı şekilde kardeşine baktı. Bende anlamaz bir şekilde ikisine bakarken dayanamayıp " Ne oldu " diye sormuştum. " Ablacım biz ne okuduk " " Ne okudunuz ?" Efe bana " Yuh " derken aklım tamamen karışmış onlara bakıyordum. " Ablacım sen hisseleri yönetme işini bize bırak. Hem böylece annem de yakamızdan düşer. " Ege ve Efe birbirlerine yumruklarını tokuştururken bu işin olabiliritesini düşündüm. İkisinede güvenim sonsuzdu. Bu işi becerebileceklerine inanıyorlarsa  bende arkalarında olurdum. " Tamam " Efe " Nerelerde bu oteller ve kaç tane ?" diye sorduğunda düşünmeye başladım. Hiç Selim'in işlerine ilgi duymamıştım. Sadece sorunları olduğunda ya da bana ihtiyacı olduğunda onunla işleri ile ilgili dertleşmiş ama derine inmemiştim. Hatırladığım kadarı ile saymaya başladım. " Tam bilmiyorum ama burada , Antalya ve İstanbul'da olduğunu biliyorum." " Hisse oranı ne kadar ?" Ege'ye bakarken başımı iki yana salladım. Hiç bir fikrim yoktu. Ege bana inanamaz gibi bakarken kendimi savunmak amaçlı " Tamam benim ilgim yoktu  bu işlere ama Selimde pek işini anlatan biri değildi ne yapayım " dedim. " Pekala detayları Avukattan öğreniriz." Efe heyecanla kardeşine döndüğünde ben yerimden kalkıyordum. " Yanlız Avukat ne laf koydu Orhan amcaya . ' Ben ceylan hanımın Avukatıyım ' Suratının aldığı ifadeyi hiç unutmayacağım " İkiside gülerken bende onlara katıldım. Esaslı adam çıkmıştı. Aylarca beni ikna etme çabası da vardı. " Ceylanım " Tam mutfaktan çıkarken Efenin seslenişi ile durakladım. " Efendim " " Hiç başka şehirde yaşamayı düşündün mü " &&  
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD