Hazal, bir adımlık mesafede konuşmadan duran Akın’ın yüz ifadesinden ve bakışlarından bir anlam çıkartmaya çalıştı ama çıkartamadı. Gönderdiği elbiseyi giymediği için kızgın mıydı ya da bu haliyle onu beğenmiş miydi anlayamıyordu. O an aklına, ilk karşılaşmalarına neden olan bisiklet kazası geldi. O zaman da tartışma esnasında gözlerine böyle donmuş gözlerle bakmıştı. Bunları düşününce, her istediğini yaptırmaya alışık olan adamın öfkeli olduğuna karar verdi. “Beklettiysem …” dedi fakat Hazal cümlesini bitiremeden, Akın dudaklarına bakarak üzerine doğru ani bir adım attı. Bakışlarını yeşil gözlerine çevirdiğinde sert bir dille “Bu benim gönderdiğim elbise değil, neden?” dedi. Soruyu sorarken nefesinden yayılan mentol, parfümünün kokusuyla karışıyordu. Dahası Akın’la yakın olmak kadar on