Eylem, elinde kahve fincanı ile Esra’nın karşısında oturuyordu. Hastaneden çıkışının ardından soluğu kızın evinde almıştı. Bu sefer, önceki gibi ağır yaralanmamıştı ama adamların babasına rağmen peşini bırakmamış olmasından dolayı korkmaya başlamıştı. Eylem, “Esra, baban haklı. Adam sana el çektirdi diye kızmıyorum. Bu kez senin tarafında olamıyorum. Hiç kusura bakma! Bırak artık şu işin peşini,” dedi. Kızın solgun yüzünü süzerken “Emir öldürecekler diyor başka bir şey demiyor. Haberleri izlerken her gün yüreğim ağzımda… Yapma, ülkeyi sen mi düzelteceksin!” Esra, “Beni sustururlar, seni bezdirirler… Ee, kim düzeltecek, kim arayacak milletin hakkını?” deyip boyunluğuna el attı. Sonunda tahammülsüz bir şekilde çıkarıp attı. “Bir şey yapmadan duramıyorum,” deyip bardağını dudağına götürd